Üstad'dan Mahalle İmamlarına Açık Mektup

MAHALLE İMAMLARIMIZA AÇIK MEKTUP! AYNI ZAMANDA TARİHİ BİR ÇAĞRIDIR!

MAHALLE İMAMLARIMIZA AÇIK MEKTUP!

AYNI ZAMANDA TARİHİ BİR ÇAĞRIDIR!

''Ey İmam Efendiler!

Ben sizleri çok seviyor ve mesleğinizin kutsallığı üzerine titriyorum, aleyhinizde lâf edenleri yanımdan kovuyorum!

Benim sizi sevdiğimin % 1 i kadar sizlerinde bu vatanı, bu devleti severek üzerine titremenizi arzuluyor ve de sizlerden; bu memlekette sizin gibi bir imam olan SÜTÇÜ İMAMIN, Fransız Gavuruna karşı Maraş'ta vermiş olduğu mücâdeleden sonra, gönüllerimizde taht kurup, adını altın harflerle tarihe kazıttığını hatırlatmanızı istiyorum

Ve bir de siz İmamlarımızdan, gencecik Türk evlâtlarının İstiklâl Savaşında cepheye gönüllü olarak koşmalarının temelinde; bugün sizin bulunmuş olduğunuz minberlerden Mehmet Âkif'in okumuş olduğu, milli ruhu galeyana getiren ve hücrelerdeki Türklük mağmasını volkanik yanar dağlar misâli harekete geçiren Hutbelerin olduğunu bilmenizi istiyorum.

Çok şey mi istiyorum söyleyin Ey İmam Efendiler?

İmam Efendi!

Aşağıdaki mektup sanadır, çok iyi oku, gerçekleri gör ve bundan sonra AKP'nin değil; câminin, cemaatin, mahallenin imamı ol, Allah adına konuş, Kur'an'a sırtını dönme!

İmam Efendi!

Cuma Hutbesi için minbere çıktığında, Allah'a itaat et. Allah'a itaati bırakıp, ABD li EDELMAN'IN emrine itaat ederek, ''Allah katında tek din İslâm'dır'' şeklinde olan Âl-i İmran Ayet-19 u okumadan sakın bir daha aşağıya inme!

İmam Efendi!

Unutma ki bütün kötülükleri (!) desteklediğin yetmiyormuş gibi bir de; dini ve İmamlık etiketini kullanarak bir sürü insanı da bu kötülüklere ortak ettin.

İmam Efendi!

Allah'a muhalefet, Peygamber Efendimize hakaret edilip, makara- takara denilerek Kur'an alaya alındı, zina serbest bırakıldı, oğlancılık (Livatacılık) yüz kızartıcı suçlar listesinden çıkartıldı ve sen bütün bunları görmezden geldin.

İmam Efendi!

Müslüman milletin paralarıyla tirilyonlarca para harcanarak Kilise ve manastırlar yeniden onarılırken, sen câminin akan çatısını yaptırmak için cemaatin yakasında düşmüyor, devamlı para topluyorsun öyle değil mi?

İmam Efendi!

Belki de bilmeden DOMUZ ETİ bile yedin çünkü artık kasaplık hayvanlar listesinde. Yediğinin sonradan farkına varsan bile sesinin çıkmayacağından eminim çünkü AKP'ye zarar vermek istemezsin!

NEYSE İMAM EFENDİ!

Senden tek bir isteğim olacak İmam Efendi!

Senden isteğim, vaktin olursa aşağıda ki sana yazılmış olan mektubu oku!

7 Haziran'a kadar her namaz sonu bilhassa seccadenden kalkmadan oku!

Ah bu yazıyı Cuma Namazında hutbeye çıktığında okuyabilsen var ya, inan meslek hayatının içinde bu hutbe senin şerefin olur ve hatta iman ve cesaretinin beratı olurdu. Bu mektubu okumak senin ahiretini dahi kurtarırdı!

SENİ MEKTUPLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM, SATIR ATLAMADAN DİKKATLİCE OKU İMAM EFENDİ!

MİT’in en meşhur ismi Mehmet Eymür, SONTV sitesinde yazdığı “İki tatlı söz” başlıklı yazısında Tayyip Erdoğan’a tavsiyelerde bulunurken önemli bilgiler de verdi.

24 Temmuz 1999’da cezaevinden tahliye olan Erdoğan, 14 Ağustos 2001’de kurucuları arasında olduğu AKP’nin Genel Başkanı seçildi. Erdoğan 2002 başında ABD’yi ziyaret etti ve ABD’deki Türkiye masasına bakan şefler tarafından misafir edildi...

Esasen, bu bilgiler özellikle Turan Yavuz, Yılmaz Polat, Savaş Süzal gibi Washington’da görev yapan Türk gazeteciler ve ayrıca Tuncay Özkan tarafından da yazılıp çizilmiştir. Fakat ilk defa Türk istihbaratında önemli görevler yapmış bir kişi, Tayyip Erdoğan’ın, CIA’nın Türkiye masası şefleri ile görüşmüş olduğunun altını çiziyor!

AKP’nin bir ABD projesi olduğu, 26 Ağustos 2001 tarihinde belgesiyle ortaya konulmuş, parti programının bile CFR’den gönderildiğini ispatlanmıştı.

Erdoğan’ın dediği gibi “TÜRK BAHARI” 2002’de başlamıştı. Erdoğan, daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ve CIA’nın önemli şeflerinden Graham Fuller ile temasa geçmişti. Abdullah Gül de farklı kanallardan aynı kişilerle devamlı temas halindeydi.

Tayyip Erdoğan, Amerika’nın Adana Konsolosu Elizabeth Shelton, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Caroline Hagins, ABD Büyükelçilik Müsteşarı Silwer Lawrens ve CIA görevlisi Kenny Bob ile de görüşüyordu!

Tayyip Erdoğan’ın hapisten çıktıktan sonra, 2002’de ABD’de kimlerle görüştüğünü, rahmetli Turan Yavuz, “ÇUVALLAYAN İTTİFAK” kitabında tek tek yazmıştı. Aynı bilgilere Merdan Yanardağ da 2007 yılında çıkan “BİR ABD PROJESİ OLARAK AKP” adlı kitabında yer vermişti.

Turan Yavuz’a göre; Cüneyd Zapsu, Erdoğan’ın temaslarını “ÇİZMELİ ADAM” lakabıyla tanınan Grenville Byford adındaki arkadaşı kanalıyla sağlıyordu. Byford’un eşi Orit Gadiesh, İsrailli bir generalin kızı ve ayrıca Simon Peres’in baldızı ve danışmanıydı. Daha 17 yaşındayken İsrail Genelkurmay Başkanı’nın askeri istihbarat biriminde asistan olarak çalışma hayatına başlamışt.

Erdoğan, Washington’a ayak bastığında Eymür’ün dediği gibi Türkiye uzmanları olan eski CIA yetkilisi Graham Fuller, eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ve Henry Barkey gibi uzmanlarla baş başa yemekler yiyecekti. Bunun yanı sıra, CIA’nın düşünce kuruluşu olarak anılan Rand Corporation, aracılık kurumu Lehman Brothers, Amerikan Yahudi Kongresi ve Amerikan Yahudi Komitesi yetkilileri ile görüşecekti.

Son olarak, Tayyip Erdoğan ve Cüneyd Zapsu, Richard Perle’ün Washington- Maryland sınırındaki Chevy Chase Mahallesi’nde bulunan üç katlı evine de gidecekti. Perle, Erdoğan’a, AKP’nin iktidara gelmesi halinde, Orta Doğu’da Washington’un sorunlu olduğu birçok ülkeye “ILIMLI İSLAM MODELİ” ile “örnek” teşkil edeceğini ve Bush yönetiminin bu konuya çok önem verdiğini söyleyecekti.

Anlayacağınız; Ortadoğu, Arap ülkeleri ve Afrika’da birçok sorunları olan ve bu sorunları çözmekte zorlanan ABD, bu sorunlarını, İslâmi görünümlü Tayyip Erdoğan’ı kullanarak çözecekti. Erdoğan ise İktidar yapılması halinde, ABD menfaatleri için çalışacağının sözünü vermişti.

Mehmet Eymür, Erdoğan’ın yıldızının, asıl İstanbul’da sinagoglara saldıran teröristlere meydan okuması ile parladığını, bu tutumu sayesinde 2004 yılında ABD Başkanı Bush ile görüşmeye gittiğinde sıcak bir şekilde karşılandığını, ABD’de çok kuvvetli ve etkin bir topluluk olan “ABD Yahudi Teşkilatı”nın ona “YAHUDİ CESARET MADALYASI” verdiğini, ondan sonra Tayyip Erdoğan’ın yıldızının hızla yükseldiğini de yazıyor.

Necmettin Erbakan da bu görüşteydi, AKP iktidarı için, “AKP’yi dış güçler kullanıyor. AKP, Haim Nahum doktrininin taşeronudur” diyordu.

Şimdi, aynı Tayyip Erdoğan’ın yıldızını parlatanlardan şikâyetçi olması, protestoları bu güçlerin organize ettiğini söylemesi ilginç değil mi?

24 Temmuz 1999’da cezaevinden tahliye olan Erdoğan, 14 Ağustos 2001’de kurucuları arasında olduğu AKP’nin Genel Başkanı seçildi.

Erdoğan 2002 başında ABD’yi ziyaret etti ve ABD’deki Türkiye masasına bakan şefler tarafından misafir edildi

AKP’nin bir ABD projesi olduğunu, 26 Ağustos 2001 tarihinde Yeniçağ gazetesinde belgeleriyle ortaya koyulmuş, parti programının bile YAHUDİ CFR’den gönderildiği ispatlanmış, C. Savcıları göreve çağrılmıştı.

Erdoğan’ın dediği gibi “Türk Baharı” , 2002’de başlamıştı. Erdoğan, daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ve CIA’nın önemli şeflerinden Graham Fuller ile temasa geçmişti. Abdulllah Gül de farklı kanallardan aynı kişilerle devamlı temas halindeydi.

Tayyip Erdoğan, Amerika’nın Adana Konsolosu Elizabeth Shelton, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Caroline Hagins, ABD Büyükelçilik Müsteşarı Silwer Lawrens ve CIA görevlisi Kenny Bob ile de görüşüyordu!

Bu görüşmelerin tek gayesi; BOP projesine, ABD ve İsrail politikalarına yardımcı olacak, lâkin kendisinden kimselerin uzun zaman şüphe edemeyeceği İslâmi görünüşlü Erdoğan’ı iktidara taşımak ve ondan istifade etmekti.

İmam Efendi!

Sana yazılmış olan mektubu okuyup bitirdin, şimdi sana tek bir soru soracağım;

''SENİN DE KATKILARIN VE DESTEĞİNLE BAŞARDILAR DEĞİL Mİ?''

Özel Haber Haberleri

PAÜ'DE ''YAPI İŞLERİ'' BÖYLE Mİ DÖNÜYOR ?
Yazarımız Halil Manuş'tan Sarıkamış Şehitlerine Ağıt
SARIKAMIŞ DESTANI
İkbal Vurucu'dan ''CEVAP HAKKI''
PAÜ Rektörü Kutluhan yine bildiğiniz gibi