Biz milli eğitim çalışanları da doğal olarak yeni bakanımız ile girdiğimiz yeni süreçte milli eğitim adına verimli olabilecek değişim ve gelişimler beklentisine girdik. Sayın bakanımızda bu beklentilerimizi hissetmiş olacak ki, görevi devraldığı günden itibaren, başladı bizi bekleyen güzel günlerden haberdar etmeye.
Sözlerine 4+4+4 sistemini kaldırıp yerine 5+3+4 sistemini getireceğiz diyerek başladı. Bizler de bu sırada daha 4+4+4 ün ne işe yaradığını anlayamadan, girdik yeni gelecek eğitim sistemini anlama çabasına. Sonra sayın bakanımız, kendisinden önce milli eğitim bakanlığı yapmış olan bakanlarımızın, öğretmenlere getirmiş oldukları; Uzman öğretmen, Başöğretmen, Anadolu lisesi öğretmeni, Düz lise öğretmeni, Aday öğretmen ayrımlarını yetersiz bulmuş olacak ki, bir de şöyle yapsak acaba daha mı iyi böleriz ki diye düşünmüş olacak ki, SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK uygulamasını başlatacağız dedi. Bu durumda sözleşmeli öğretmen kime denir? Kadrolu öğretmen ile sözleşmeli öğretmen arasındaki farklılıklar nelerdir? Ülkemizde yazılı kuralların dahi geçersiz olduğu günümüzde, sözleşme ile başlanılan yolun sonu görünür mü? Gibi sorular akla gelmekte…
Sözleşmeli öğretmen; geleceği ile ilgili hiçbir tasavvurda bulunamayan, gönül rahatlığı ile aile kuramayan, maddi sorunlarını giderebilmek adına maddi geleceğinden emin olamadığı için kredi başvurusu dahi yapamayan, hayatı birilerinin iki dudağı arasına sıkışmış, hayatını arafta yaşayan, her şeyinde ötesinde öğretmen olabilmenin tüm kriterlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, BEN ÖĞRETMENİM diyemeyen vatan evlatlarıdır.
Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasındaki farklılıkları sıralayacak olursak;
1- Sözleşmeli öğretmen Özür Durumu hariç il içi ve il dışı tayin talebinde bulunamaz. 2- Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumundan yapılan il dışı atamaları eşlerinin çalıştıkları kurumun yüzlerce kilometre uzağına yapılmaktadır. Çünkü İl içi tayin hakları yoktur.
3- Sözleşmelilere il dışı yer değiştirmelerde YOLLUK ödenmez. 4- Sözleşmeli öğretmenin ek dersinden SSK kesintisi yapılmaktadır. 5- Haftada 15 saat ek dersi olan göreve yeni başlamış bir kadrolu öğretmen, 15 saat ek dersi olan 25 senelik bir sözleşmeli öğretmenden ek derslerdeki SSK kesintisi sebebi ile toplamda daha fazla maaş almaktadır. 6- Sözleşmeli öğretmenler idareci ve ya müfettiş olamazlar. Bu konuda herhangi bir yasal düzenleme ve mevzuat yoktur. 7- Sözleşmeli öğretmenlerin hizmet puanları yoktur. Bu sebeple 1 yıl ya da 20 yıl çalışmış olmalarının hiç bir önemi yoktur. 8- Sözleşmeli öğretmenlerin eş, çocuk, doğum yardımları yoktur.
9- Sözleşmeli öğretmenlerin maaşları her ilde farklılık göstermektedir. Bu konuda bir bütünlük sağlanamamıştır. 10- Bazı illerde maaşlar sözleşmede yer aldığı gibi her ayın 15 inde yatmamaktadır. Ayın23 ünü ve 24 ünü bulmaktadır. 11- Sözleşmeli öğretmenlik hiçbir zemin hazırlanmadan, özlük hakları vb. hiçbir plan program yapılmadan, yönerge dahi hazırlanmadan hayata geçirilmiş ve sözleşmeli öğretmenler bu sebeple birçok sorunla ve de belirsizlikle karşı karşıya bırakılmıştır.
12- Sözleşmeli öğretmeler de kadroluların almış oldukları Temel ve Hazırlayıcı eğitim kurslarını almalarına rağmen, kadroluların stajyerliği kalkarken, asalete geçerken bu eğitim sözleşmelilere Mesleki Eğitim adı altında verilmektedir. Herhangi bir şekilde asalete geçme söz konusu değildir. 13- Kadrolularda kıdem ve kademe ilerleme varken, sözleşmelilerde göreve yeni başlayanla 25 senelik bir sözleşmeli öğretmen aynı maaşı alacaktır. 15- Milli Eğitim Müdürleri, Yardımcıları, Şube müdürleri, Okul müdürleri ve hatta Bakanlık çalışanları dahi Sözleşmeli öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili net bir bilgiye sahip değillerdir. Her ilde ve her kurumda farklı uygulamalar mevcuttur. 16- Sözleşmeli öğretmenler hakları olan konularda dahi idarecilerin bilgi eksikliğinden ötürü akla gelmedik onlarca sorunla ve problemle karşı karşıya kalmaktadır. 17- Sözleşmeli öğretmenler, Milli eğitim müdürü ve okula gelen müfettişlerden "bakın siz sözleşmelisiniz" diye başlayan sözlerle devamlı tehdit edilmektedirler. 18- Sözleşmeli öğretmenler görevli oldukları okullarda öğrencileri tarafından “ Öğretmenim siz sözleşmeli misiniz? Siz geçici misiniz?” gibi sorularla rencide olmakta ve bu sorulara cevap vermekte zorluk çekmektedirler. 19- Sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri her yıl ocak ayında yenilenmektedir. Yani Sigorta dâhil her sene çıkış-giriş işlemi yapılmaktadır. Uzun süreli sözleşme yapılmamaktadır. 20- Bazı illerde öğretmenlere dağıtılan banka promosyonları kadrolu öğretmenlere dağıtılıp sözleşmeli öğretmenler bu hakkın dışında bırakılmaktadırlar. 21- Sözleşmeli öğretmenlerin maaşları Maliye Bakanlığı tarafından karşılandığından, Bakanlık ödenek sıkıntıyla karşılaştığında, personel sayısında tasarrufa gitmeyeceğinin garantisi var mıdır?. 22- Okullarda norm kadronun gerektiği öğretmen temin edildiğinde veya sözleşmeli personel ihtiyacının ortadan kalkması halinde sözleşmesi feshedilir. 23- Eğitim ve öğretimin devam ettiği dönemde aralıksız iki aylık süre zarfında sözleşme ücreti karşılığı ders yükünün doldurulamaması durumunda sözleşmesi feshedilir. Bu madde halen yürürlüğünü korumaktadır. Bu da iş garantisinin olmadığının resmi kanıtıdır 24- Öğretmen olabilmenin yaş sınırı 40'tır. Her yıl görevimiz resmi olarak sona erdiğinden bu yaşa kadar sözleşmeli çalışan bir öğretmenin bu yaştan sonra sözleşmesinin yenilenip yenilenmeyeceği belli değildir. 25- Tüm bu belirsizlikler içerisinde sözleşmeli bir öğretmenin emekli olma ve emekli tazminatı alma hakkı var mıdır? 26- Sözleşmeli öğretmenler kadrolular gibi asker öğretmen olarak askerliklerini yapamamaktadırlar. Burada da bir ayrımcılık ve haksızlık söz konusudur. 27- MEB yurtdışı öğretmen görevlendirmelerinde şart olarak "Milli Eğitim Bakanlığında en az 5 yıl (kadrolu) çalışmış olma” yı öne sürmektedir. Yani sözleşmeli olarak MEB’de 20 yıl çalışmak dahi MEB' in yurtdışı öğretmen görevlendirmelerine başvuru hakkını bizlere kazandırmamaktadır. 28- Sözleşmeli öğretmenler bir taraftan mesleklerini icra ederken bir taraftan da kadrolu olmak için yeniden KPSS sınavına hazırlanmaya zorunlu bırakılmışlardır. 29- Sözleşmeli öğretmenle kadrolu öğretmenin ortak olan en önemli özellikleri ise aynı eğitimi görmeleri, aynı şartlarda, aynı işi yapmalarıdır. Sıralamaya devam edecek olursak böylesi belirsizlikler içeren bir uygulamanın eğitim ortamına ve eğitimcilere vereceği zararlar uzayıp gidecektir. Sözleşmeli olarak göreve başlayan bir bireyin hayat yükü altında ne denli ezileceği aşikardır. Bir eğitimci, bir sendikacı ve de bir anne olarak bu ülkenin
başında bulunan yetkililere seslenmek istiyorum. Evlatlarımıza gençlerimize sahip çıkalım. İş ortamı ile ilgili refaha erişemeyen insanların içine girdikleri ruhsal sıkıntılar, toplumsal verimi ve ülke gidişatını olumsuz etkilemektedir. Sevgi ve saygılarımla…
Tülay GAZALCI
Türk Eğitim Sen Denizli Şubesi
Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri