Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden alınarak yerine kayyum atanmasının ardından Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine de kayyum atandı. TBMM Grup Başkan Vekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını değerlendirdi.
“HALKIN İRADESİNE VE TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE DOĞRUDAN SALDIRIDIR”
Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Karaca; “İktidarın seçilmiş belediye başkanları yerine kayyum ataması, demokrasilerin temel dayanağı olan, bağımsız ve adil seçimler prensibinin bile isteye iktidar tarağından çürütülmesidir. Bu tür uygulamalar, otoriter rejimlerin kendi varlıklarını pekiştirmek için kullandıkları araçlar ve yaygın stratejilerinden... İktidarın despotizme dönüşmesi ve kayyum atamalarıyla seçilmiş yerel yönetimleri işlevsiz hale getirmesi, halkın iradesine ve toplumsal sözleşmeye doğrudan saldırıdır. Bugün olanlar da, iktidarın muhalefete karşı bir güç gösterisi ve rejimin otoritesini pekiştirme çabasıdır. Görüyoruz ki bugün politik gücü elinde elinde tutan iktidar, kendi varlığını sürdürebilmek için demokrasi treninden inmiştir” şeklinde ifade etti.
“GERİ DÖNÜLMEZ YIKIMLARINA YOL AÇACAKTIR”
Karaca, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Ancak, bunca mücadeleyle kazanılmış demokratik hakların, otoriter bir rejim uğruna ötelenmesi, geri dönülmez yıkımlarına yol açacaktır. Tarih benzer örneklerle doludur. Ayrıca bu durum, ‘Yumuşama’ ya da ‘Normalleşme’ adı altında kamuoyuna sunulanların gerçekte demokratik hakların gasbı, tek kişilik hükümet rejiminin kendi bekasını korumak adına demokratik mekanizmalarını çürüttüğü, hukuk ve seçimlerin bağımsızlığını tehlikeye attığı bir tablonun da ifadesidir.”
“DEMOKRATİK YAPI TAŞLARININ YENİDEN İNŞASI ELZEMDİR”
Uyanık olunması gerektiğinden söz eden Karaca; “Bugün Türkiye’de demokratik değerlerin yitirilmesi, ülkenin geleceğini tehdit ederken başta hukuk devleti olmak üzere, tüm demokratik yapı taşlarının yeniden inşası, toplumun özgürlüğü ve refahı için elzemdir. Demokrasiye ve hukuka olan inancı koruyarak, otoriter rejimlerin çürütücü etkilerine karşı durmak, bizim için en temel görevdir. Bu görev yerine getirilecektir.