Öztürk, gribal enfeksiyonların havaların iyice soğuması ile birlikte bu aylarda daha yoğun görüldüğünü belirterek “Grip; İnfluenza virüsünün neden olduğu mevsimsel (özellikle Kasım – Aralık aylarından Nisan – Mayıs ayları arası dönemde görülen), yaygın ve bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Çok sayıda kişiyi etkilemesi ve hayati sonuçlar doğurması nedeniyle ciddi bir hastalıktır. Soğuk algınlığı ile karıştırılmamalıdır. Soğuk algınlığı, influenza virüsü dışında; iki yüze yakın virüsün sebep olduğu, çok daha hafif seyirli, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik ile seyreden üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir. Gripte ise; çok yüksek ateş (38°C ve üzerinde), boğaz ağrısı, yaygın eklem ve kas ağrıları, bazen bulantı, kusma, ishaller, şiddetli baş ağrısı gibi tüm vücudu etkileyen şikayetler ile iştahsızlık görülür ve genel olarak ciddi sağlık sorunları oluşturur. Grip belirtileri, virüsün vücuda girmesinden sonraki 1-3 gün içerisinde ortaya çıkar. Şikâyetler genellikle 7 gün kadar sürer. Hatta halk arasında ilaçla 7 gün ilaçsız 1 hafta sürer diye de bir tabiri vardır” dediler.
Kesinlikle Antibiyotik Kullanılmamalıdır
Hastalığın tedavisinin semptomatik olduğunu dile getiren uzmanlar, vatandaşları özellikle antibiyotik kullanmamaları konusunda uyararak şöyle konuştular: “Antibiyotikler bakterileri öldürür, ancak grip veya soğuk algınlığına neden olan virüsler üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı için tedavide herhangi bir yararı yoktur. Bu nedenle gribal enfeksiyonu olan vatandaşlarımızın kesinlikle antibiyotik kullanmamasını, doktorlara danışmadan da herhangi bir ilaç kullanmamasını öneriyoruz. Hastalıkta bulaş yolu çok önemlidir; temel olarak hasta bireylerin öksürme, hapşırma ve konuşma esnasında yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaş yollarıdır. Kapı kolu, masa, bardak, vb. yüzeylerde virüs 2-8 saat canlı kalmaktadır. Hasta kişiler belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden başlayarak hastalığın 5.-7. günlerine kadar bulaştırıcıdır.”
Kalabalık Ortamlardan Uzak Durulmalıdır
Gripten korunmanın en önemli yollarından birinin kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek ve ellerin bol su ve sabun ile yıkanması olduğunu vurgulayan uzmanlar, hasta kişiler ile yakın temastan da kaçınılmasını istedi. Öztürk: “Kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmak, grip bulaşmasında etkili olduğundan, gerekli olmadıkça bu gibi ortamlardan uzak durulmalıdır. Hastanın temas ettiği veya virüsün bulaşmış olabileceği sık kullanılan ve dokunulan yüzeyler (masalar, kapı kolları vb.) sık sık temizlenmelidir. Hapşırma ve öksürme sırasında tek kullanımlık kâğıt mendil kullanılmalıdır ve kullanıldıktan sonra etrafa temas ettirilmeden çöpe atılmalıdır. Eğer mendil yok ise kolun iç kısmı kullanılarak ağız ve burun örtülmelidir. Hasta olanların evden çıkmamaları ve evde istirahat etmeleri de hastalık bulaşmasının önüne geçmek için önemlidir. Yine bu dönemde bol sıvı tüketmeye özen gösterilmeli, beslenmede özellikle taze sebze ve meyveler tüketilmelidir” diye konuştular.
Uzmanlar, İl genelinde bir salgın olmadığını gribal enfeksiyon vakalarının mevsim normallerinde olduğunu söylediler ve şöyle devam ettiler: “Grip ve benzeri hastalıktan ikinci basamak sağlık tesislerimizde (kamu+özel+üniversite) 2017 yılında 600 bin, 2018 yılında 720 bin hasta muayenesi yapmışız. İkinci basamakta aylık ortalama 60 bin, birinci basamakta ise 66 bin toplamda 126 bin hasta başvurusu olmaktadır. Şu sıralar havaların eksi derecelerde seyretmesi nedeniyle başvuruların daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle tüm vatandaşlarımız bu havalarda özellikle kendilerini çok iyi korusunlar ve hasta kişilerden mümkün olduğunca uzak durmaya özen göstersinler. Özellikle kanser hastaları, kronik hastalar, şeker ve kalp hastaları ile gebeleri mutlaka gribal enfeksiyonu olan hastalardan uzak durmaları konusunda uyarmak istiyorum.”