Yine domuz gribi sahtekârlığı...

İngiltere kaynaklı bir haber, bütün dünya medyasında yayınlandı. Türkiye’de de gazeteler, televizyonlar, bu haberi, konuyla ilgili gerçekleri hiç hatırlatmadan verdi!

Habere göre İngiltere'de sağlık yetkilileri, yeni bir domuz gribi varyantının ülkedeki ilk vakasının tespit edildiğini açıkladı.

Haberde şu ayrıntılar var:

“A (H1N2) enfeksiyonu, Kuzey Yorkshire bölgesinde rutin bir grip tarama testi sırasında tespit edildi.

İngiltere Sağlık Güvenlik Kurumu, tespit edilen vakada, solunum zorluğu belirtilerine bağlı orta şiddette hastalık görüldüğünü açıkladı.

Hastanın tamamıyla iyileştiği de duyuruldu.

Enfeksiyonun nereden geldiği ve insan sağlığına yönelik bir tehdit oluşturup oluşturmadığı incelenecek.

İngiltere Sağlık Bakanı Victoria Atkins, vakanın tespit edilmesinin önemli olduğunu, İngiltere Sağlık Güvenlik Kurumu UKHSA'ya görevini yapma noktasında güvenilmesi gerektiğini söyledi.”

Haberde ayrıca, “2009'da domuzlar, kuşlar ve insanlarda görülen bir domuz gribi virüsü küresel pandemiye yol açmıştı.” diye bir ifade kullanıldı.

***

Türk kamuoyunu uyarmak durumundayım, çünkü domuz gribi denilen hastalık sıradan bir griptir ve hayati tehlikesi yoktur!

Bunu ben söylemiyorum, dünyanın en meşhur üniversitelerinden bir olan Harvard’ın uzmanları söylüyor. Harvard üniversitesinin 2009 -2010 dönemini kapsayan araştırmasında domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığı, öldürme riskinin daha düşük olduğu ve aşılama kampanyalarına gerek bulunmadığı belirtilmişti.

Pandemi ilan edildikten bir yıl sonra, Harvard’ın araştırmasıyla sahtekârlık ortaya çıkınca, domuz gribini, “yüzyılın en büyük tıp skandalı” olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg, aralarında AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ile Karabük Milletvekili Mustafa Ünal’ın da yer aldığı 14 Avrupa milletvekiliyle birlikte “Domuz gribi sahte bir salgın mıydı, araştırılsın” başlıklı bir araştırma önergesi vermişti.

Önerge kabul edilmişti ama araştırmadan ciddi bir sonuç çıkması ömlenmişti... Yalnız, Dünya Sağlık Örgütü’nün epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil, Avrupa Konseyi’ne bilgi verirken “Domuz gribi salgını, ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” demişti.

Profesör Keil, şöyle konuşmuştu:

“Dünya Sağlık Örgütü, SARS ve kuş gribi konusunda da tüm tahminlerinde yanıldı. Kamu sağlığını ilgilendiren onca şey varken domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk ve bu tamamen abartılmış bir korkuydu. WHO’nun kararları ülkelerin sağlık bütçelerine çok büyük yük getirdi. İnsanların ölümüne sebep olan en önemli etkenlerin hipertansiyon, sigara, yüksek kolestrol, obezite, egzersiz yapmama, sebze ve meyve tüketiminin azlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Hükümetler, bu alanlara yatırım yapmaları gerekirken küresel bir salgın yaşanması yönündeki deliller çok zayıf olmasına rağmen domuz gribine yatırım yapmak zorunda bırakıldı.”

Dünya Sağlık Örgütü ise bu açıklamaya, dünya genelinde domuz gribinden ölenlerin sayısının 14 bin 286 olduğunu açıklayarak cevap verdi. Oysa bu rakam sadece ABD’de bir yıl içinde normal gripten ölenlerin sayısının 3’te biriydi.

Konuyla ilgili haber, Vatan gazetesinde yayınlanmıştı.

***

Türkiye, domuz gribi aşısı tuzağına Tayyip Erdoğan’ın “Ben aşı maşı olmayacağım” sözleri sayesinde düşmedi ama 10 yıl sonra aynı tuzak bir daha kuruldu ve bu defa, Erdoğan, genetik yapıyı değiştiren sıvıları aşı diye kabul ederek, bütün vatandaşlara uygulanmasına karar verdi...

Dünya Sağlık Örgütü, yıllarca uğraştıktan sonra nihayet “pandemi var” gerekçesiyle bütün dünyayı kapanmaya zorladı. Bu girişimin, dünya sistemini sıfırlamak için kullanılacağı da açıklandı! Başaramadıkları ortada ama Gazze krizi çıkararak The Economist’in ilan ettiği gibi Doğu Akdeniz’den devlet terörüyle, katliamla yeni bir sayfa açmaya çabalıyorlar.

İngiltere Sağlık Bakanı, “yeni domuz gribi virüsü” haberine inanacak kimse çıkmayacağını bildiği halde neden “hınzır”lık yapıyor; cevabı bilinmeyen soru bu...

Arslan BULUT/ Yeniçağ

Medya Haberleri

İnsanın üç içgüdüsü
Yoğun İş Hayatında Zamanı Verimli Kullanmanın 8 Pratik Yolu
PAÜ'de Bir Kayıt Skandalı Daha
Sözde Ermeni Soykırımı
Herkes her şeyi biliyor