Türk-Eğitim-Sen'den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlaması

Dünya Kadınlar Günü toplumsal ve bireysel anlamda kadınlarımızın yaşamış olduğu büyük sorunların dile getirildiği manidar günlerden biridir.

Dünya Kadınlar Günü toplumsal ve bireysel anlamda kadınlarımızın yaşamış olduğu büyük sorunların dile getirildiği manidar günlerden biridir. Ülkemizde ve diğer Ülkelerde de pek çok konuda gün ve haftalar kutlanmakta ve toplumsal yaşamda eksikliğinden veya yanlışlığından dolayı mağdur olunan konulara dikkat çekilmektedir. Ben de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle geçmişten günümüze çığ gibi büyüyerek gelen ‘Kadın ve Şiddet’ konusuna değinmek istiyorum.

Hayatımızda şiddet;’ fiziksel,psikolojik ve ekonomik’ yönden yaşanmaktadır. Bu üç başlıktan yola çıkarak Türk toplumundaki aile, toplum ve devlet kavramlarına dikkat çekmek istiyorum. Şiddet, toplumun temelini oluşturan ailede başlamaktadır. Anne ve babası tarafından daha çocuk yaşlarda şiddete maruz kalan kişiler, ilerleyen yaşamlarında da şiddete meyilli bireyler haline gelmektedirler. Daha çocukluk evresinde şiddetin temelleri atılmakta ve toplumsal sıkıntılara zemin hazırlanmaktadır. Ayrıca; ailelerde çocuklar arasında kız ve erkek evlat ayrımı da bir diğer büyük yanlış olarak karşımıza çıkmaktadır. Sevgi ve diyalogla çözülebilecek sorunlar sözlü ve fiziksel şiddet kullanılarak çözülme  yoluna gidildiğinden, bugün çözemediğimiz ve her gün bir yenisine şahit olduğumuz şiddet mağduru insanların hayatlarına tanık olmaktayız. Bir toplumun sağlıklı ve başarılı ilerleyebilmesi için; ailede başlayan eğitimin, eğitim yuvalarındaki doğru uygulamalarla desteklenmesi ve devlet tarafından çıkarılan kanunların yaşanılabilecek yanlış olaylar karşısında, yeterli caydırıcılığa sahip olması ile mümkündür. Ülkemizde sürekli olumsuz yönde değişim gösteren siyasi merciler ülke ve insan yararına olabilecek çalışmalardan ziyade, toplumu içinden çıkılmaz sorunlara itmektedir.Toplumun borç yükünün artması,ailelerin ekonomik anlamda bunalmasına ve bunu yaşamlarına, eşlerine  şiddet uygulayarak yansıtmaktadırlar.

Ülke yönetimindeki Bakanlar; kadınlarımızın giyimiyle, başörtüsüyle, yapacağı çocuk sayısıyla,  hamile kadının sokakta gezip gezmemesiyle, nasıl gülüp gülmemesi gerektiğiyle ve erkeklerin işsizlik sıkıntısını kadınların iş yaşamına girmesine bağlayan talihsiz konuşmalar yaparak ,kadının toplumdaki değerini zedelemektedirler. Kadınlarımızı sadece annelik göreviyle kısıtlayarak kadınların varoluşlarındaki diğer meziyetlerinin göz ardı edilmesine sebebiyet vererek kadını toplumdan soyutlamakta ve dört duvar arasında bir yaşama layık görmektedirler.

   Dini kullanarak siyaset yapanlar, İslam Dininde ‘Kadının yeri ve Önemini’ ,İslam Dininin kadınlara tanımış olduğu hakları bilmezden gelerek topluma farklı yansıtmakta ve toplumun kadına bakış açısını olumsuz yönde etkilemektedirler Toplumda yaşanan kadına yönelik sorunların tamamen kadından kaynaklandığını, ,kadının ev yaşamıyla sınırlandırılarak sorunların çözülebileceğini düşünmekte ve toplumu bu yönde etkilemektedirler. Fakat; kadınlarımız ile ilgili bu yanlış tespiti yapanlar,kendi aile yapıları, çevre ve iş yaşamları ve dostlukları söz konusu olduğunda aynı hassasiyeti göstermemekte ,kendi eş ve kız evlatlarını maddi ve manevi her konuda desteklemekte iş yaşamlarına her türlü ortamı sağlamakta ,annelik vazifesini kendi eş ve kızlarına bir engel olarak görmemektedirler.Topluma örnek olması gerekenlerin söyledikleri sözler ile yaşadıkları hayatlar arasındaki tezatlık toplum ile toplumu yönetenler arasında güvensizliğe sebebiyet vermektedir. Din üzerinden topluma verilmeye çalışılan bu yanlış mesajların önüne geçilebilmesi için, bireylerin dini konuları doğru bilmesi ve doğru yaşamasıyla mümkündür. Yöneticilerimizin toplumdaki kadına bu talihsiz yaklaşımları sonucu, toplum gözünde kadını giyimiyle, konuşmasıyla ve yaşayış tarzıyla yargılamakta, kadının başına gelen her olayda bu kriterler olayın ana sebebi olarak değerlendirilmekte ve asıl büyük yanlış bu noktada yapılmaktadır.Asıl gözden kaçırılan gerçek,kadının yaşayış ve giyim tarzıyla değil,her kesimden ve her yaşam tarzından kadının şiddete mağruz kaldığıdır.

 Eğitim düzeyi ve maddi gücü zayıf olan birçok kadınımız ;ailesi, sevgilisi ve ya eşi tarafından maruz kaldığı cinsel veya fiziksel şiddet olaylarında devlet tarafından da yeterli destek ve koruma sağlanamadığı için heba olmakta veya yaşamlarını kaybetmektedirler.Toplumdan dışlanma korkusuyla taciz ,tecavüz veya dayak olaylarını dile getiremeyen kadınlarımız bu olayları tekrar tekrar yaşamakta ve bu toplumsal yaraya istemeden de olsa destek vermektedirler. Yaşanan her şiddet olayında “Acaba kadın ne yaptı da başına bu geldi”  gibi talihsiz yorumlar yapılmakta ve sorunun asıl kaynağı göz ardı edilmektedir. Yazılı basında yayınlanan kadına yönelik şiddet haberlerinde de 2014 yılında, Kadına yönelik şiddet  yüzde 22 artış göstermiş , 2014’ün dokuz ayında yazılı basında 60 binin üzerinde haber çıkmıştır. Interpress’in ulusal, bölgesel ve yerel iki bini aşkın gazete ile dergide çıkan haberler üzerine yaptığı araştırmasına göre, geride bıraktığımız yıl boyunca kadına yönelik şiddet haberlerinin toplamda 61 bin 87’ye ulaşmıştır.

Kadın cinayetleri hakkında 5 bin 383, psikolojik şiddet konusunda 4 bin 491, erkek şiddeti konusunda 4 bin 204 haber, cinsel taciz ve cinsel saldırı konusunda 2 bin 544, ekonomik şiddet konusunda ise 2 bin 42 haber yayınlandığı tespit edilmiştir. Ülke yöneticilerimiz ve özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Ayşe Nur İSLAM ,şiddet konusuna yönelik yeterli ve caydırıcı çalışmalar yapmalıdırlar.

                Toplumu kadın ve erkek olarak ikiye bölmek yerine ,kadın ve erkeğin hayatı paylaşma noktasında yaratılış özellikleri itibariyle birbirini bütünleyen olarak görülmelidir.Toplum yükünün ;iş, eş, ev ve çocuk boyutunu kadınlarımız üstlenmekte ,erkeklerin de kadınlara destek olmaları gerekmektedir. İyi eğitilmiş bir kadın iyi bir toplum ,sağlıklı ve huzurlu bir yaşam demektir. Sebebi her ne olursa olsun hayatını kaybetmiş kadınlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, Türk Eğitim Sen olarak kadınlarımızın  Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.

Ege - Denizli Haberleri

Dikkat ! Kar Denizli'ye Geliyor
Denizli’de Kırmızı Altın Hasadı Başladı
Muğla'da deprem
DENİZLİ’DE EŞ ZAMANLI YAĞMUR DUASI
Tabutları Küçük Acıları Çok Büyük