Yusuf İmamoğlu Kimler Tarafından Nasıl Şehit Edildi?

08.06.1970 yılında kahpelerin silahlarından çıkan kahpe kurşunların şehit ettiği Ülkücü davanın şeref abidelerinden olan Yusuf İMAMOĞLU'nu 52. ölüm yıl dönümünde rahmet ve özlemle anıyoruz.

8 HAZİRAN 1970 ÜLKÜCÜ ŞEHİT YUSUF İMAMOĞLU:

8 Haziran 1970 günü okumakta olduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde komünistler tarafından öldürülen ülkücü öğrenci.

Bursa'nın İnegöl ilçesinde oturan Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğudur. Öldürüldüğü sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıfında okumaktaydı. O dönemde İstanbul'daki Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri de derslerini İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültelerinden alıyor fakat bu okulda okuyan ülkücü öğrenciler o günlerde bu fakültelerin karşıt grupların hakimiyetinde olması sebebiyle okullarına giremiyorlardı. Yusuf İmamoğlu, öldürüldüğü gün fakülte girişinde karnelerini imzalatmak için bekleyen fakat okula giremeyen bazı Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinin karnelerini hocalara imzalatmak için fakülteye girmiştir.

Yusuf İmamoğlu, fakülteye girdikten ve belgeleri hocalara imzalattıktan sonra "Asistan Odası" olarak tabir edilen, asistanların oturduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin 339 nolu odasının kapısından çıktığı sırada bir grubun kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybetmiştir. O günlerin basın yayın organlarında bu grubun, başında Vural Yıldırımoğlu, Yusuf Kayabaşı, Ali Menekşe, Feridun Şakar ve Vahram Apik isimli kişilerin bulunduğu komünist militanlar olduğu yönünde haberler yayınlanmıştır.

Yusuf İmamoğlu, aldığı kurşun yaralarına rağmen hemen ölmemiş, 23 dakika sonra can vermiştir. Bu süre içinde cinayeti işleyen grup tarafından hiç kimse yanına yaklaştırılmadığı gibi olay sebebiyle çağrılan bir ambulans da yine fakülte bahçesine sokulmamıştır.

Olay günü fakültede ayrıca bir doçent ve iki asistan silahla tehdit edilerek hırpalanmış ve bir profesör de dersinden zorla dışarı atılarak hırpalanmıştır.

Cinayeti işleyen grup herhangi bir müdahale ile karşılaşmadan marşlar eşliğinde fakülteden ayrılmıştır. Polis ise olay yerine olaydan 1,5 saat sonra gelmiştir.

Yusuf İmamoğlu'nun cenazesi kalabalık törenle vapurla memleketi Bursa'ya gönderilmiş ve Bursa Emirsultan Mezarlığı'na defnedilmiştir.

ALLAH RAHMET EYLESİN, MEKANI CENNET OLSUN. EL FATİHA

LEKE

Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,

Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpe gündüz.

Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,

Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

Şaşırmayın, korkmayın, ürkmeyin ey yiğitler,

Bakın etrafımızı nasıl sarıyor kızıl itler!

Zaten faydası yoktur korkaklığın ecele,

Yaşamak hakkın lakin istiklalinle bile.

İhtirama zaman yok, merasime ne hacet?

Size düşen daha çok vazifeler var. Evet...

Evet!.. Böyle sürerse bu eşkiya kanunu,

Müebbet felakettir milletimin sonu.

Size selâm gönderdi kırk yiğidiyle KÜRŞAD

Sizden haber bekliyor yüz milyon; imdat! imdat!

Hala tevekkülde mi kararlısın yoksa?

Sükut neyi halleder, yaran oyuk oyuksa?

Tevekkül Allah'adır zillete katlanılmaz!

Ya hayat ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.

Namus lekesi değil alnımdaki bu leke,

Asırlardır karşıma çıkmazken tek teke

Önümüzde dalkavukluk, meddahlık edenleri,

Şimdi iyi tanı, gör neymiş hünerleri...

Mütefekkirler echel, realistler yalancı,

Hayret! Dünkü yabancı, bugün bu handa hancı...

Dağdan bağa inenler, yoluma kül döküyor

Benim ayak izlerim taşralı gözüküyor

Farkına yeni vardım, suçluymuşum ben meğer

Otağımda cellatlar... Kaçmak!.. Bu neye değer!

Ne papyon kravatlı, ne rugan papuçluyum

Halisane Türk'üm ben, onun için suçluyum.

Suçluyum, hainleri gözlerinden tanırım ben.

Bir itizar dinlerim şu toprağın kalbinden.

O ses der ki: -Ey oğul, yazıklar olsun sana!

Mezarımı kirleten, şu mahluka baksana!

Baktım gafiller düşmüş hainlerin peşine

Dedim Bozkurtların yurdunda, çakalların işi ne?

Fırlamışım yayımdan, ok hedefi mutlaka bulur

Son kale, son akında, ancak böyle kurtulur.

Namus lekesi değil, kurşun yarasıdır O.

Asrın adaletine, bir yüz karasıdır bu!

Arz-ı endam etsinler... Mütebessim, mutantan.

Sonra da sulh severiz, deyiversinler YALAN

Yalandır ne söyleseler, beşeriyyet namına,

Hanumanlar yıkılır, bu şer'riyet namına.

Adi cinayetlerle küllenir asıl yara

Can yakar, göz yaşarır, alır yürür bu sara

Sokaktan okullara, okuldan minareye

Bu kıvılcım saçarken bekçiler uyur, niye?

Kimdir bu uyanıklar, niçin uyur uyuyan?

Beş kıt'a birbirine dokunur zaman zaman

Bayraklar indirilir, paçavralar sallanır

İşte bu kızıl itler, bu sayede yollanır.

İnsan denmez bir avuç yal için sürünene

İnsan denmez sesimden ürküp, dev görünene

İnsan denmez iltifat, iltizam edenlere

İnsan denmez yenilen ve önde gidenlere

İnsan denmez gözyaşı döküp, ter dökmeyene

İnsan denmez hedefi görüp diz çökmeyene

Ben şüheda nesliyim, başkaya varmaz dilim

Belki mağdurum ama, asla meyus değilim.

Gökbayrak Albayrağa bir gün çizerken ufuk

O büyük kurtuluşa yürürken çoluk çocuk

Bu nefes bu bedeni terkedip de gitsede

Ruhum at koşturacak, o büyük hengamede.

Namus lekesi değil, artık bilinmeli bu!

Asıl leke bellidir, kökten silinmeli bu!

Bir isyan cinnet gibi, bir günkü kâbus gibi

Karşımda tomsonlular, yunan gibi rus gibi

Ey gönüllü bayraktar, ey devşirme dölleri!

İleri, biraz daha, biraz daha ileri.

İhanet oyununda, peşrev çekenler bu kez

Bilsinler ki bu toprak, hainleri hiç sevmez!

Bugün sabreyleyenler, bir gün bezecekler

Tutup başlarını, taşlarla ezecekler.

Atalarımız bize, böyle ferman buyurdu

Ey ecdat sevgisiyle taşan kahraman ordu

Bu hakimler veremez, hükmünü bu celsenin

Hazır olun Bozkurtlar! Hüküm sırası sizin !

                           Küçükhaliloğlu Mustafa ÖZTÜRK

1970 Yılında Mustafa Öztürk tarafından YUSUF İMAMOĞLU hatırasına yazılmıştır.

Gündem Haberleri

'Esad, Rusya'da Güvende'
Suriye'ye dönüşler iki kat arttı
Baas rejimi nedir?
Teğmenlere destek veren savcı açığa alındı
Şiddette sıfır tolerans algısı boşa çıktı