Yetmiş günü geçti. Bir insanı tutukluyorsunuz, yetmiş günden fazla zaman geçiyor ve tutukladığınız insan hakkındaki iddianameyi hazırlamıyorsunuz! İşkence kalktı mı gerçekten? Bu ülkede işkence yok, diyebilir misiniz? Sebebi bilinmeden aylarca tutuklu kalmak işkence değilse nedir?

Ümit Özdağ bir siyasi parti lideridir, Zafer Partisi’nin genel başkanıdır. İktidarın Suriye politikasını eleştiriyor, bu politika yüzünden ülkemizin, demografik ve kültürel yapısını değiştirecek kadar sığınmacı istilasına maruz kaldığını söylüyor. Eleştirmesin mi? Siyasi partiler niçin var? İktidar iseler programlarını uygulamak için, muhalefet iseler iktidarın uygulamalarını eleştirmek için var. Yoksa muhalefetin eleştirme hakkının olmadığını mı anlatmak istiyorsunuz? “Eleştiri, muhalefet ne demek, biz bildiğimizi okuruz.” mu demek istiyorsunuz?

Ümit Özdağ, PKK ile ve onun müebbet hapse mahkûm başkanı ile yapılan görüşmeleri eleştiriyor. Eleştirmesin mi? “Bu yanlış bir siyasettir, eylemleriyle on binlerce şehide mal olan terör örgütüyle müzakere yapılamaz, bebek katili mecliste konuşma yapmaya çağrılamaz.” demesin mi? Bunları sen söylediğin zaman suç olmuyor da Özdağ söylediği zaman mı suç oluyor?

Yoksa şöyle mi düşünüyorsunuz: “Bu bir devlet politikasıdır, bu politikaya engel olmak isteyenler suç işlemektedirler.”? Böyle mi düşünüyorsunuz sahiden? Ne yani siz devlet misiniz? Ne zamandan beri iktidar partisi ve onu destekleyenler devlet kabul ediliyor? Ne zamandan beri iktidarın emrindeki bazı güvenlik kuruluşları devlet sayılıyor?

Kendinize gelin, siz devlet değilsiniz. Hiçbir parti, kurum, kişi devlet değildir. Eğer böyle düşünürseniz devlet kavramını küçültmüş, zedelemiş olursunuz. Devlet, iktidarıyla, muhalefetiyle bütün milleti temsil eden bir tüzel kişiliktir. Cumhuriyet Bayramı’nda Atatürk’ü ziyaret eden kortej içinde muhalefet partileri de niçin var? Çünkü onlar da devletin parçası. Devlet, geçmişten geleceğe akan bir kurum olduğu, geçmişle ilgili birçok hatıraları içinde barındırdığı için de kutsal bir varlıktır.

Burada iktidar yandaşlarına da muhalefete de sesleniyorum. Birtakım kişi ve kurumların ortaya atıp uygulamaya koyduğu bazı işleri “devlet aklı, derin devlet” filan diye adlandırmayın. O politika ve uygulamalar, iktidarın ve onun emrindeki bazı kurumların politika ve uygulamalarıdır. Dolayısıyla siyasi partiler, basın yayın ve sivil toplum kuruluşları tarafından rahatça eleştirilebilir. “Böyle devlet politikası olmaz denebilir, bu politikalar ülkemize ve milletimize zarar veriyor denilebilir.”

Zafer Partisi de devletin bir parçasıdır ve devletin diğer parçalarının politika ve uygulamalarını eleştirmek hakkına sahiptir. Partinin genel başkanı olan Ümit Özdağ milyonlarca Türk vatandaşının temsilcisidir ve temsil ettiği insanlar adına iktidarın uygulamalarını elbette eleştirecektir. Aksi takdirde siyasi parti olarak varlığının anlamı nedir?

Yetmiş seksen gün bir tutuklu hakkında iddianame hazırlamadan onu bir hücrede tutuklu bulundurmak Türk Devleti’ne yakışmaz. Devlet geleneği olmayan Afrika ülkelerine bile yakışmaz.

Siyasi mücadele, yiğitçe, mertçe yapılmalıdır. Rakibinin ellerini ayaklarını bağlayıp ona saldırmak hiçbir spor karşılaşmasında yoktur. Siyasi mücadele, ne zamandan beri namertlik demek oldu? Unutmayın ki bizim milletimiz, adını bir türlü söyleyemediğiniz Türk milleti mertliğe âşıktır ve namertleri hiç sevmez. Biz Hazreti Ali cenkleriyle, Ebû Müslim Horasani hikâyeleriyle, Kürşatlarla, Tarkanlarla, Kara Muratlarla büyüdük. Kahramanlarımızın “bre namert, bre kavat!” nidalarıyla büyüdük. Kendinize gelin, mert olun, âdil olun. Ümit Özdağ’ı serbest bırakın ki biz de âdil ve eşit bir mücadele nasıl olurmuş, görelim.

Ahmet Bican Ercilasun / Milli Düşünce Merkezi