Bunlardan biri rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı al bayrağımız; bir diğeri dilimiz, güzel Türkçemiz; bizi biz yapan değerlerimizden bir başkası da Mehmet Akif Ersoy’un dizeleriyle ölümsüzleşen, bağımsızlık destanımız İstiklal Marşımızdır.
Devletimize, milletimizin bölünmez bütünlüğüne karşı saldırıların, milli değerlerimize edilen hakaretlerin prim yaptığı, makbul sayıldığı, milletin ve devletin kaynaklarının adeta talan edildiği bu günlerde; rengini şehitlerimizin kanından almış ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde ve Atatürk’ün öncülüğünde yokluk içinde, imkânsızlıklar içinde ama topyekûn bir millet olarak verdiğimiz çetin mücadelenin anlatıldığı İstiklal Marşımıza ve değerlerimize sahip çıkmak, vatan müdafaası derecesinde, hayati önem kazanmıştır.
Değerlerimiz bir bir elimizden alınmaya çalışılır, bayramlarımız kaldırılmak istenir, geleneklerimiz yozlaştırılır ve milli reflekslerimiz yok edilirken; hiç unutmamak zorunda olduğumuz tarihimizde dokunulmamış, üzerine asılsız iddialar üretilmemiş, belki de yalnızca İstiklal Marşımız kalmıştır. Bu millî değerlerin elimizden alınması, bir gün bizleri yeniden bir İstiklâl Marşı yazmak zorunda bırakacak tehlikeleri de beraberinde getirmektedir.
Milli değerlerimize karşı girişilen saldırılar içerisinde bizi biz yapan, Türk milletinin olmazsa olmazı bayrağımıza, dilimize, İstiklal Marşımıza sımsıkı sarılmak, her zamankinden daha gerekli hale gelmiştir. Unutulmamalıdır ki, tarihini bilmeyen, atasına küfreden, geçmişine, bağımsızlığına ve değerlerine sahip çıkmayan, haksızlığa karşı susan toplumlar, birlik içinde yaşayamazlar. Milletler tarihini, kahramanlarını, hainlerini, dostunu, düşmanını, çok iyi bilmek zorundadır. Bizlere bu gerçeği anlatan en büyük değerimiz İstiklâl Marşımızdır.
İstiklâl Marşımız, “Korkma!” diye başlamakta, “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl” dizesiyle son bulmaktadır. Bu eşsiz eser, zamanın ötesinden ebediyete seslenmekte ve Türk milletine, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamayı, Türk’ün ve Hakk’ın önüne çıkarılan hiçbir güçten korkmamayı öğütlemekte; nihai zaferin mutlak surette inanan Türk milletinin olacağını müjdelemektedir. Bizler de bugün, içinde bulunduğumuz yozlaşmışlığa ve çürümüşlüğe rağmen; Hak çizgisinden ayrılmadığımız, adalet terazisini bozmadığımız müddetçe, Türk milletinin karşısına çıkarılan her türlü oyunun bozulacağından, her türlü ihanet girişiminin muhataplarının suratına çarpılacağından eminiz. Bizlere bu güzel vatanı ve bu erdemli Devleti hediye edenlerden aldığımız emanete halel getirmeden, daha da güzelleştirerek, gelecek kuşaklara devretmek vazifemizi yerine getirmekte kararlıyız.
Bu nedenle bizlerin bu kutsal topraklarda yaşama ve varlığını sürdürmesine vesile olan başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Mehmet Akif olmak üzere, bu vatan için emek veren, ömür feda eden tüm kahramanlarımızı rahmetle anıyor ve Akif’in dediği gibi “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” diyorum.