Yaradılış itibari ile yaradan tarafından, kadına verilmiş özelliklerden biridir annelik. İçten gelen, bitmek tükenmek bilmeyen, sınırları olmayan bir sevgi selidir anne sevgisi. Dünya üzerinde, bu denli beklentisiz, çıkarsız, art niyetsiz bir sevgi örneği daha yoktur. Bu içe sığmayan büyüklükteki sevgi, kadının evlat sahibi olması ile yerini bulur. Anne olmak kadına verilmiş bir özellik olmasının ötesinde, anne sevgisi dünyaya verilmiş, hayatı yaşanır kılan, elle tutulamayan gözle görülemeyen, kalpten kalbe hissedilen bir mucizedir.

Nesillerin devamlılığı, bedenen ve ruhen sağlıklı anne ve babaların, dünyaya getirdiği evlatlar ile mümkündür. Tabi ki mesele sadece evlat sahibi olmak ile sınırlı değildir. Mühim olan her yönden donanımlı, sağlıklı, düzgün evlatlar yetiştirebilmektir. Günümüzde, bencilce davranıp, sadece anne ve babalık duygusunu yaşamak için evlat sahibi olup, sonrasında da, anne baba olmanın gereklerini yerine getirmeyen, vicdanen zayıf yetişkinler çoğalmaktadır. Vicdanen zayıf anne babanın eksik büyüttüğü, yuva köşelerine terk ettiği evlatlar, büyüdükleri zaman, huzur evlerine terk edilen anne babaların devamlılığını getirir.

Anne baba sevgisini yaşayamamış evlatlar, evlat olmanın vazifelerini sorumluluklarını elbette ki hissedemez ve çocuk yuvalarının her geçen gün arttığı ülkemizde, huzur evlerinin artmasını da beraberinde getirir. Bu dünyanın ve bütün nimetlerinin, doğduğu andan itibaren, iki elimizin arasına aldığımız mucize varlıklar için yaratıldığını ve ne denli kıymetli olduklarını idrak etmek önemlidir. Önemli olan diğer bir konuda, evlatların hem insani hem de milli yönden iyi yetiştirilmesi gerektiğidir. Türk milletinin devamlılığı anne babalara ve yetiştirilen evlatlara bağlıdır. Anne baba kıymeti aşılanarak büyüyen evlatların, vatan sevgisinden uzak olması düşünülemez. Mademki evlatlar aile ve vatan sevgisi ile büyütülmelidir, bu vatanda sorumluluk sahibi olan yöneticilerde, vatanın annelerine ve evlatlarına iyi sahiplik etmelidir.

Yetkililer, çalışan annelerin iş yaşamları süresince annelik görevlerini de yerine getirdiklerini unutmadan, iş şartlarını düzenlemeli ve bir takım kolaylıklar sağlamalıdırlar. Çalışan hamile kadına, bebeğini emzirme döneminde olan anneye en uygun mesai saatleri düzenlenmeli ve hassasiyet gösterilmelidir. Devlet kurumlarında biraz daha düzene girmiş olan bu durum, özel sektör çalışanları için henüz olması gereken noktada değildir. Hükümetin özel sektörde çalışan anneler içinde kolaylık sağlanması hususunda, işverene gerekli yaptırımlarda bulunması lazımdır. 14 Mayıs anneler günü münasebeti ile herkeste bir hediye hazırlama telaşı var eminimki. Toplum olarak, Devlet olarak, aile olarak ve birey olarak annelerimize verebileceğimiz en güzel hediye annenin sorumluluklarının farkında olmak ve ona hoşgörü ile yardımcı olmaktır. Bir anne için evladının mutluluğu onun tek hedefidir.

İyi evlat olmak, anne ve babalara verilebilecek en büyük hediyedir. Hiçbir inanç, hiçbir felsefe, hiçbir din yoktur ki temeline anne sevgisini koymasın. Yerleri asla doldurulamayacak, sevgisini ve hoşgörüsünü hiçbir şeye değişemeyeceğimiz, yerini hiçbir şeyin alamayacağı annelerimize, hak ettikleri değeri, ilgi ve sevgiyi her zaman gösterelim. Anneler günü vesilesiyle; evladını gerek vatana şehit veren, gerekse farklı nedenlerle yitiren, gözünün yaşını her gün içine akıtan, ne yapsak haklarını ödeyemeyeceğimiz, acılarını dindiremeyeceğimiz annelerimizin ellerinden öpüyorum ve anneler gününü kutluyorum.

Özellikle son zamanlarda sıkça yaşadığımız, farklı şekillerde gündeme gelen çocuk ölümleri, eşi veya sevgilisi tarafından öldürülen kadınlarımız için verilecek cezaların, annenin yaşadığı acılarda göz önüne alınarak verilmesini ve Devletimizden gerekli cezai uygulamaların yapılabilmesi için Türk ceza kanununda gerekli düzenlemelerin yapılmasını, tüm kadınlar adına talep ediyorum. Denizli Türk Eğitim Sen ailesi olarak Tüm annelerin anneler gününü kutlar, saygı ve sevgilerimizi sunarız.

Tülay GAZALCI

Türk Eğitim-Sen Denizli Şubesi Eğitim ve Sosyal İşler Sekreter