Arslan, takiyenin nasıl gizlendiğini “Hakimiyet Milletindir” sözünden örnek vererek özetledi. Milletvekili Arslan, “14 yılın sonunda, 15 Temmuz’dan bugüne hem Atatürk posterini genel merkezine asıp, hem de belediye afişlerinde Atatürk’ün sözünü kısaltan, “Hakimiyet Milletindir” kısaltmasıyla yetinen, Atatürk adını meydanlardan kaldırmaya kalkanların bu yaptıkları başlı başına takiye değil de nedir?” dedi.
Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:
“Siyasi iktidar, 14 yıldan bu yana sürekli olarak gerçek amacını gizleyen ve bunu farklı şekillerde kamuoyuna yansıtan bir davranış sergilemiştir.
Bazen söylem, bazen de uygulamalarıyla gerçek yüzlerini biz anlamışsak da,halkın birçoğu bunu anlayamamış,oy tercihlerini değiştirmedikleri için bu günlere gelinmiştir. Yaşadığımız günler iyi günler değildir. Ülkemizde barış ve huzur hakim iken,bugün barışın ve huzurun bozulduğu karmaşık ve kaotik bir döneme girilmiştir. Böyle giderse, iktidar muhalefet işbirliği sağlanamazsa, her şeyi ben bilirim, ne istersem onu yaparım demeye devam ederse, KHK'lar ile devleti yeniden kendine göre şekillendirmeye kalkar, halkın menfaatine olmayan bir çok kanunları muhalefetin ısrarlı karşı koymasına rağmen tekrar tekrar meclise getirerek torba yasalarıyla çıkarmaya devam ederse, bu iktidar ülkemizin bozuk düzenini düzeltemez.
Siyasi iktidarlar iş ve hizmet yapmak üzere iş başına gelirler, çalışmak ve ülkemizi kalkındırmak için uğraşmak zorundadırlar. ‘Biz yol yaptık, köprü yaptık, havaalanı yaptık’ diyerek bir yere varamazsınız. Bu ülkenin varlıklarını satarak bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız, bunda övünülecek bir durum yoktur. Birini satıp diğerini yapıyorsunuz, ayrıca ülkemizin geleceğini de bitiriyorsunuz.
VATANDAŞA TAKİYE YAPILIYOR
Biz, AKP seçmenine, ‘bu iktidar yolsuzluk yapıyor, kendilerini ve yandaşlarını zengin ediyor, halk fakirleşiyor’ dediğimizde, ‘çalıyor ama çalışıyor. Çaldığını gözümle görsem inanmam’ diyebiliyor. Bunun nedeni de gerek muhalefete, gerekse yargıya hesap vermeyen ve vermek istemeyen, sürekli haksızlık ve yolsuzlukların üstünü örten bir iktidar olduğu için, bunlar gösterilmiyor, her şey normalmiş gibi gösteriliyor.
Bir yolsuzluk ortaya çıktığında ya da soruşturma sırasında savcıyı, dava sırasında hakimi değiştirerek yolsuzlukların üstünü kapatıyor. Vatandaşa da takiye yaparak farklı anlatıyor ve hiçbir şey olmamış gibi konuşuyor. Deniz Feneri davası, 17/25 Aralık davalarında öyle olmadı mı?
17/25 ARALIK UNUTULMAYACAK
Her şey ayan beyan ortada iken, ‘oğlum hesapları sıfırladın mı’ diye konuşmalar deşifre olduğu halde takipsizlik ve beraat kararları veriliyor. Rıza Zarrab'a Türkiye'de takipsizlik kararı veriliyor, ABD'de 75 yıl ile yargılanıyor. Almanya'daki Mahkemeler Deniz Feneri soruşturmasında sanıklara mahkumiyet verirken, esas suçlular Türkiye'de deniliyor, yargıdaki savcılar ve hakimler değiştiriliyor, davalar beraatle bitiriliyor. Hatta bu yetmiyor, takipleri yapan, kararları veren hakimler cezalandırılıyor.
BİRLEŞTİREN BAYRAMLAR, AYRIŞTIRMAK İÇİN YASAKLANDI
Bunların dışında, Cumhurbaşkanı halkı ayrıştırmak ve kutuplaştırmak için beyanatlarda ve davranışlarda bulundu. Ayrıca toplumu birleştiren ve kaynaştıran Ulusal Bayramlarımız, değişik düzenlemeler ve bahaneler ileri sürülerek etkisiz ve coşkusuz halen getirilmedi mi?
‘Ayrımcılık’ oluyor diye, andımız kaldırılmadı mı? Birçok devlet dairesinden ‘TC’ ibaresi kaldırılmadı mı, eleştiriler geldiğinde bazıları yeniden yazılmadı mı? Bazıları için de levhalar küçük geliyor denilmedi mi? Atatürk anıtının önünde ‘sap gibi duruyoruz’ demediler mi? ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum’ demedi mi?
İKİ AYYAŞ SÖZÜ HİÇ UNUTULUR MU?
Anayasamızın değiştirilmesi çalışmalarının yapıldığı sırada, bugünkü anayasamız için "İki ayyaşın yaptığı yasa" denmedi mi? Daha bunlar gibi birçok gereksiz ve anlamsız tartışmayı, halkı ayrıştıran, Türk insanının içini acıtan, yüreğimizi sızlatan, Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeye çalışan binlerce örnek verebilirim.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bize emanet eden, kurtuluş ve kuruluş için hayatını feda eden, her değişikliği çağdaş bir Türkiye ve toplum yaratmak için yapan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e bunlar yapılır mı, bu kadar ağır sözler söylenir mi?
15 TEMMUZ’DAN BERİ HİÇ DEĞİŞMEDİLER
Şimdi, iktidara geldiklerinden bu yana aradan 14 sene geçti, üzülerek belirteyim ki, iktidarın anlayışında, bakışında ve düzenlemelerinde hiçbir değişiklik yok, aynı şekilde kendi ideolojileri doğrultusunda yapmaya, bazılarını da takiye yaparak uygulamaya devam ediyorlar ve halkı yanıltıyorlar.
“HAKİMİYET MİLLETİNDİR” SÖZÜ TAKİYENİN ÖRNEĞİDİR
Yalnız 15 Temmuz’da FETO'cuların darbe girişimi ile birlikte zora düşen ve ne yapacağını şaşıran iktidar, hemen demokrasiye, (iyi hatırlayınız; geçmişte demokrasi amaç değil, araçtır demişti) Cumhuriyet’e ve Atatürkçülüğe sarıldılar. Konuşmalarda demokrasiden, parlementer sistemden, Cumhuriyetimizden ve Atatürkçülük'ten bahsediyorlar
Atamızın resimlerini başta AKP Genel Merkezi olmak üzere, AKP'li Belediyelere, İl Binalarına astılar. Bu şekilde yapmalarına bir diyeceğimiz yok, hatta memnun olduk,ancak 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden zaman geçtikçe, AKP il binalarından Atatürk resimlerinin indirilmeye başladığını göreceksiniz. Atamızın veciz sözü olan "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözünün kırptılar, sanki AKP belediyelerinin telifli sözü gibi ‘Hakimiyet Milletindir" afişleri bastırdılar. Altına da Denizli Büyükşehir Belediyesi gibi, afişleri yazdıran ve astıran belediyelerin isimlerini yazdılar. Atamızın ismi ve imzasını yok sayıp, sözünü kısaltıp belediyelerinin ismini afişe yazanlara hiçbir anlam veremiyorum. Devletin ve milletin parasıyla yaptırılıp asılan bu afişleri, neden aslına uygun bir şekilde, Atamızın isminin ve imzasını yazdırıp asmazsınız?
14 yılın sonunda, 15 Temmuz’dan bugüne hem Atatürk posterini genel merkezine asıp, hem de belediye afişlerinde Atatürk’ün sözünü kısaltan, “Hakimiyet Milletindir” kısaltmasıyla yetinen, Atatürk adını meydanlardan kaldırmaya kalkanların bu yaptıkları başlı başına takiye değil de nedir?
ALDATANLAR “ALDANDIM” SÖZÜNE SIĞINIYOR
14 yıldır iktidardasınız, FETO, PKK, IŞİD ve Suriye konusunda güya kandırıldınız, aldatıldınız, halkı da hala aldatmaya ve kandırmaya devam ediyorsunuz. Sonra da çıkıp, “biz hata yaptık, kandırıldık” diyerek, “Allahım ve Milletim bizi affetsin" sözüyle işin içinden sıyrılmak istiyorsunuz.
Şunu açıklıkla belirteyim ki;
Bu ağır hata ve yanlışlarınızdan dolayı, devletimizin ve milletimizin ödeyeceği bedel çok ağır olacaktır. Onun için; Allah sizi affeder mi bilmem ama,millet sizi asla affetmeyecektir.Siyasi İktidara sesleniyorum.Bundan böyle aldanmayın, aldatmayın, takiye yapmayın.Artık bu ülkenin ve yurttaşlarımızın size sabrı ve tahammülü kalmamıştır.”