Yine geldik yeni eğitim öğretim yılı ile beraberinde ki yeni yeni, hatta eski yeni sorunlara. Söz konusu eğitim sektörü olurda, sorunsuz sıkıntısız olur mu? Bizim en büyük sorunumuz, sıkıntıların varlığı değil, çözüme ulaştırılmamasıdır. Halen daha çözüme ulaştırılamamış özür gurubu tayinleri. Yeterli öğretmen atamasının gerçekleşmemiş olması. Okulların fiziksel şartlarının eğitim öğretime hazır olmaması. İki aylık yaz tatili bitmesine rağmen okul bahçelerinde ek bina inşaatlarının devam etmesi. Derslerde okutulacak kitapların yetersiz içeriğe sahip olması. Müfredat değişikliğinde izlenen yetersiz çalışmanın açtığı sorunlar.
Devam edecek olursam eğitim sorunları saymakla bitmeyecek. Bir sorunu çözüme ulaştırmadan, temelsiz değişikliklere girmek sorunları çığ yumağına dönüştürmektedir. Eşinden evladından uzakta olan bir öğretmen nasıl verimli çalışabilir? Sağlık sorunu yaşayan bir öğretmen, şartları daha uygun bir ortama kavuşturulmazsa nasıl çalışabilir? Öğretmeni olmayan okullar öğrencilere nasıl faydalı olabilir? Bahçesinde okul inşaatı devam eden okullarda sağlıklı eğitim ortamı nasıl sağlanabilir? Müfredat değişikliğinde seçilen yol, görülüyor ki çokta doğru bir tercih değildir. Tüm sınıf düzeylerinde içerik değişiminden ziyade, her yıl bir sınıf düzeyinde müfredat değişimi yoluna gidilmelidir. Değişim ilkokul 1. Sınıf düzeyinde başlanarak, değişimden çıkan sonuçlar doğrultusunda bir sonraki yıl 2. Sınıflar ve bir sonraki yıl 3. Sınıflar şeklinde ilerletilerek 12. Sınıflara kadar müfredat değişimi sağlanmalıdır. Hiç bir sektörde, malzeme olmadan çalışandan ürün beklenmez. İnşaatta ki eksiklik çalışanlar tarafından giderilmez. Sağlık sektöründeki eksiklikler de aynı şekilde. Fakat eğitim sektöründeki eksikliğin telafisi her daim öğretmenlerden beklenir.
Hizmetlisi olmayan okulların sınıf temizliğini öğretmen yapar, gerekirse boyasını da öğretmen yapar. Maddi zorluk yaşayan öğrencinin durumunu gören öğretmen yine iş başındadır. İçeriği eksik kitaba rağmen, donanımlı öğrenci mezun eden yine öğretmendir. Güvenliği olmayan okulda, öğrencinin güvenliğini sağlayan da öğretmendir. Eğitim ortamında bunca açık olunca, neresinden yamarsan yama, açıkları nasıl kaparsan kapa öğretmenim. Mustafa Kemal Atatürk: Kılıç ve saban. Bu iki fatihten birincisi ikincisine daima mağlup oldu. Tarihin bütün vakaları ve hadiseleri, hayatın bütün müşahadeIeri bunu teyit ediyor. MiIIetimiz çok büyük eIemIer, mağIubiyetIer, facialar görmüştür. Bütün bu oIanIardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa, bunun hikmeti aslisi şudur; çünkü Türk çiftçisi bir eIiyIe kılıcını kuIIanıyorken, öteki eIiyIe sabanla topraktan ayrılmadı.
Tüm çalışanlar bu ülkenin çiftçisidir. Ülke olarak yaşadığımız sıkıntılar, biz çalışanların doğru işler yapmasına engel değildir. Kimi sağlık biçer, ,kimi toprak biçer, kimide eğitim. Biçilenin kalitesi ekilene bağlıdır. Bakanlığımızın yapacağı doğru çalışmalar, öğretmenden öğrenciye, öğrenciden topluma ulaşarak hasadını verecektir. Toplumda yaşanan sorunları şaşırarak izlemek yerine, gelinen sonuçta her kurum ve her kişi payına düşeni anlamalıdır.