35 yaşın altındaki erkeklerde, nadiren de olsa meme kanserine rastlandığının altını çizen Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Karagöl, hastalığın ileriki yaşlarda daha sık görüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Karagöl, “Erkek çocuklarında doğumdan itibaren meme dokusu olur. Erişkin erkeklerde, bu doku gelişmemiş olsa dahi meme kanseri görülebilir. Türkiye’de yılda yaklaşık 300 erkek meme kanserine yakalanıyor” diye konuştu.

KANSER BELİRTİLERİ AYNI             

Erkeklerdeki meme kanseri bulgularının, kadınlarda görülen meme kanserine benzediğini ifade eden Prof. Dr. Karagöl, “Meme bölgesinde ele gelen ağrılı veya ağrısız bir kitle veya kalınlaşma olması, meme bölgesi cildinde renk veya biçimsel değişikliklerin olması, bu bölgede yara gelişmesi, meme ucundan akıntı olması, meme ucunda çekilme veya renk değişikliği olması en sık rastlanan bulgulardır. Kanserin mikroskopik yapısı da genel olarak erkek ve kadın meme kanseri hastalarında benzerdir. Sadece, erkek meme kanserlerinde hormon reseptör testi daha yüksek oranda pozitif çıkmaktadır ki bu erkek hastada hormonal tedaviye daha fazla yanıt olacağının göstergesidir” dedi.

GENETİK BİR HASTALIK

Erkeklerdeki meme kanseri gelişiminde hormonal dengesizliklerin, kullanılan bazı hormonal nitelikte ilaçların, bazı genetik bozuklukların ve ailede meme kanserli akrabaların olmasının etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karagöl, “Yani bu durumun ırsi olması da muhtemel. Ailedeki herhangi birinde meme kanseri olan erkek varsa tüm ailenin yakından takip edilmesi gerekir” diye konuştu.

Uygulanan tedavinin de kadınlar ile aynı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Karagöl, “Erken evrede temel tedavi cerrahidir. Bazı hastalarda ameliyat öncesi kitle küçültme amaçlı ilaç (kemoterapi ve immünoterapi) tedavileri ve yine bazı hastalarda, ameliyat sonrası, tekrarlama riskini azaltma amaçlı ilaç (kemoterapi, immünoterapi ve hormonoterapi) ve radyoterapi (ışın tedavisi) uygulamaları yapılır. İleri evrede ise temel tedavi ilaçlarla (kemoterapi, immünoterapi, küçük moleküllü akıllı ilaçlar ve hormonoterapi ilaçları) yapılır. Gereken durumlarda radyoterapi ve cerrahi de yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Kaynak:  Yeniçağ