Kanlı savaşın 2011’den beri sürdüğü Suriye; içindekiler için ölüm tarlası, baronlar için satranç tahtası olma özelliğini koruyor. Tek sermayesi insan olan savaş sektörünün Suriye’de neden olduğu tahribat rakamlarla bile ifade edilemeyecek kadar ağır… Yüzbinlerce ölü, milyonlarca mülteci, haritadan silinen onlarca şehir. Oyun kurucularının etnik, mezhep ve menfaat üzerine şekillendirerek sürdürdüğü savaşın mağdur ettiği halklardan biri de 3 milyonu aşan nüfusu ile Türkmenler.
Yoğunluk olarak Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye sınırı ile petrol rezervlerinin ve boru hatlarının Akdeniz’e ulaştığı havzada yaşayan Türkmenler, yoğun saldırılara maruz kalıyor. Kendi aralarında örgütlenerek saldırılara karşı savunma geliştiren Türkmenler, karadanDAEŞ, havadan ise Rus uçaklarının saldırılarına karşı ayakta kalmaya çalışıyor. Türkmen bölgesinde Türkiye Gazetesi Sultan Murat Tugaylarının Komutanı Fehim İsa ile görüştü. Rusların hava saldırılarına rağmen, 1.5 yıldır DAEŞ’in hakimiyetinde olan Arap Doğalgaz Boru Hattı’nın içinden geçtiği 6 köyü son bir hafta içinde kurtardıklarını anlatan Türkmen komutan, gazeteye çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte o röportaj;
DAEŞ buraya niye geldi?
Biz DAEŞ’in ilk geldiği zamanda onları farklı anlıyorduk. Sonradan anlaşıldı ki dünya, Batı ve İran istihbaratının burada istedikleri projeleri uygulamak için gelmişler. Bunların hilafetle falan ilgisi yok. Bakın Ayn El Arap (Kobani) bölgesinde açtıkları bir savaş var. Bu savaş zamansız bir savaştı. Bizim de kendilerinin de başka yerde savaşmaları gerektiği anda bu savaşı açtılar. Çünkü ne PKK ne de PYD hiçbir zaman Suriye halkının yanında olmadılar. Ama kendilerini böyle göstermek için bu savaşı açtılar. Burada PYD’yi dünya gözünde kahraman yaptılar. DAEŞ, Müslümanı kirli şekilde göstermek için burada faaliyette bulunuyor.
Başka ülkelerden gelip bunlara katılan insanlar var burada. Bu kişilerin çoğu da kendi ülkelerinde işe yaramayan, suçlu, aranan insanlar. Bunlara Suriyelilerden son zamanlarda çok katılan oldu. İnsanlar savaşın şartlarından dolayı zorunlu olarak DAEŞ içinde yer alıyor.
Nasıl yani? DAEŞ’e katılarak kendilerini güvende mi hissediyorlar?
Hayır, Suriye’de kimse bunları kurtarıcı olarak görmedi. Bunlar çok para veriyor. 5 yılı geride bırakan bir savaş yaşanıyor bu topraklarda. Ekonomik olarak insanlar her şeylerini kaybetti. Zor durumda olan insanlar bunlara katılıyor. Aylık 200-300 dolar para veriyorlar. Burası için çok iyi para.
DAEŞ buradaki maksadı ne?
DAEŞ’in planlarını tam anladıktan sonra Sultan Murat Tugayı olarak daha güçlü çarpışmaya başladık. Burası Halep kırsalı. Bunların amacı PYD devletinin kurulmasına yardımcı olmak. Fırat nehrinin batı tarafından Azez’e kadar olan bu boşluk bölge kaldı. Buralar da tamamen Türkmen bölgesi. Burayı da yine Kobani’ de yaptıkları şekilde bir oyunla karıştırıp Afrin’e yönelecekler. Emin olun tek amaçları bu. Sonra Batılılar ortaya çıkacak bunlara destek verecek, PYD DAEŞ’i buradan çıkartacak yine kahraman olacaklar. Biz Türkmenler olarak buna kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
Bölünmüş bir Suriye için atılan adımlar mı bunlar?
Biz, Suriye toprağının bölünmesine karşıyız. Türkmenler olarak Türkiye sınırında bulunmamıza rağmen Suriye’nin bölünmesi aklımızın ucundan bile geçmiyor. Bölecek olsak biz böleriz, halkı seçime götürebilir, istersek Türkiye’ye katılabiliriz. Ama Türkiye de bizim için çok değerli Suriye de. Çünkü burası bizim vatanımız. Türkmenler olarak hain değiliz, vatanımıza hainlik yapamayız. Suriye’nin her bölgesi bizim vatanımız. İstenirse her karışında çarpışırız. Ürdün sınırındaki Dera’da bile. Suriye de halkı da bizim gözümüzde çok kıymetli.
Suriye’de ne kadar Türkmen var?
Sadece Halep’te 1 milyondan fazla insan var. Bir de bazı insanlar var, dillerini kaybetmiş. Türkmen olduklarını bile bilmiyorlar. Suriye genelinde 3 milyona yakın Türkmen bulunuyor. İsrail sınırındaki Golan tepelerinde 1968 savaşında Şam’a göç etmek zorunda kalan Türkmenler var. Onlar için Şam’da bir yerleşim bölgesi kuruldu. Humus, Hama Türkmenleri var. Lazkiye, Bayırbucak Türkmenleri, Rakka, Tel Abyad bölgesinde Türkmenler var. Nüfusa göre etki oranları istediğimiz gibi değil. Savaşın ilk anlarında destek alabilseydik çok etkin olabilirdik. Büyük güçlerden olabilirdik.
BM kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buradaki hesaplar orayla aynı değil. BM’de masa başında alınan kararlar burayı çok anlatmıyor. Kendileri, oradaki şartlara göre kararlar alabilirler. Hatta ola ki ateşkes kararı alırlar da karşı çıkarsak bize karşı tavır da gösterebilirler. Ama kesinlikle Esad gitmeden Suriye’de ateşkes olamaz. Buna içeride dışarıda kimse karar veremez. Ama olursa biliyoruz ki bizi terörist listesine alacaklar. Biz zaten dünyanın gözünde istedikleri anda devrimci istedikleri anda teröristiz. Bunu çok iyi biliyoruz. Biz sivil halkın içinden geldik. Eğitimimiz fazla olmayabilir. Ancak bu savaş bizlere çok şey gösterdi. Devletler arasında siyasetlerin nasıl döndüğünü bile öğretti. Herkes oyun oynuyor. Kimsenin Suriye halkını düşündüğü falan yok.
Buradan dünyada neler olduğunu, medyayı takip edebiliyor musunuz?
Her şeyi takip ediyoruz. Çünkü biz de bu savaşın taraflarından biriyiz. Bizi dikkate almadan kimse bir şey yapamaz. En fazla Ruslar gibi uçaklarla vururlar.
“PKK burada 4 milyon kimliksiz Kürtün hakkını savunuyor” deniliyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
PKK’nın da sonu Esad gibi olacak. 4 milyon rakamı tamamen yalan, sadece Haseke bölgesinde 50-60 bin kimliksiz Kürt olabilir. Ama burada dünyaya karşı bir propaganda var. Bunu dışarıdaki insanları kandırmak için söyleyebilirler. Ancak içeride herkes neyin ne olduğunu biliyor. Bu da tipik bir yalan, Örgütün propaganda malzemesi…
PKK denilen yapı seküler, Marksist bir anlayışta. Buradaki Kürtlere baktığımızda ise örgütün aksine dindar insanlar. PKK burada nasıl zemin bulabiliyor?
Savaşın başında bunlar çok güçlü değillerdi sonradan bir yerlerden destek alarak güçlenmeye başladılar. Kobani’de bunları kahraman şeklinde gösterildiler. Buradaki Kürtler onları sevdiğinden değil korktuğundan yanlarındalar. Geçenlerde Ayn el arab (Kobani) bölgesinde bir olay meydana geldi. Bir Kürt kardeşimizin kızının silahlı gruba dahil olmasını istemişler. Kabullenmeyince o Kürt bacımızı zorla aldılar. Babası kendisini yaktı. Bunlar hep baskı. PYD, PKK’nın Suriye’deki uzantısı. PKK dünya listesinde terör örgütü değil mi? Sadece adları farklı. PYD ad değiştirerek kendini gizlemek derdinde. Adı farklı olabilir. Ancak çalışmaları, amaçları, yöntemleri hepsi aynı, terör listesine girmemek için seçtikleri bir yol.
Türkiye’nin DAEŞ’e desteklediği, bu bölgelerden geçiş yaptırdığı iddia ediliyor. Hatta CHP’li bir vekil Türkiye’nin DAEŞ’e sarin gazı verdiğini iddia etti. Siz sınırdan buraya gelen DAEŞ’çi gördünüz mü?
Savaşın ilk aylarında bazı kimseler buraya geldi. Çünkü o zaman sınır açıktı. Sınırın açık olmasının sebebi de mülteci durumundaki sivil halkın kadınların çocukların burayı terk edebilmeleri içindi. Allah razı olsun Türk hükümetinden biz hiç bir zaman sıkıntı çekmedik. Ama bunlar Türkiye’nin çıkarına değil aksine zararınaydı. İnsanlar maksatlı konuşuyor. Bana geçenlerde Türk yetkililerin de olduğu bir ortamda bir ülkenin görevlileri tarafından bir soru soruldu. “Türkiye-Suriye sınırının arasında DAEŞ’çilerin kullandığı tüneller varmış bunları biliyor musun? Bir tanesi Kilis-Azez sınırından Cerablus’a kadarmış” dediler. Sen şu işe bak. Öyle bir şey mümkün mü bunun eşilmesi zaman ister, o toprağın bir yere taşınması lazım. Ne oldu o topraklar? Kilis’in kapısına yakın bölgeden Cerablus’a kadar bir tünel var diyor. Bu tünel ne zaman yapıldı. Gören de binlerce yıldır DAEŞ burada ve tünel kazmakla meşgul zannedecek! Hem de bugünleri düşünerek. Şaka gibi. Bu sadece Türkiye’yi lekeleme amaçlı bir şey. Burada kimin ne olduğu, ne yaptığı belli. Burası 110 km ve herkes birbiriyle akraba. Buradaki istihbaratımı akrabalarımdan alıyorum. Uydu teknolojisinden daha hızlı haberleşiyoruz. Türkiye’ye diş geçiremedikleri için bu yalanları koz olarak kullanıyorlar. DAEŞ bizim düşmanımız, Türkiye kardeşimiz. Bize zarar veren bir örgüte niye yol versin. Biz canımız malımız her şeyimizle buradayız. Türkiye için de feda ederiz.
Herkesin planı farklı
Ruslar, Batının Suriye’deki planlarının sonucu buraya geldi. Onlar da kendi çıkarlarına göre savaşın tarafı oldu. Kimsenin Suriye halkını korumak gibi bir derdi yok. Bütün planlar, mezhep, menfaat denklemi üzerine yapılmış. Bizim bulunduğumuz alanlar karadan DAEŞ’in havadan ise Rusya’nın saldırısına uğruyor. Düşürülen uçaktan sonra Türkiye sınırına pek fazla yaklaşamasalar da güney kesimleri vuruyorlar. Hatırlarsanız Türkiye, “bizim soydaşlarımızı vuruyorsunuz “diye Rusya’ya tepki göstermiş, Rusya da, “haberimiz olsaydı daha özenli davranırdık” demişti. Şu an haberleri var, ama en çok Türkmenlerin olduğu yerleri vuruyorlar. Yalanın sonu yok. Eminim ki burada fazla duramayacaklar. Burada yaptıkları tek şey Esad’a meşruiyet kazandırmak. Bir bölgeyi ele geçirip onu güçlü göstermeye çalışıyorlar. Esad bizim için ilk gün savaş başladığı anda bitti. Dünyanın hepsi Esad’ın arkasında olsa bile Esad yine gidecek.
Bu savaş ne zaman biter?
Bitmesin hiç bitmesin, bu ölene kadar sürer. Savaş başladığında bu kadar süreceğini tahmin etmiyorduk. Savaşın ilk yılında İran’dan güçlü destek gelince anladık ki önümüzde uzun ve kanlı yıllar var. Çünkü Rafiziler, Şiiler bunlara çok destek verdiler. Bizim aldığımız bölgeleri bile kaybettik. Özellikle Humus Türkmenlerinin olduğu yerlerde çok kayıplar verdik. Kırılma orada başladı. Ama Rabbimizin Müminlere vaadi var, İnşallah bu işler bitecek.
Haber:Osman Sağırlı