Türk Sağlık Sen Denizli Şube Başkan Yardımcısı Ali İhsan ÖZTÜRK’ün yaptığı konuşma şöyle:
Türk Sağlık-Sen’in İlimizde Bayraktarlığını yapan işyeri temsilcilerimiz, Bugün şubemizin yeni bir 4 yılına şekil verecek olan Çok Kıymetli Delegeler, Saygıdeğer misafirlerimiz ve Basın mensupları, şubemizin olağan kongresine hoş geldiniz şeref verdiniz.
Kıymetli Hazirun;
30 yıla yaklaşan şanlı mücadelemizde Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız diye çıktığımız yola çıktığımız ilk andan itibaren başımız dik, yüreğimiz cesur ve duruşumuz nettir.
Ekmek kavgamızın önüne koyduğumuz Türkiye Sevdamız ve bu uğurdaki fedakârlıklarımız bizim en önemli gurur kaynağımızdır.
Türkiye’nin yaşadığı her zorlu süreçte, Milli Sivil Toplum kuruluşu olarak Türkiye Kamu-Sen, Türk Sağlık-Sen Büyük Türk Milletinin ve Devletinin yanında olmuştur.
Hainle hain olan, terör örgütlerine payandalığı seçen, aklını kiraya veren, inandığı değerlerin hepsini menfaati için anında terk edenlerle kuşatılmış bir sivil toplum dünyasında milli duruşuyla fark yaratan sendikamız sadece bunları bile düşündüğümüzde şükürler olsun ki Türkiye Kamu-Sen’liyiz, Türk Sağlık-Sen’liyiz diyoruz.
Kıymetli Arkadaşlar;
Sivil toplum örgütü olarak ortaya koyduğumuz tavrı ve mücadelemizi sendikacılıkta çalışanın hak ve hukukunda da en net biçimde herkes görmektedir.
Geride bıraktığımız 2 yıla yakın bir süreyi dünyayı saran bir pandemi ile geçirdik. Bu zor süreçte sağlık çalışanlarının kahramanca mücadelesine herkes tanık oldu. Yaşanılan ve yaşatılan tüm zorluklara rağmen cefakâr sağlık çalışanları millet ve devlet için canları dahi olmak üzere her türlü fedakârlıklarda bulundular.
Bizde pandeminin ortaya çıktığı ilk andan itibaren sağlık çalışanlarının temel sorunlarına ve ihtiyaçlarına dikkat çektik. Alanlara çıktık, başvurularda bulunduk, görüşmeler gerçekleştirdik. Kurumlarda sağlık çalışanları ile hep beraber olduk. Çözüm aradık, çare sunduk. Kısacası çalışanların sesi, nefesi olduk.
Tabi ki çözdüğümüz meseleler oldu, ilerleme kaydettiğimiz süreçler yaşandı. Israrla dile getirmemize rağmen temel taleplerden görmezden gelinenler oldu.
Fakat biz hiçbir zaman mücadeleden geri durmadık durmayacağız. Çünkü “Mücadele edenler her zaman kazanamaz ama kazananlar hep mücadele edenlerdir” sözünü kendimize şiar edindik, asla mücadeleden vazgeçmedik.
Çok şükür ki anlattığımız, aktardığımız hep sendikal mücadelemiz olmuştur. Bakın bir toplu sözleşme hezimeti yaşandı. Sağlık çalışanlarının temel talepleri sümen altı edip, kapsamı sınırlı, getirisi zayıf düzenlemelerin altına imza atanlar %40 zam aldık, Kazanımlarımıza kimse sahip çıkmasın, tarihi toplu sözleşme diye hiç sıkılmadan konuşuyorlar.
Hâlbuki tablo ortada;
Ne istenen 600 TL seyyanen zam ne de %3 refah payı alındı.
Yıllık %21 zam isterken, imza attıkları yüzde 12’lik zam oldu.
Enflasyonun TÜİK’e göre yüzde 20’lerde olduğunu düşündüğümüzde bunların aldıkları sıfır zamdır. Yani memurun cebine bir kuruş dahi koyamadılar.
3600 ek gösterge ve sözleşmelilere kadro gibi iki önemli beklentide belirsiz bir sürece tamam dediler.
Türkiye Kamu-Sen bunlara itiraz ettiği içini masayı terk edip, bu anlaşmayı kabul etmediğini ilan etmiştir. Çünkü biz çalışanın memnun olmadığı hiçbir şeye evet demeyiz.
Sağlık ve sosyal hizmet kolunda yapılan anlaşmanın da genel toplu sözleşmeden bir farkı yoktur.
Sağlık çalışanlarının ücretlerinde kapsayıcı, nitelikli, makul, sürdürülebilir ve çalışanın mağduriyetlerini sonlandıracak bir ücret artışı olmadıkça hizmet kolu sözleşmesinin bir anlamı olmayacaktır, olmamıştır.
Sağlık çalışanlarının temel talepleri olan döner sermayeler, ücretlerin iyileştirilmesi, şiddet v.b meselelerle ilgili somut adımlar atılmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca sabit ek ödemelerin maaşlara ekleneceğini ifade etmiştir.
Söz konusu düzenleme önemli bir gelişme olmakla birlikte döner sermayeler ve ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
Bununla birlikte yeni, sürdürülebilir ve kalıcı bir ücret politikası ana ekseninde adil, hakkaniyetli ve tüm sağlık çalışanlarının ücretlerinde artış sağlayacak bir ücret sisteminin kurulması daha zaruridir.
Nöbet v.b ücretler makul bir seviyeye yükseltilmelidir.
Sağlık personeli eksikliği ve buna bağlı gelişen aşırı iş yükü tüm sağlık sistemimizin önemli bir diğer sorunudur.
Bu sorununun aşılabilmesi ve istihdam bekleyen yüzbinlerce genç sağlık çalışanının taleplerinin karşılanması için acil olarak bir istihdam eylem planı ortaya konulmalı ve alımlar süratle gerçekleştirilmelidir.
Sağlıkta şiddette son dönemde ağır darp, silahlı saldırı, hastanede rehin alma gibi vahşet boyutunda olayların yaşandığı görülmektedir.
Bu meselenin çözümü içinde daha önce dile getirdiğimiz sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan ilan edilmesi yönünde adım atılmalıdır.
Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanır, suçlara karşı hakimlerin bir takdir yetkisi de olmaz.
Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir. Böylelikle eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler olacaktır.
Sağlık çalışanlarının sorunlarına çözmeye yönelik her irade beyanı ve atılan adım bizleri memnun eder fakat beklentimiz ve sağlık çalışanlarının isteği, sözlerin yerini icraatların almasıdır.
Üniversite Hastanelerinde görevli çalışanlarda benzer sorunlarla uğraşmaktadırlar. Özellikle Üniversite idarelerinin tercih ve iradelerini çalışandan yana kullanmamaları sorunları içinden çıkılmaz bir hale sürüklemektedir. Bunun yanı sıra tayin ve becayiş gibi temel haklarda bir türlü ilerleme olmaması kabul edilemezdir.
Devletin şefkat eli sosyal hizmet çalışanlarımızın içinde maalesef durum pek iç açıcı değildir. Kamuda ötekileştirilmeleri son bulmamıştır. Temel talepleri görmezden gelinmeye devam edilmektedir.
Kıymetli Hazirun;
Türk Sağlık-Sen olarak sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının hakkı ve hukuk için mücadelesini hız kesmeden sürdüreceğiz. Çalışanın gür sesi olarak her zaman ve şartta gerekeni yapmaya, hakkı savunmaya, mağduriyetleri sonlandırmaya devam edeceğiz.
“ Türkiye Kamu-Sen’e Türk Sağlık-Sen’e omuz vermek, Türk Milletinin geleceğine omuz vermektir” çağrımızı her daim dile getireceğiz.
“Dik Baş, Tok Karın, Mutlu Yarın” düsturu ile bakışını ortaya koyduğumuz şanlı mücadelemizde bayrağı daha yükseklerde ve daha gür bir şekilde dalgalandırma azmimizden de asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu inanç ve azim bu güçlü teşkilatın her bir ferdinde mevcuttur. Bugün burada da teşkilatımızın 4 yıllık yeni bir döneminin adımını atmak adına Genel Kurulumuzu gerçekleştiriyoruz.
Her şeyden önce şunu bilmenizi isterim ki bizim seçimlerimizde kaybeden olmaz. Kazanan Türk Sağlık-Sen’dir. Bizim seçimlerimizde esas olan birlik ve beraberliktir. Çünkü biz bir araya gelmenin bir başlangıç, bir arada bulunmanın bir gelişme ve birlikte çalışmanın ise başarı getirdiğine inananlarız.
Genel kurulumuzda bir araya gelmemizde birlikte hep beraber sendikamız için çalışacağımız anlamını taşımaktadır. Bizim için esas olan da budur Çünkü başarının anahtarı burada gizlidir.
Geride bıraktığımız dört yıl içerisinde şube yönetim kurulu üyelerimizden temsilcilerimize kadar yılmadan baskılara boyun eğmeden mücadele eden tüm arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Hiçbirinizin hakkının asla ödenmeyeceğini de iyi biliyorum.
Bugün seçimlerimizi yapacağız. Yarın ise tek bir işimiz var o da çalışmak. Hiç durmadan duraksamadan çalışacağız, yorulmak kelimesini lugatımızdan çıkaracağız.
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Olağan genel kurulumuzun öncelikle şubemize, teşkilatımıza ve üyelerimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Yeni yönetim kurulu
ALİ İHSAN ÖZTÜRK
MEHMET ÖZKAYNAK
ŞABAN KARAMAN
ABDURRAHMAN ÇINAR
HAMZA CENGİZ
HALİL VARUL
EMRAH AYGÜN