Arslan, dövizin kağıt fiyatlarını yükselttiği şu dönemde tüm yayınlarda istisna olmadan KDV’nin yüzde 8’den 1’e indirilmesi gerektiğini, ithal kağıt yerine yeniden yerli kağıt üretimi için devletin öncülük yapmasını, bu çileye ve pahalılığa çözüm bulunması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin SEKA ile yaşamış olduğu büyük tecrübeni yeniden hatırlanması gerektiğini belirten Milletvekili Arslan, hatalı özelleştirmeler sonucunda meydana gelen kağıt bağımlığı yerine yerli kağıt üretiminin devlet-özel sektör eli ile beraber sağlanması gerektiğini, matbaa gider kalemindeki tüm işlemlerde vergilerin en çok yüzde 8 olarak sabitlenmesini, Ülke çapındaki kitap/gazete dağıtımının tekelleşmesinin önüne geçilip yerel dağıtımcı ve yayıncının korunması gerektiğini, mali nedenler ile kimsenin basmaya cesaret edemediği butik yayıncıların önemli yayın hizmetlerinin özel teşvik kapsamına alınması gerektiğini söyledi.
CHP Milletvekili Kazım Arslan'ın yazılı acıkmasının devamında, kağıdın tonunda Euro olarak hem yüzde 20 artış olduğunu, hem de TL Euro karşısında yılbaşından bu yana yüzde 60'lara varan oranda eridiğini, zaten popüler olan kitabın getirdiği kârın nitelikli yayına tercih etmek zorunda kalan pek çok yayınevinin, şimdi elindeki çok satacak yayınının bile kağıt sıkıntısı yüzünden basılamadığını vurguladı.
Tüm şeylerde olduğu gibi kağıtta da ithalata ve borçlanmaya sürüklenmiş olan bu iktidarın, üretmeden tüketmeyi ve borçlanmayı hüner sandığını belirten Arslan, tükettirdikçe tükendiğimizin farkına varmadıklarını, tükettikçe tıkandığımızı yeni yeni anlayabildiklerini, hesapsız bir şekilde ve plansız bir olarak SEKA’yı özelleştirenlerin, bugün ülkeyi kağıtsız bıraktığını, basını da zora soktuğunu sözlerine ekledi.
EYLÜL GELDİ, OKUR VAR AMA KAĞIT YOK
Kağıt bulamayan yayıncının, ağır vergi yükleri altında ezildiğini belirten Arslan, kağıt fiyatı fırlarken seyredenlerin, kitaptaki yüksek vergiyi peşin peşin topladığını, Türkiye’nin bayramda maliyetleri yükseldiği için basılamayan gazeteyi gördüğünü, Eylül ayında, hazır kitabını matbaaya veremeyen binlerce yayıncı ve yazar ile karşı karşıya olduklarını, okul ve okuma sezonunun açıldığını ama ortada kitabın olmadığını, okulun olup kağıdın olmadığını, kağıdın karaborsalık olduğunu söyledi.