02.11.2024 tarihinde Millî Egemenlik Platformu, “Türkiye dönüştürülemez” başlıklı bir panel düzenledi
Panel, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Onur Karadayı’nın sunumuyla başladı.
Panelde çeşitli dernek ve STK’nın yanı sıra siyasi partilerin önemli temsilcileri de vardı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ salonda yerini alanlardandı. Zafer Partisi Genel Merkezinin de katıldığı toplantıya Zafer Partisi il başkanlığı da teşkilatlarıyla beraber katıldı.
İyi Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu ise panele katılamadığı için çelenk gönderdi.
İyi Parti salonda Genel Merkez Yöneticileri ve İl Başkanlığı seviyesinde temsil edildi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da salona çelenk gönderenlerdendi. Bağımsız Milletvekil Yüksel Arslan ise bir diğer katılımcıydı.
Çeşitli dönemlerde mecliste görev yapan çok sayıda önceki dönem milletvekilleri de salondaydı.
Saygı duruşu ve istiklâl marşımızın okunmasının ardından Millî Egemenlik Platformu adına konuşmasını yapmak üzere eski Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak söz aldı. Uzunırmak, ülkemizin içinde bulunduğu duruma değinirken buradan çıkış için birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı ve sorumluluk hisseden herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade etti.
Ardından E Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Talat Şalk söz aldı. Şalk, İmralıda yaptığı sorgulamalardan ve mesleki tecrübesi üzerinden terörist elebaşının “çıkarılması” konusu üzerindeki tehlikeye dikkat çekerek dikkatli olma çağrısı yaptı.
Ardından Türkiye Dönüştürülemez paneli Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un başkanlığında başladı. Konuşmacılar Prof. Dr. İskender Öksüz, Gazeteci ve yazar Arslan Bulut, Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu ve Millî Düşünce Merkezi Genel Başkanı Hakan Paksoy’du.
Prof. Ercilasun, ilk konuşmayı yapmak üzere sözü Prof. Dr. İskender Öksüz’e verdi.
Prof. Dr. İskender Öksüz, alanında uzman isimlerden örnekler vererek millet tanımın önemine dikkat çekti. Siyasal islamcıların, millet tanımını ümmet üzerinden yapma gayretlerine dikkat çekerken milleti millet yapan en önemli unsurun dil olduğu vurgusunu yaptı.
Prof Öksüz konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Millet, devleti belirler. Devlet, milleti belirlemez. Milletleri ise dil yapar. Rabia işaretinde dil var mı? Yok. Siyasi ümmetçilerin kafasında millet yok. O yüzden yok. Oradaki millet de bizim millet değil. Onlar vatan da görmüyor. Dünyanın siyaseti, millet devletleri üzerinden dönüyor. Eğer siz bunu görmezseniz toslarsınız. 2. Abdülhamit, İngiltere’ye borcundan dolayı Kıbrıs’ı vermişti. Şimdi bunu tekrar yaşayacağız…
Büyük Ortadoğu Projesini hazırlayanlar Türkiye’nin Doğudaki 5’te 1’i işgal edilmiş bölge olarak görülmeli. Burada kurulacak “Özgür Kürdistan(!)” en batı yanlısı olan devlet olacaktır demişti. Almanlar da ‘Dört ülkenin askeri güçsüzlüğü olmadan bağımsız Kürt devleti kurmak mümkün değil ama çözüm süreci gibi yumuşatılarak olabilir.’ görüşünde. Bunlardan da anlaşılacağı üzere Emperyalizm hayatta ve son derece sağlıklı. Sevr’den hiç vazgeçilmedi. Buzluğa kaldırıldı, çıkarılıp servis edilecek. Bunu görmeyenler çok küçük kafalar.”
Ardından sözü Gazeteci\Yazar Arslan Bulut aldı.’
Bulut, ülkemiz üzerinde yapılan hesapların tarihî arka planına kısaca değinirken, terörist elebaşının Meclis’te konuşturulma girişimlerine tepki gösterdi. Türk ve Kürt kardeştir algısını sürekli yapanların aslında ayrımcılık yaptıklarına dikkat çeken Arslan Bulut, “Gökalp’in ‘Türk ve Kürt kardeştir’ sözünü kullanmak iyi niyetli olabilir ama kardeşsek iki de bir ‘biz kardeşiz’ diye bağırmanın anlamı yok. Bunlar sinsi projelerin ürünü olarak kullanılıyor” diyerek düşüncelerini ifade etti.
Arslan Bulut son olarak, ülkemizdeki kötü gidişatı durduracak kişilerin bu salonda olanlar olduğunu ve Türk beyleri olduğunu ifade ederek “Bugün ne yapmak lazım? Milletin beyleri bizleriz, sizlersiniz, sivil toplum kuruluşlarıdır, siyasi partilerdir. Daha cesur olmak durumundayız. Önce beyler birleşecek. Tek çatı olması şart değil. Bu süreci Bilge Kağan’ın kitabesindeki gibi beyler durduracak” dedi.
Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Millî Eğitim politikalarımızdan söz ederek yapılan uygulamaların yanlışlığına ve kanunların olması gerektiği gibi uygulanmadığına dikkat çekti. Millî eğitimimiz üzerindeki tarikat\cemaat kadrolaşması üzerinde durdu.
Ardından sözü Millî Düşünce Merkezi Genel Başkanı Hakan Paksoy aldı. Paksoy, anayasa değişikliğinde yapılmak istenilenleri bir simulasyon şeklinde ortaya koydu. 6. ve 66. maddeden Türk adının çıkarılmasının ne gibi mahsurlu sonuçlar doğuracağını ifade eden Paksoy, eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığına da değinerek imam hatip liseleri üzerinden Türkiye’nin dönüştürülme çabalarını da deşifre etti.
Sunumunda verdiği tablolarda, okullara ayrılan bütçelerde Türk çocuklarına eşit davranılmadığını net bir şekilde ortaya koydu.
Hakan Paksoy, imam hatipli gençler de bizim gençlerimiz fakat onlar üzerinden ortada çok ciddi bir ayrıcımlık yapılıyor dedi.
Panelistlerin konuşmasının bitmesinin ardından sözü Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun aldı. Ercilasun, tarihe geçecek bir konuşma yaparak salonu adeta ayağa kaldırdı. Türkiye Dönüştürülemez demek “Türk milliyetçiliği de dönüştürülemez demektir!” diyen Ercilasun, terörist elebaşının çıkması gerektiğini söylemek Milliyetçilik tarihinde kendisine yer bulamaz dedi. Son dönemdeki gelişmelere tepki gösterdi. Salonun, Ne mutlu Türk’üm diyene! diyerek eşlik ettiği Ercilasun, konuşmasında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak tarihi bir sorumluk altında olduklarını ve herkesin üzerine düşen görevler olduğunu ifade etti.
Son olarak Millî Egemenlik Platformu Kurucularından Yusuf Özkan, 6 maddeden oluşan sonuç duyurusunu okudu.
Milli Düşünce Merkezi