Hükümet, 2009 yılında kurulan aile hekimlikleriyle başlatmayı düşündüğü, ancak uygulamasını ertelediği “sevk zincirini” yeniden gündemine aldı.

Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan taslakta, acil durumlar ve kronik hastalıklar hariç aile hekimlerinden sevk alınmadan doğrudan hastanelere gidilememesi, sağlık turizminin geliştirilmesi için bakanlık bünyesinde birim oluşturulması, çok başlılığa neden olduğu için eleştirilen halk sağlığı müdürlüğü ve kamu hastaneleri birliği sekreterliğinin sağlık müdürlüklerine bağlanması, sigara yasağı uygulamasının genişletilmesi hedefleniyor.

Acil durumlar hariç

Buna göre, aile hekiminden sevk almadan hastanelere gidilemeyecek, hastaneler de sevksiz hasta kabul etmeyecek. Acil durumlar ve kronik hastalıklar bu uygulamanın dışında tutulacak. Hastanın hangi basamaktaki hastaneye sevkedileceğine aile hekimi karar verecek. Hükümet, bu düzenlemeyle hastanelerdeki yoğunluğu azaltmayı ve sosyal güvenlik kurumunun yükünü hafifletmeyi hedefliyor.

TTB: "Özel sağlık kuruluşlarına giderler"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Beyazıt İlhan, sağlık alanının yap-boz tahtasına döndüğünü vurguladı. İyi bir planlama ve organizasyonla sevk zinciri uygulamasını desteklediklerini kaydeden İlhan, “Bilimsel olan budur. Sağlık sorunlarının yüzde 90’ı birinci basamak sağlık merkezlerinde çözülebilir” diye konuştu. Ancak Türkiye’de bir aile hekimi başına 4 bin hasta düştüğüne dikkat çeken İlhan, “Aile hekimlerinin bu haliyle sevk zinciri uygulaması yapılamaz. Bunun yapılabilmesi için planlamanın çok iyi yapılması ve aile hekimlerinin ona göre organize edilmesi gerekir” dedi. İlhan, sevk zinciri için aile hekimleri açısından sağlıklı bir planlama yapılamaması durumunda insanların özel sağlık kuruluşlarına yöneleceğine dikkat çekti.

Aile Hekimleri: Diğer ülkelerde 1500-2000, bizde 3800 hasta

Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gürsel Özer de bir açıklama yaparak uygulamanın risklerine dikkat çekti. Sevk zincirinin doğru bir sistem olduğunu belirten Özer, "Ancak ülkemizde Aile hekimi başına kayıtlı kişi sayısı ortalaması 3800 civarındadır. Sevk zincirinin uygulandığı ülkelerde ise bu sayı 1500-2000 arasındadır" dedi.

Aile hekimlerine çok gazla iş yıkıldığını anlatan Özer, şunları dile getirdi: "2010 yılında 3750 kayıtlı kişi ile Aile hekimliğine başladım; ancak bugün kayıtlı kişi sayım 4535’e ulaştı. Bu yetmezmiş gibi, aile hekimliği görev tanımında olmayan; belediyelerce gerçekleştirilmesi gereken “defin nöbetleri”, adli makamlarca gerçekleştirilmesi gereken “adli tabiplik hizmetleri”, askeri hekimlerce gerçekleştirilmesi gereken “asker muayeneleri”, hatta işyeri hekimlerince gerçekleştirilmesi gereken “işe giriş muayeneleri”, hiçbir hukuki gerekçesi olmamasına rağmen, Aile hekimlerine yıkılmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın hedefi, kayıtlı kişi sayısını 2500’lere çekmektir. Bu hedef gerçekleştirilir ve aile hekimlerinin görev tanımındaki angaryalar kaldırılırsa, “sevk zinciri” uygulaması, sağlık sunumunda kaliteyi arttıracaktır" dedi.