Çoğunluğu Uygur Türkü öğrencilerden oluşan bir grup, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de baskı, asimilasyon ve zorla çalıştırma eylemlerini protesto etti. Üç gün süren olaylarda, Uygurların yanında ülkedeki Kazak, Kırgız ve diğer azınlıklar protestolara katıldı. Olayları yatıştıramayan ve diğer bölgelere de yansımasından endişe eden Çin yönetimi, kanlı katliam öncesi Urumçi’nin dış dünyayla irtibatını kesti. Bölgeye 20 bin Çin askeri sevk edildi. Göstericileri dağıtmak için gerçek mermi kullanıldı. Kanlı katliamın üzerinden 12 yıl geçse de acılar halen tazeliğini koruyor.
Doğu Türkistanlılara, Çin Halk Cumhuriyeti ve yönetim organı olan Çin Komünist Partisi tarafından, sistematik baskı ve asimilasyon politikaları çerçevesinde dünden bugüne yaşatılan baskı faaliyetleri, bugün de toplama kampları aracılığıyla devam ediyor. Çin yönetimi, bundan 12 yıl önce, 5 Temmuz 2009’da Doğu Türkistan’ın Urumçi şehrinde gerçekleştirdiği katliamda binlerce Uygur Türkünü katletmişti.
5 TEMMUZ URUMÇİ OLAYLARININ ARKA PLANINDA NELER MEYDANA GELDİ?
O gün gerçekleşen Urumçi olaylarının arka planında 25-26 Haziran 2009’da Çin’in Shaoguan şehrinde yaşanan olaylar vardı. Bölgedeki, bir oyuncak fabrikasında çıkan olaylarda 10’u aşkın Uygur işçi öldürülmüş ve bu görüntüler sosyal medya üzerinden sergilenmişti.
UYGUR ÖĞRENCİLERİN BARIŞÇIL PROTESTOSUNA ÇİN’DEN SERT MÜDAHALE
Olayların bu şekilde patlak vermesinin ardından, tüm Doğu Türkistan’da bu olaya tepkiler yükselmeye başladı. 5 Temmuz 2009’da Uygur öğrenciler, barışçıl bir protesto yürüyüşü düzenlemek istediler. Bu protesto yürüyüşüne katılan insanlara Çin Komünist Partisi’nin provokasyonları sonucu Han Çinlileri tarafından saldırıldı. Barışçıl yürüyüş kaosa dönüştü.
KATLİAM DEĞİL SOYKIRIM!
Olayların kaosa dönüşmesi sürecinde hiçbir önlem almayan Çinli kolluk kuvvetleri olayların sonunda ve ertesi günde insan avına çıktı. Kamyonlara yüklenen yüzlerce Uygur şehir dışında infaz edildi veya kayıplara karıştı. Bugün Doğu Türkistan’da her türlü temel hak ve hürriyetin gasp edildiği biliniyor. İnsanların evlerinde zorunlu misafirlikler yapılarak, her türlü kişisel teknolojik aletleri toplatılarak mutlak bir gözetim devleti kuruluyor. Doğu Türkistan’da Çin anayasasının koruma altına aldığı haklar dahi uygulanmıyor.
Çin zırhlılarının önüne tek başına dikilen Tursun Gül isimli Uygur kadın, Doğu Türkistan halkının baskılara karşı direnişinin sembolü oldu…
URUMÇİ OLAYLARINDAN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ TOPLAMA KAMPLARINA
Urumçi katliamından sonra artan baskılar Ağustos 2016’da ise kendini yeni bir boyut kazandırdı. Tibet’te sömürge valiliği görevini yürüten Chen Quanguo, Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından Doğu Türkistan’a atandı. Chen Quanguo’nun görevi, Jinping’in İpek Yolu projesi olan “Kuşak ve Yol Projesi” hamlesinde kilit bir jeopolitik konuma sahip olan Doğu Türkistan’da tam kontrolü sağlamak oldu. Chen Quanguo göreve geldiği andan itibaren ülkeyi bir açık hava hapishanesine dönüştürdü.