EKONOMİ Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli'de seçim çalışmaları kapsamında iki fabrikayı ziyaret edip, işçilerle buluştu. Türkiye'de asgari ücretin bin 500, 3 bin veya 5 bin lira olması vaadinin devleti ilgilendiren bir konu olmadığını belirten Zeybekci, "Türkiye, OECD üyesi yaklaşık 40 ülke içinde milli gelirine oranla en yüksek asgari ücreti veren ülkedir. Bunu iddialı bir şekilde söylüyorum" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli'de iki fabrikayı ziyaret ederek işçilerle biraraya geldi. İşçilerle kahvaltı yapan Bakan Zeybekci, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Asgari ücretin Türkiye'de bin 500, 3 bin veya 5 bin lira olması vaadinin devleti ilgilendiren bir konu olmadığını ifade eden Zeybekci, "Asgari ücret ne kadar artarsa, vergi gelirleri ve SSK gelirleriyle hazineye denge anlamında pozitif katkısı olur. Bundan Maliye Bakanlığı memnun olur. Bunun tarafı hükümet değildir. Hükümete talip olanlar ve bu vaadi verenler, Türkiye'de Asgari Ücret Tespit Komisyonu olduğunu herhalde hiç bilmiyor. Bu kadar konunun uzağındalar, hayal dünyasında yaşıyorlar. Türkiye OECD üyesi ülkelerin içinde, yaklaşık 40 ülkede milli gelirine oranla en yüksek asgari ücreti veren ülkedir. Bunu iddialı bir şekilde söylüyorum. Bu herkesin koşuna gider, ben de asgari ücretle çalışıyor olsaydım, hoşuma giderdi ama bunun tarafı işçi ve işveren sendikalardır" dedi.
CARİ AÇIKLA İLGİLİ POZİTİF KONUŞTU
Ekonomi Bakanı Zeybekci, piyasaların ve reel sektörün seçimi sevmediğini belirterek, "Seçimlerin arasında Türkiye, bazı badireler atlattı. Piyasaların seçimler ile ilgili negatif bir algı içine girmesi, birileri tarafından fırsat olarak değerlendirildi. Spekülasyon amaçlı o dalgalanmaları ranta çevirmeye çalışan insanlar bunu hep kullanırlar. Ancak bir yere kadar mümkün olabilir. Seçimler nasıl piyasalar tarafından sevilmiyorsa, aynı piyasalar siyasi partiler ile ilgili nasıl ayrı ayrı anket yaptırıyorsa, güçlü aktörler de piyasa ile ilgili anket yaptırıyor. Biz bunu önceden söyledik, seçimin vermiş olduğu bazı spekülatif ve manipülatif hareketlerin faizde, kurda ve enflasyon üzerinde bir köprü oluşturduğu, bir marj oluşturduğunu söyledik. Dolar Cuma akşamına baktığımızda 2.57'ye kadar düştü. Faiz ortalama olarak 1 puan aşağıya doğru geldi. Tek başına Türk ekonomisiyle aşağıya indi derseniz o da yanlış olur. Diğer etkenlere ve değişkenlere iyi bakmak lazım. 2015 yılında cari açıkla ilgili çok önemli pozitif gelişmeler olacak. AK Parti hükümetleri hiçbir zaman seçim ekonomisini uygulamadı. 2015 Haziran'ından itibaren Türkiye çok farklı bir döneme girecek" diye konuştu.
"BABACAN'I DESTEKLİYORUM"
Bakan Zeybekci, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın "Hukuk sistemi bu şekilde devam ederse ekonomi zarar görür" açıklaması ile ilgili olarak "Ekonomimizin çok güçlü olduğuna inanıyorum. Bunu söylemekle Ali Bey'i çok haklı görüyorum. Ne kadar demokrasi, ne kadar hukuk, ne kadar hak ve özgürlüklerin garanti altında olması o kadar ekonominin sağlamlığı ve ekonominin güvence altında olması demektir. Evrensel ekonomik değerlerle, dünyaya entengre olmaya çalışıyorsanız, hukuk, devlet yapısı ve demokrasi olarak, ulusal sivil toplum kuruluşları olarak da evrensel standartlarda hukuk normlarına tabi olmak zorundasınız. Ali Bey'in söylediği şeyler son derece doğrudur" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİNE ULUSAL DESTEK
Bakan Zeybekci, çözüm sürecine ulusal desteğin son derece üst seviye olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Türkiye'de yüzde 50 civarında oy alan bir parti, siyasi geleceğini riske atarak, Türkiye'de akan kardeş kanını ve anaların gözyaşını durdurmak için taraf oldu. Birilerinin bundan rahatsız olması son derece doğaldır. Dolayısıyla provokasyon olacaktır ve olmaya devam edecektir. 'Yari güzel olanın, başı belasız olmaz' derler. Bu topraklar böyle bir özelliğe sahiptir. Ama artık hiç himse unutmasın Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye güçlü bir ülkedir. Millet bununda farkındadır, bu kardeş kavgası bitecek ve akan kan duracak. Bu gençlerimizi sabıra davet ediyorum, bu topraklarda aynı devlete tabi olduğumuz sürece, aynı bayrağa saygı duyduğumuz sürece, aynı vatana vatan dediğimiz sürece, aynı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımızdan gurur duyduğumuz sürece bu ülke Kürt'e de yeter, Türk'e de yeter. Aklımıza gelebilen bütün zenginliklerimize yeter. Bunlar hep tuzaktır, seçimler yaklaştıkça Türkiye bu tuzaklara çekilmeye çalışılacaktır. Devlet bunların her birini tek tek yakalayıp hesabını soracaktır."