Unutma... Unutturma...

Unutma... Unutturma...

14 Temmuz 1959 yılında, Irak Kerkük Türklerine karşı, Kürtlerin eliyle haince, sinsi planla, hazırlık görmekle, uygulama sonucu seçkin Milliyetçi, Liderlerimiz, Türklük uğrunda kanlarını, canlarını Kerkük’ün temiz toprağına adak vermişlerdir. 

A+A-
14 TEMMUZ 1959 TARİHİNDE KERKÜK TÜRKLERİNE KARŞI İŞLENEN KANLI KATLİAM 

 

SADUN KÖPRÜLÜ
 
 

Komünist, Kürt Militanları, çok sayıda Irak Türklerini öldürmekle, aydın İnsanlarımızı, kurşuna dizerek, sürgün atmışlardır, dipçikle dövülerek, şahit edilerek, bir bölüm Türkleri, diri, diri toprağa gömmüşlerdir, kimide direk, elektrikle asılarak, Temmuzun sıcak güneşin altında bırakılmıştı. 

Irak Türklerinin çoğunun gözleri oyularak, bedenleri sokak, sokak sürüklenerek, kamyon, Traktörler üzerlerinden geçmişti. 

Kerkük Türklerine karşı, işlenen bu toplu soykırım, katliam düşünce aklımızda en çok içli derin yer almakla iz bırakmıştı. 

Irak’ta kraliyet rejimine son vermekle, devrildikten sonra, bir cumhuriyet rejim kurulmuştu, Irak Türkleri bu yeni devrimden, cumhuriyetten, mutlu, hayırlı, kurtuluş günlerin, sevinçli, anlarını yaşamakla, bir hayal kurmak üzere, özgürlüklerine kavuşmalarının, en güzel günlerini yaşamakla, sevinçliydiler. 

Bu sevinç, mutluluk çok sürmeden, Kürtler, diktatörlüğün ALLAH korkusu bilmeyen, kıyıcılara karşı, var güçleriyle Kerkük Irak Türkleri direnerek, özgürlüklerini, anadillerini, yüce tarihlerini savunarak, ercesine, aslancasına durarak, bunun karşılığını, bu korkunç katliam sonucu şehitlerin kanı dökülerek, bu atılgan, kahraman Türk milleti için canlarından vazgeçirerek, Kerkük’ün mas mavi göğünde, bir Ay yıldız olarak parladılar, Bu kara şom gün akşamdan başlayarak üç gün, üç gece sürmüştü. 

Şehitlerimiz düşmanlara, kızıl Kürtlere karşı, birer milliyetçi, yiğit Mehmetçik, Türk eri idiler. 

Kerkük ve etrafı, yüzde yüz Türk olarak, başka yerlerden gelen Kürt, En son da Saddam rejiminin, her türlü yardımıyla, Arap devletlerinden gelen Araplar, Kerkük nüfusuna girmekle, kendilerini Kerküklü Arap, yoksa Kerküklü Kürt saymakla, uzun yıllardan dedelerin, ataların kanları, canlarıyla kurulan, Kerkük boş sözle, boş kafayla, yalan uydurmayla değişilemez, Kerkük’ün Türklüğüne Tarihi, gömütler, mezarlar birer kanıt diye görülmektedir. 

Kerkük Türklerin kendi milletinin idaresinde olduğu zaman, başka her bakımdan ilerlemiş, bir yurt idi bu topraklarda, Türkmen milletinin kurmuş oldukları devletlerde göz önündeydi, Kerkük Irak’ta başka milletlerin, Türk düşmanlarının yönetimi altına girdiği andan, şimdiye kadar Kerküklü ve tüm Irak Türkleri her türlü baskı, zulüm, işkence uzaklaşma, sürgün, mahpushane, idam, katliamlara, uğramaktadırlar. 

Buna karşın Irak Türkleri, hiç bir zaman ümitsiz ve anavatan tüm dünya Türklerinin, biricik vatanları olan, Türk bağımsız, Türkiyesiz olamadılar ve Türkiye’den ümitlerini kesmediler, tüm baskı, zulüm içindede, yüce tarihlerini kültür, benliklerini, dillerini, gelenek, görenek, adetlerini korudular. 

Ve mücadelelerini sürdürmüşlerdir, Kerkük katliamını Kürtler, Komünistler Türklere karşı birleşerek, planlarından Kerkük Türk’ünü, Turancıları yok etmeyi yıllar boyu çizerek, tam zamanı 14 Temmuz 1959 olarak seçmişlerdir. 

Türk’ün en büyük düşmanı, olan Barzani ve yüksek komünist şurası, Irak cumhurbaşkanı, diktatör Abdülkerim Kasımla temasa geçerek, yönerge aldıktan sonra harekete geçmişlerdir. 

Kerkük ikinci tümen kumandanı olan Nazım Tabakçalı vatana hıyanet suçuyla Mehdavı yargı evi tarafından idam etmişlerdir, Yerine Barzani’nin dostu aşırı kızıl komünist Davut El Cenabı, yıllarca Rusya’da kalarak, sonradan kurşuna dizilmiştir ve Irak yüksek komünist şurası başkanı, Türk düşmanı, kızıl Kürt Maruf Benzenci atılmıştı, kendileri gibi, kıyıcı komünist Cebbar Pıruz han, Nuri Molla Veli, Kitapçı Ojen Ermeni komünist birleşerek, Kerkük’te olan Emniyet, yönetmenleri, başka yerlere göndermekle, Komünistleri götürmüşlerdir ve Kerkük şehrinin her bir yerine Kürtler, Komünistler yerleşerek, türlü silahlarla [Halk Mukavemet ] Teşkilatı, üç bin Kerküklü Türk gencini tutuk evine atarak, planlarını uygulamaya başladılar, 

Irak’ın İhtilalinin yıl dönümünü 14 Temmuz 1959 günü Komünist, Kürtler, ellerinde iplerle dolaşmakla, bir avuç olarak bir Türkmen gazinosuna saldırıda bulunarak, Osman Hıdır Türk’ü şehit etmişlerdi. 

Türkmenler bu Kürtlere, karşı durmak, savaşmaya katılmak isteyerek, ikindi tümen tarafından bir bildiri yayınlanarak, dışarı sokağa çıkma yasaklanması bildirildi, Bu yasaklık belli oldu ki, yalnız Kerkük Türk’ü için imiş, Türklerde yasaya, sisteme, düzene saygı gösteren millet oldukları için, buyruğa uyarak her kes evine yüzleştiler. 

Kürt Komünist subay, askerleri Kerkük’ün her bir yerini, ablukaya silahlılarla sardıktan sonra, tüm Kürt yerlerinden gelen Komünist, Kürtler, Türkmen evlerine saldırdılar, doğru Türk olanların adları, yanlarında yazılarak, askeri Kışlaya götürerek, kurşuna dizdiler, önde tanılan milliyetçi şehit Ata, İhsan Hayrullah kardeşler, Kasım, Ali Neftçi, Mehmet Selahattin avcı kardeşler, Nihat, Cihat, Emel Fuat Muhtar üç kardeşlerle, çok sayıda Milliyetçi, Türkçü gençlerimiz, şehit olmuştu, ondan sonra ALLAH’TAN korkmayan, kıyıcılar cesetlerini caddede, sokaklarda sürükleyerek, kimi Türklerinde, diri, diri iki ciplere bağlamakla, ters yöne giderek, cesetlerini ikiye bölmüşlerdir. 

sloganlarda atarak, yok olsun, kahrolsun Türkiye, kahrolsun Türkler, kahır gericiler, gazino, dükkanlarda, evlerde o zaman Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye, Enver paşa, Boz kurtların resimleri çok sayıda bulunmaktaydı, resimleri Parçalamaya başladılar. 

Korkunç katliam üç gün, üç gece sürmekle, Kürtler köy, dağlardan gelerek, askeri araçları Kerkük şehrine götürmekle, tüm dükkân, mağazalara saldırarak her ne varsa onu yağmalayarak, her şeyi unuturlar, yağmalara dalmasaydılar Türklerin Şehit sayısı dehada çok artardı. 

Bu acı, kötü, korkunç durumu görenlerin çoğu, çıldırdı, çok gebe kadınlar çocuklarını düşürdü, çok sayıda Türkmenler suçsuz, günahsız kıyıcı Kürt komünistler tarafından, öldürülmekle, birçok Türklerde yaralanmıştı, aile çocuklarının gözü önünde, kurşunlanarak şirin canlarını vermişlerdir, bunun yanında iki kardeşle 12 yaşında EMEL MUHTAR DA, zalimcesine gözyaşlarına acımadan, şehit etmişlerdi. 

Emel öğrenci bir genç kız olarak, Azize, Semire adında iki kız kardeşi vardı, Nihat, Cihat, Kubat, adında üç ağabeyi, babası Fuat mahalle muhtarı idi, hep bir evde yaşıyordular, 15 Temmuz kapı çalındı, silahlı Kürtler, Komünistler Nihat’la, Cihat ve Kubatı vura, vura tutuklayarak sürüklediler, Babanın beyaz sakalına acımadan, çaresiz zavallı annenin acı çilesi gözyaşları, taştan olan yüreksizleri bile ağlatıyordu, ama ağlamak, gözyaşı dökmek, yaka yırtmak bu canilere, cellâtlara insan olmayanlara, ALLAH, PEYGAMBER tanımayanlara, ne yapacak, baba önüne atıldı, beni öldürün onların yerine, Anne yok beni götürün, öldürün onlara kıymayın, çocuktular, anne, baba yalvarıyorlar. 

o eli kanlılar, zalimler ne anlarlar çocuk, anne, babalık hakkı, ciğeri ne bilirler. 

Adamı, ve kadını o kadar öldürmeden, döverek, hemen caniler, katiller, Nihat’ı kurşuna dizerek şehit ettiler, ağabeycisine koşan 12 yaşında Emelde, hainler tarafından kurşunlanarak, kardeşinin yanına düşerek, şirin canını verdi, ardından gaddarlar, kıyıcı, cellatlar kurşunu Cihatta doğru vurarak, Emel ve iki kardeşleri katiller, dışarıya sürükleyerek, araba arkasına iple bağladıktan sonra, kimsesiz Kerkük caddelerinde, bu suçsuzları sürüklediler. 

Gözleri kanla dolan katiller, Türk düşmanları, nerde Türkmen evi olarak bırakmadılar, aramaya başladılar, hayatını Irak ordusu, toprağına, taşına, canını adayan ve savunan, yiğit, kahraman, bir liderimiz sayılan ATA HAYRULLH 14 Temmuz katliamının ilk gecesinde, evde çocuklarıyla konuşmakla, onlara Türklükten, tarihten söz açarak, aynı an tüm aile çocuklarına, TÜRK milli kıyafetlerini giydirmelerini istemişti, kendiside onlarla, Kürtlerin uşakları kapısını çalarak, seni komandan kışlada istiyor diye, onu Türklerin olduğu ölüm kan meydanına götürdüler. 

Kıyıcı zalimler, ona en iğrenç işkence, acıyı gösterdiler ve onu kışlanın önünde, bulunan bir ağaca, bağladıktan sonra, Kurtça diri, diri etlerini keserek, 

TÜRKÇÜLERİN, LİDERİ, ATA HAYRULLANIN ETİNİN KİLOSU 10 FİLİS, ALAN VARMI.[FILIS KURUŞ DEMEK]. 

ve etlerini etrafta olan, hayvan önüne, atmaya başladılar. 

Katiller bu defa aynı durumu, kardeşi Yarbay Doktor, İHSAN HAYRULLA DA bu biçimde şehit oldu, kardeşinin önünde işkence yaparak, yüreği insan sevgisine dolu kendisine zulüm, işkence, eden bu cellâtları defalarca bedava olarak ilaç ederek evinde yaşatmıştı, onlara yemek, su vermişti. 

Kimsesiz olan Türkmenlerin yalnız dillerinde, ALLAH, PEYGAMBER bağırmakla, çağırmaktaydılar, buna karşın Kâfir, Komünistler Kürtler, öyle söylemekteydiler, (ALLAH YOK, İZİNE GİTMİŞ) (PEYĞAMBER SİHİRBAZ. BÜYÜCÜYDÜ ) Sizi kimse kurtaramaz, bakalım Sevdiğiniz Türkiye gelsin, Mustafa Kemal, Ata Türk’te öldü, kim kurtaracak sizleri, Kürtlerden, Kerkük’te Başka bir kimse yaşayamaz, Çıkın buradan, burası Kürdün hep öyle söylemekle, türlü işkence, zulüm, baskıları artmaktaydı. 

Kerkük katliamı, soydaşlarımızın, şehit edilmesi toplu, yok etme planı komünist militanları, organize etmekle, birçok etnik grupların, işbirliğiyle, gerçekleşmişti ve Irak hükümeti, yardımıyla yapılmıştı, ikinci ordu komutanlığı, birliklerinde katılmıştı. 

Ve Kerkük katliamına, önde gelen Türkmen düşmanlarından, Kürt liderlerinden Celal Talabani’nin de elinde silahla, Kerkük cadde, sokaklarında, Türkmen’e ateş açarak, sürekli ordu karargâhında bulunmaktaydı. Ayrıca Komünist Kürt çıldırmış ırkçı Nuri Talabani de büyük rol oynamıştı, Celal ile Mustafa Barzani, önde gelen sorumlular arasındadırlar. 

Yıllar süren Arap Kürt düşmanlığı ve Kürt, Kürt düşmanlığı çatışması Irak Türklerine karşı birden unutularak, dost kardeş olarak, birbirlerine sarınarak, Türkleri yok etmeye çalıştılar, Mustafa Barzani, ileri gelen Kürtlerin evinde, toplantı yaparak, Türklere karşı plan çizmekteydi, Bilgi, yönerge veriyordu, ertesi gün Barzani, Bağdat’a büyük kalabalıkla uğurluyorlar ve Bağdat’ta planlarını yeniliyor, elemanlarda olaylar çıkarıyor, büyük kavgalar olarak, Türklerin dükkân, mağazalarını, yağma, paramparça olarak Türkçe yazılan tabelalar indiriliyorlar, Türklere ölüm, Kerkük Kürtlerindir, Türk yok, boş sözleri bağırarak, sokaklarda koşuyorlardı. 

Düşmanların amaçları, Bu katliamdan Kerkük’ün en aydın, yetişmiş atılgan kahraman liderlerini, yok etme, onları sahipsiz, başsız bırakmak, Türkleri zulüm işkence, baskıyla, korkutma topraklarından kaçırmak, yerlerini almak, Türklerin sahip oldukları, varlı zengin petrol bölgesinden, uzaklaştırmak, kendi ellerine geçirmek, Türkmen ocaklarını söndürmek istiyorlardı. 

Çünkü Irak Türkleri, her bir bakımdan, başkalarından dehada iyi, şerefli, töreli, erdemli, efendi, tarihi yüce, eski bir millet, büyük uzun yıllar hüküm eden, devletler kuran, yiğit kahramanlıkla, tanılan, doğru Müslüman, ULUTANRIYA inanan, bir millet olduğundan dolayı, kendileri boş hayale, yaşamakla, devlet kurma ve Kerkük benim olacak diye, kendilerini aldatmakla, eziklik, psikolojik hastalığına, düşerek, Türk düşmanlığını yaşamaktadırlar. 

Bu planlara karşı, Türkmen milleti, bu gün dehada uyanık, düşmanını tanımakla, Bağdat yönetimi ve tüm düşmanlar iyice bilmelidir, Türkmen milletinin, birlik beraberliğini, boza bilmeyecekler, bu toplumu, bu kültürlü, eski tarihli, efendi milleti, ortadan kaldıra bilemezler, doğru, babalı anneli, temiz, şerefli ahlaklı, Türkmenlerde senlik, benlik, Sünni, Şiilik, köylü, şehirli, Kerküklü, Erbil’li, Telafer, Tuzlu yoktu ve olmayacaktır. 

Tüm düşmana karşı, bir olmalı, sımsıkı sarılmalı, Türkmen’in göz ışığı, gönlü olan ANAYURDUMUZ KERKÜK’Ü, bağrımıza, kucağımıza sarmalı, o bizim ümidimiz, BAŞ GÖLGEMİZ, BAŞ ŞEHRİMİZ, GÖZYAŞIMIZ, SEVİNCİMİZ, TEK VARLIĞIMIZDIR. 

Düşmanlar, yurdumuzu, atadan kalma kutsal topraklarımızı, kendi malı, saymakla, milletimizi sildirmekle ve birbirlerinden ayırmakla, Milli Türklük, ruhunu yok etmeye yönelmişlerdir ve çok insanlarımızı, aydınlarımızı nedensiz yere yalnız Türk olduklarından dolayı, idam ederek, uzun yıllar mahpushaneye atmışlardır, bunun yanında, sürekli tutuklamalarla, işkence, Sürgün, malları üstüne, el koyma ve başka terör Saddam Barzaniler, Talabani’ler soydaşlarımıza, çok ziyan vermişler. Ve vermektedirler. 

14 Temmuz 1959 tarihinde, çok önemli yeri olan, şehit Albay Abdullah Abdulrahman 1913 Yılında Kerkük’te dünyaya gelmişti, Bağdat Harbi okulundan mezun olarak, 1941 yılında İngilizlere, karşı milli harekette yer alarak, 1948 yılında General Mustafa Regaip Ve Ömer Âliyle birlikte, başarılı olarak FİLİSTİNİ kurtarma harekâtına katılarak, yanlarında savaşa katılmıştı, 1958 ihtilalinden sonra, Kerkük’te ikinci tümen komutan yardımcısı, olmuştu, içi dürüst, temiz Milliyetçi, mert, atılgan, yiğit, Türk sever yardıma koşan bir Türkçüydü, 1959 yılında Kerkük Katliamından ALLAH’IN yardımı ile mucizeyle, kurtularak, Türkmen Tazehurmatu yoluyla, Bağdada General Abdal Kerim Kasıma, gizli olarak, ulaştıktan sonra, Kerkük’teki katliamdan haber vererek, kan kardeşlerini, Türkmen Milletini, büyük felaketten çabasıyla kurtarmıştır. Kerkük’te katliamı yapan Kürt, komünistlerse Abdul Kerim Kasıma, TÜRKLER KERKÜK KALESINDA, ayaklanmışlardır, ABDULLA ABDURRAHMAN başkanlığında ve Silaha sarılmışlardır, Bu yalanı uydurmakla, Abdul Kerimin yanında olan şehidimiz, düşmanın sözünü yalanlamakla, Abdul Kerim bildiri vererek, katliam durdurulmuştu, ikinci ordu komutanı ve Kürt Komünistlerle, birliklerine gelince, Kerkük Kalasına ateş açarak, toplar atarak, çok sayıda Türkleri şehit ve yaralamışlardır. 

Büyük Türkçü şehit Albay 1964- 1973 ve 1974- 1976 yıllarında, Türkmen Kardeşlik ocağının başkanlığını, milli Türklük duygusuyla başararak, ocağa bağlı bir öğrenci yurdu, yoksun ve Arap Baas partisine katılmayan, Türk öğrencileri için 35 kişiyi yerleştiren, bir öğrenci yurdu, doktor şehit Rıza Demirci açarak, Türkçe, Kardeşlik dergisini sürekli olarak yayınlamıştı. Irak Türklerinin durum, meselesiyle, yakından ilgilenerek, milleti için çalışmıştı, tüm Türkmen köy kasaba, şehirler, bölgelerini gezerek, ocağın milletin, ilkelerini, tarih, kültürünü, dilini yaymaya çalışmakla çaba sarf etmişti. 

Kaç defa, Saddam rejimi, Türkmen kardeşlik ocağı için seçimler yaparak, kendi Arap Baas partisinden adamlarını seçime göndermekle, zorlayarak, ama millet tüm korku, işkence, tutuklamaya karşı, kendi albayı Abdullah Abdulrahman seçmişti, en son Irak terör hükümeti bir bildiriyle, kendi elemanlarını, Saddamcıları iş Başına atarak, 1976 yılında Saddam Baas rejimi, Türkleri yok etmek için, kıyıcı politikasına, dayanarak şehit Albayı Ocağın başından uzaklaştırmakla, 1979 yılında mart ayında arkadaşları, Milliyetçi, Türkçü şehitlerimiz NECDET KOÇAK, ADİL ŞERİF Ve şimdiye kadar Yeri belli olmayan, bilim adamımız RIZA DEMİRCİ ile birlikte, tutuklanarak 67 yaşında 16 Ocak 1980 tarihinde, Türklük, Türkiye’den dolayı, türlü işkenceyle, gözlerini oymakla, idam olarak şehitler kervanına katılmıştır. 

Kerkük etrafını, türlü araçlarla, Silahlarla, abluka eden düşman, öteki Türkmen şehir, ilçe, köy kasaba, bucaklarla, ilişkisini keserek, Türkmen milleti KERKÜK Türklerinin, çile işkence, yardımına ulaşmasın diye, buna rağmen yiğit atılgan Türkmen sever kardeşler, Tazehurmatu, Altunköprü, Telaferden çok yerlerden kardeşler hazırlık görmekle, Kerkük sınırına dayanmışlardır. 

Buda belli ki, Türkmen milleti, her bir zaman, her bir alanda, ayrımsız düşmanlara karşı, korkmadan savaşacaklar, Silahı, Kalem, Kültür, Efendilik, Töre, şerefle, Bilgiyle, İslam Diniyle, Kan, Can, Gönül, Duygu, İlke, Birliğiyle, duracaklar. 

adı geçen Türklük, Kerkük hak yolunda şehit olan kan kardeşlerimizi anarken 

ULUTANRIDAN, Bol, bol rahmet diler, yerleri Cennet olsun. 

Kalan yakınlarına ve tüm Türk dünyasına, bağımsızlık, özgürlük, sağlık mutluluk diler. 

Her bir çağda, şehitlerimizin yakmış, olduğu Meşale, çırağı elden ele, iç Türklük, Turancılık, umuduyla taşarak, milli davayı, el gönül fikir ülkücülük ilke, prensibiyle, yürütmeliyiz. 

Yıllar boyu, Irak Türklerinin vermiş olduğu, tarihi mücadelenin çok büyük yeri vardır, Kerkük Türklüğün önde gelen en büyük Türkçü, Milliyetçi kahramanları idam edilmekle, TÜRKMEN Milletini çile, acı, matem kara bir günlere de boğarak, yaşatmıştır. Milli Türklük davası, uğrunda Mücadele vermekle, şehit kan kardeşlerimizin, kanları ile duygularıyla, tüm ümitlerimiz gerçekleşecektir. 

Kerkük, Türklük, toprak, bayrak, ilke yolunda milli mücadeleyle, can, kan veren dava ülküdeşlerimiz, her an coşku, özverilikle, anılarak, büyük şehitlerimizi, kahraman liderlerimizi, yeni kuşaklara tanıtıp, anlatmalıyız ve davamıza, can gönülle bağlanmalıyız. 

hiç bir Zaman onları unutmadan, yollarında yürümeye devam edeceğiz.. 

TÜM TÜRK DÜNYASI ŞEHİTLERİMİZİN, RUHLARI ŞAD OLSUN... 

TÜRK KERKÜK ŞEHRİNDE, KOMÜNİST, KÜRTLER TARAFINDAN, HER TÜRLÜ İŞKENCEYLE, TÜRKLÜK, UĞRUNDA ŞEHİT EDİLEN KAN KARDEŞLERİMİZİN ADLARI. 

1- Ata Hayrullah- albay 

2-İhsan Hayrullah- yarbay doktur 

3-Selahattin Avcı - iş adamı 

4-Mehmet Avcı .... Memur 

5-Nihat Fuat Muhtar. öğretmen 

6-Cihat Fuat Muhtar.. öğrenci 

7-Emel Fuat Muhtar .. öğrenci 12 yaşında 

8-Kasım Neftçi .. Arazi Sahibi 

9-Ali Neftçi .. Serbest Meslek 

10- Osman Hıdır .. Kahve Sahibi 

11-Cahit Fahrettin ..Öğrenci 

12- Zuhur İzzet Casım Çaycı..Kahve Sahibi 

13-Şakır Zeynel .. Kahve Sahibi 

14-Gani Nakip ..Memur 

15- Kemal Abdulsamet ..Mühendis 

16-Fatih Yunus Ali..Teknisyen 

17-Cuma Kamber ..Teknisyen 

18-Enver Abbas ..Öğrenci 

19-Kazım Abbas Bektaş ..Öğrenci 

20- Hacı Necmettin Abdullah .Serbest Meslek 

21-Hasib Ali ..İşçi 

22-Nurettin Aziz .. İşçi 

23- İbrahim Ramazan... Tamirci 

24-Abdulhalik İsmail... Öğrenci 

25- Abdullah Ali Bayatlı..Teknisyen 

26-Selahattin Kayacı..İşçi 

27- Abbas Kadir... Öğrenci 

28-Selahattin Köprülü... Polis 

29-İbrahim Hemze... Kasap 

Kemal’in Annesi olarak tanılan yaşlı bir ev hanımı 

30- Adil Abdülhamit .. Öğretmen 

31-Abdullah Ahmet... İşçi 

32-Habib Ali. 

33- Abdulgani Seyit Mehmet.. 

34- Sadık Kaleli... 

35-Halil Şakır... Serbest İş 

36-Salah Terzi ..Serbest İş. 

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.