Türk milliyetçisi Ermeni fikir adamı ve yazar Levon Panos Dabağyan, İstanbul'da dün geç saatlerde hayata gözlerini yumdu. Dabağyan yaklaşık bir haftadır yüksek tansiyon teşihisiyle Samatya Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Üniteesi'nde tedavi görmekteydi. Dabağyan'ın cenazesi salı günü öğle saatlerinde Yeşilköy Surp İsdepanos Ermeni Kilisesi'ndeki tören sonrasında aile mezarlığında toprağa verilecek.
Dabağyan; 11 Kasım 1933 tarihinde, Krikor ve Siranuş çiftinin evladı olarak İstanbul Yenikapı'da doğdu. Dönemin büyük devlet adamı Ermeni asıllı Osmanlı Veziri Harutyun Amira Bezciyan'ın meşhur yalısında dünyaya geldi. Bezciyan, o dönemin Merkez Bankası görevini gören Osmanlı Bankası'nın ilk kurucusuydu. O zamana kadar ülkede madeni paralar geçerliydi. Harutyan Paşa, ilk defa Osmanlı'da "kayme" denen kağıt paranın basılmasınıa sağladı. Levon Panos Dabağyan işte bu Harutyun Amira Bezciyan'ın meşhur köşkünde doğdu.
Baba tarafı Van vilayetinden Kastamonu'nun Kadınsaray Köyü'ne yerleşen Karacıyanlar sülalesine mensup. Ana tarafı ise Erzurum ve Van dolaylarından İstanbul'a takriben bir asır evvel göçüp Yenikapı semtine yerleşen Dabağyan'lardır. Ailevi bir sebepten dolayı Dabağyan soyadını alan Levon Bey'in babası Krikor Efendi, evlatlarına da aynı soyadını verdi. Dabağyan ailesi; Ermeni mezhebi olan Lusavoriçağan mezhebindendir. Lusavoriçagan Kilisesi dünya Ermenilerinin büyük bir çoğunluğunun bağlı bulunduğu, dünyanın eski millî kiliselerinden birine bağlı olan mezheptir.
Bezciyan Köşkü'nün "tebayı sadıka (sadık millet)" kültürüyle yetişen Levon Panos Dabağyan, hayatı boyunca bu prensiplere sadık kaldı. Kendini Türk kültürünün, Türk tarihinin ve de Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olarak gördü. Bunu da her daim, heryerde yüksek sesle haykırdı. Hatta bu yüzden zaman zaman kendi cemaatiyle ters düştü. Ancak Dabağyan cemaatinden dışlanmak pahasına bunu ısrarla sürdürdü.
Levon Panos Dabağyan, eskilerin "nevi şahsına münhasır" dediği bir kişilikti. O, Osmanlıyı da Türkiye Cumhuriyeti'ni de seven bir kalemdi. Zaman zaman Cağaloğlu'nda bir köşede yaptığı sohbetlerin tadına doyum olmazdı. Bu yüzden Türk milliyetçilerinin "Levon Amacası"ydı.
Türkeş'in daima yanında yer aldı
Levon Panos Dabağyan'ın edebi kişiliğinin yanında siyasi kişiliği de vardı. Dabağyan siyasi tercihini milliyetçi bir partiden, Milliyetçi Hareket Partisi'nden yana kullanmıştı. İlk önce adı Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) olan ardından da Alparslan Türkeş'in partiye girmesiyle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olacak olan partiyi seçmişti. Partinin adı CKMP'den MHP'ye geçerken Dabağyan oradaydı. Partinin ambleminin seçildiği meşhur Adana Kongresi'nde tavrını, "Bozkurt"tan yana değil, "Üç Hilal"den yana koymuştu. Vatan sevdası onu MHP'ye, Alparslan Türkeş'in yanına çekmişti. 1969 seçimlerinde rahmetli Dündar Taşer'le birlikte MHP İstanbul Milletvekili adayı oldu. Özetlersek "Levon Amca" iflah olmaz bir Türk milliyetçisiydi. Türk milleti kendine gönül vermiş bir evladını kaybetti.
***
Türk milliyetçisi bir kalem
Türk edebiyatına da kalemiyle birçok eser kazandırdı. Yazdığı eserler arasında; Başbuğ Türkeş ve Milliyetçilik, Fatih ve Fetih Olayı, Kemalizm Işığında Azınlık Gözüyle Atatürk, Osmanlı Ermenileri, Bilinmeyen 2. Abdülhamit Han, Sanat Dünyamızda Ermeniler, Emperyalizm Kıskacında Ermeni Tehciri, Tarihin Işığında Ermeni Meselesi ve 1915 Kaosu, gibi kitaplarla Türk kültürüne hizmet etti. Dabağyan, 12 Eylül öncesinde MHP lideri Alparslan Türkeş'in bizzat talebi ve teşviki ile Hergün ve Ortadoğu gazetelerinde makaleler kaleme aldı. Ayrıca Yeni İstanbul, Babıali'de Sabah, Bugün, Hakikat, Yeşil Belde ve Tercüman gazetelerinde makale ve tefrikalar yazdı. Türk Edebiyatı gibi kültür ve sanat dergilerinde de yazıları yayınlandı.
***
"Bu toprağın bir insanıyım"
Levon Panos Dabağyan, zaman zaman kırılmıyor da değildi. Özellikle hayatında onu bir cümle çok üzüyordu. Bu üzüntüsünü de şu cümlelerle dile getiriyordu: "Bana 'Hangi ülkeden geldin?' diye soruyorlar. Türkiye'de bugün 70 bin Ermeni kaldı. Bu kadar Ermeni'den korkulur mu? Ben bu vatana 36 ay askerlik yaptım. Bugün karşıma geçmiş, 'Siz hangi ülkeden geldiniz?' diye soruyorlar. Ben bu toprağın insanıyım ve öyle de kalacağım."