Yüce Türk milleti Orta Asya’dan günümüze ulaşan kutlu yolculuğunda mevcudiyetinin devamı için ter döken, kan döken, can veren hiçbir kahramanını unutmamış; onların hizmetlerini ve isimlerini ebediyen var olacak gönül defterine silinmez harflerle yazmıştır. Bu anlamda milletimiz, Türk’ün özgürlüğü, selameti ve refahı için ömrünü tüketen Ata’sını, onun ilkelerini ve aziz hatırasını hiçbir zaman unutmamış ve bundan sonra da unutmayacaktır.
Bizler için 10 Kasım, Türk milletinin istiklaline ve istikbaline adanan fedakarlıklarla dolu, 57 yıllık bir ömrün sona erdiği yas günü değil; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerini, yeniliklerini ve en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni anlama günüdür. 10 Kasım, milletimizin büyük emeklerle, benzersiz fedakarlıklarla kurup geliştirdiği bu şanlı devleti, daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azminin tazelendiği gündür.
Birlikte ve özgür yaşama azmi kırılmadıkça bir milletin asla yok edilemeyeceğini, vatanı bildiği topraklarının asla elinden alınamayacağını tüm dünyaya ispatlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gerçekleştirdiği inkılâplar ile bizlere çağdaş bir cumhuriyet armağan etmiştir. Ulu önder; çağının gerçeklerine hakimiyeti, engin ileri görüşlülüğü, barışa ve insani değerlere evrensel boyutta verdiği önemle de sadece Türk milletini değil, dünyadaki diğer milletleri de etkilemiş; dünyanın saygısını kazanmış bir lider, yaşadığı çağa damgasını vuran önemli bir önder olmuştur. Bu anlamda maddi ve manevi varlığını, çok sevdiği milletine ve insanlığa adamış Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan vefa borcumuzu, her 10 Kasım’da yalnızca matem havasına bürünerek değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için -tıpkı bağımsızlık Mücadelesinde olduğu gibi- canla başla çalışarak gösterebileceğimizi düşünüyorum. Görev ve sorumluluklarımızı icra ederken Atatürk ilkeleri ve milletinin âli hedefleri doğrultusunda hareket eden, ülkesini daha iyi bir geleceğe taşımak için çabalayan her Türk, hiç şüphesiz Atatürk’ü gerçekten anlayan bireyler olacaktır.
Ey Büyük Atatürk,
Emanet aldığımız Türkiye Cumhuriyeti’ni kazanım ve değerlerine sahip çıkarak işaret ettiğin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefiyle var gücümüzle çalışıyoruz. Şartlar değişse de vazifemiz aynı vazife, yüreğimiz aynı yürek, yolumuz aynı yoldur.
Ülkemiz; bölgesinde ve dünyada söz sahibi, demokratik ve insan haklarına dayalı, sosyal bir hukuk devleti olarak emin adımlarla yoluna devam etmekte; aziz milletimiz, daha müreffeh ve aydınlık yarınlara kararlılıkla yürümektedir.
Bu duygu ve düşünceler ile hayatı boyunca sürdürdüğü özgürlük ve uygarlık mücadelesinde gücünü Türk milletinden alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını saygı ile yâd ediyor; ulu önderi, aziz şehitlerimizi ve ülkemizin selameti için emek veren tüm kahramanlarımızı şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.