Srebrenitsa Soykırımı'nda Yaşananları Anlattılar
Sırp birliklerinin 11 Temmuz 1995'te 8 binin üzerinde Boşnak sivili öldürdüğü Srebrenitsa Soykırımı'nın üzerinden 27 sene geçmesine rağmen acı hala dinmedi.
Savaş suçlusu Ratko Mladic komutasındaki Sırp birlikleri, 11 Temmuz 1995 günü Srebrenitsa'yı ele geçirdi. Şehirde yaşayan siviller, BM bünyesinde bölgede görev yapan Hollandalı askerlere sığınarak hayatta kalmayı umsa da Hollandalı askerler onları Sırp güçlerine teslim etti.
Savaştan sonra yargılanarak aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok savaş suçundan müebbet hapse mahkum edilen Mladic'in 11 Temmuz 1995 günü söyledikleri, adeta birkaç gün içinde olacakların da habercisiydi. Sırp bayramı arifesinde şehri Sırp milletine armağan ettiklerini söyleyen Mladic, "Nihayet bu topraklarda Türklerden (bölge Müslümanları için kullanılan ifade) intikam alma zamanı gelmiştir." ifadelerini kullandı.
Nihayetinde sadece birkaç gün içinde en az 8 bin 372 Boşnak sivil katledildi, çok sayıda kadın ve çocuk evlerinden sürgün edildi.
Sığınanları Teslim Ettiler
Srebrenitsa'nın işgal edilmesinin ardından şehirde yaşayan Müslümanların bir bölümü, bugünkü şehitliğin tam karşısında bulunan eski akümülatör fabrikasında konuşlanan Hollanda askerlerine sığınırken bir kısmı da orman yolundan Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmayı seçti. Orman yolunu seçenlerin de Hollandalı askerlere sığınanların da kaderi aynı oldu.
Yaşanan büyük katliamlar nedeniyle halk arasında "ölüm yolu" olarak da anılan orman yolunu seçen binlerce Boşnak, Sırp askerlerin kurduğu pusularda öldürüldü.
Hollandalı askerlere sığınanlar da eski akümülatör fabrikasındaki ilk gecenin ardından başlarına gelecekleri anladı. İlk gece fabrikaya giren Sırp askerleri kimlik kontrolünü yapıp keyiflerine göre bazı erkekleri götürürken, eşlerinden ya da oğullarından ayrılan kadınların çığlıkları duvarlarda yankılandı.
Ertesi gün Hollandalı askerlerin birkaç metre ilerisinde, kampın hemen dışında bekleyen Sırp askerleri, kadın ve çocukları otobüslere bindirirken erkekleri hemen orada ailelerinden ayırdı. Ailelerinden ayrılan erkekler, daha sonra katledilip farklı toplu mezarlara gömüldü. Kadın ve çocuklar ise yıllardır yaşadıkları evlerinden sürgün edildi.
Yaşadıkları Acıyı Anlattılar
Yaşadıkları acıyı anlatan Munira Subasıc, “Bizim çocuklarımız ölmeyi hak etmedi. Biz bunları gelecek nesillere aktaracağız. Aktardığımız için de asla unutulmayacağını biliyorum” dedi. Üsküdar Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde "21'inci Yüzyılda Savaşta Kadın Olmak-Srebrenitsa Anneleri" konulu seminer gerçekleştirildi. "Kayıp Zamanlar", adlı belgesel gösteriminin ardından gerçekleştirilen “Srebrenitsa'da Kadın Olmak” söyleşisinde Srebrenitsa Anneleri'nden Munira Subasıc, Zumra Sehomerovic, Hotic Kada, Ramiza Gurdic, Sehida Abdurrahmanovic, Srebrenitsa katliamında yaşadıklarını anlattı.
Srebrenitsa Anneleri Başkanı Munira Subasıc, yaşadıkları zulmü anlatarak, “1996 yılında başladık. Bir sürü annenin bayandan oluşan kuruluş olduğu ve büyümeye devam ettik. Başta hiçbir şekilde öldüklerine inanmıyorduk. Sonradan bir umudumuzu kaybetmeye onların öldüğüne mecbur kaldık inanmaya. Biz sesimizi yükseltmeye başladık ve büyüdük, büyüdükçe sesimiz yükseldi. Herkesin bizleri duymasına çalıştık. Eşimizin, çocuklarımızın artık olmadığına farkına vardığımızda sesimiz çok daha fazla yükseldi. Her şey unutulduğu gibi hatırlanması da çok kolay artık bizim öleceğimiz çocuk yok. Bizim çocuklarımız ölmeyi hak etmedi. Ama dediğimiz gibi biz bunları gelecek nesillere aktaracağız. Aktardığımız için de asla unutulmayacağını biliyorum, düşünüyorum, arkasındayım” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.