Sizin mahallede şeriat İslam mıdır?

Öbür mahalleye not: İlahiyat fakülteleri sizin sandığınız gibi yobazlık merkezleri değildir. Yobazların en hazzetmediği yerlerin başında bu fakülteler gelir. Oralara hâkim olmak için ellerinden geleni yaparlar.

Bazı konularda korku var; mahalle baskısı had safhada.

Geçen hafta Sayın Akşener, “Şeriat İslam’dır.” demiş. Kıyamet koptu. Nasıl kıyamet? Siyasal İslamcı kesimden pek ses çıkmadı. Çünkü Akşener onlardan değildi ve söylediğinin doğru mu yanlış mı olduğunun önemi yoktu. Aynı sebepten, söylediklerinin lehlerine olmasının bile önemi yoktu. Sonuçta onlar, “Es-sükût hayrül min el dırdır.” deyip sustular. 

Karşı mahalle küplere bindi. Susmadılar. Konuştular, yazdılar. Fakat bindikleri küplerden “Hayır şeriat İslam değildir.” veya “Evet şeriat İslam’dır.” gibi sesler çıkmıyordu. Söyledikleri şundan ibaretti: Şeriat olsa sen parti kuramazsın. Şeriat olsa sen başı açık gezemezsin. Şeriat olsa hırsızların eli kesilir. Şeriat olsa 9 yaşında, 6 yaşında kızlar kocaya verilir. Şeriat olsa sen babanın mirasından yarım pay alırdın.

Hasan Onat Hoca’ya rahmet

Bu patırtıyı şöyle özetleyebiliriz: Şeriat berbat bir şeydir. Amma herhâlde İslam berbat bir şey değildir. Onun için biz şeriata vuralım. Dolayısıyla sana vuralım. Yoksa İslam da mı berbat bir şeydir? Ama böyle dersek siyaseten yanlış olur… 

Bir Allah’ın kulunun, iddianın kendisini “Şeriat İslam’dır” sözünü ele aldığını hatırlamıyorum. 

Sonra aklıma rahmetli Prof. Dr. Hasan Onat hoca geldi. Genç yaşta kaybettiğimiz bu güzel insanla bu konuda bir hatıram, bir anekdotum var. Onun Millî Düşünce Merkezi’ndeki bir konuşmasından sonra olmalı, ayaküstü sohbetimizde, bir cümleye başlar gibi olmuştum: “Şeriat…” dedim. Arkasını getirmeme izin vermedi, “Din değildir.”i yapıştırdı. Sohbetimiz devam etti ama geçmiş gün, konuyu hatırlamıyorum. 

Evet, Prof. Onat “Şeriat din değildir.” derdi. O hâlde “Şeriat İslam’dır.” da yanlıştır. Hiç kusura bakmayın, bu konuda ben Sayın Akşener’i değil, rahmetli Hasan Onat’ı dinlerim. 

Arap topraklarında Roma hukuku

Niyetim “Şeriat nedir?”i tartışmak değil. Ne şeriat denilen yapıdaki aşikâr Roma Taşra Hukuku unsurlarını ne de Mecelle’nin, “Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tebeddülü inkâr edilemez.” hükmünü tekrar edeceğim. Şeriat İslam’sa, ahkâm tebeddül eylerse İslam da mı tebeddül ediyor? 

Niyetim bilenlerin sessizliğine işaret etmek. Niye sessizler dersiniz? Çünkü şeriat dindir diyenleri tenkit etmek siyaseten doğru bir hareket değildir. Siyasal İslamcılar üstünüze çullanır ve kim bilir başınıza neler gelir. 

Hadi böyle bırakmayayım. Şu Roma Hukuku işini biraz açayım; yoksa ben de dayak yerim.  Danimarkalı tarihçi, Oxford, Cambridge ve Princeton gibi ünlü İslam bilimleri merkezlerinde hocalık yapmış, mütevveffa (2015) Patricia Crone’un “Tanrı’nın Kanunu” kitabını okumuştum (God’s Rule: Government and Islam – Six Centuries of Medieval Islamic Political Thought, Columbia University Press, 2004). Crone, kitapta şeriatta bir konuyu, köle hukukunu inceliyordu. Köle hukuku karmaşık bir konu; kölenin mirasından, kölenin işlediği suçtan sahibinin sorumluluğuna kadar öyle kolay olmayan yönleri var. Crone, açık bir sonuca işaret ediyor. Şeriattaki köle hukuku, Roma’nın Taşra Hukuku’na dayanıyor.

Şeriat din de İslâm da değildir 

Ee? Şeriatın köle hukuku Roma Taşra Hukuku’na dayanıyorsa ne olacak? Hiçbir şey olmayacak. İslam’dan önce İslam’ın doğduğu bölgede Bizans ve Sasani etkisi hüküm sürüyordu ve insanların törelerini, kanunlarını o etkiler altında inşa etmeleri kadar normal bir şey yoktu. Fakat bir sonuç daha var: Şeriat denilen kurallar, yasaklar, zorunluklar mecmuası, satır satır İslam’dan çıkmadı. Şeriat İslam’dan önce de vardı. İslam’dan sonra da; dine aykırı olmamak kaydıyla, coğrafyadan coğrafyaya, devletten devlete, millî kültürden millî kültüre değişti. Dolayısıyla Onat Hoca’nın dediği gibi şeriat din değildir; şeriat İslam da değildir. 

Değerli ilahiyatçılarımız. Siz bunları biliyorsunuz. Belki de İslam ilahiyatının zirve merkezleri Türkiye’nin ilahiyat fakülteleridir. Hiç olmazsa Profesör Fazlur Rahman bu fikirdedir. O hâlde toplumdaki yanlış anlamaları, polemiksiz, sadece bilime dayanarak düzeltme vazifesi de sizlere düşmez mi?

Şeriat dindir; şeriat İslam’dır konusu sizin aydınlatma görev alanınıza giren önemli bir konudur ama buna benzer daha birçok yalan yanlış iddia ortada dolanıp duruyor. Bu meselelerin mahallelere bırakılması doğruların anlatılmaması, dine de siyasete de millete de yarar sağlamaz. Buyurun: Şu anda bayağı bir kalabalık, hırsızların elinin kesilmesinin, köle ve cariye edinmenin, 6-9 yaşında çocukların evlendirilmesinin İslam olduğunu zannediyor. Rahat mısınız?

Öbür mahalleye not: İlahiyat fakülteleri sizin sandığınız gibi yobazlık merkezleri değildir. Yobazların en hazzetmediği yerlerin başında bu fakülteler gelir. Oralara hâkim olmak için ellerinden geleni yaparlar. 

Not: Yazımı yazdıktan sonra dostlarım bana Prof. Dr. İsrafil Balcı’nın konuşmasını işaret etti:

Görevini hakkıyla yapan bir bilim insanı. Dinleyiniz. 

Milli Düşünce Merkezi / İskender Öksüz

Medya Haberleri

İnsanın üç içgüdüsü
Yoğun İş Hayatında Zamanı Verimli Kullanmanın 8 Pratik Yolu
PAÜ'de Bir Kayıt Skandalı Daha
Sözde Ermeni Soykırımı
Herkes her şeyi biliyor