Sınavlarda sorularla cevap kağıdını aynı kitapçıkta birleştirecek yeni bir uygulama üzerinde çalıştıklarını anlatan Demir,"Sınavlarda, artık ayrı bir cevap kağıdı olmayacak ve soru kitapçığında direkt soruların altında cevap alanı yer alacak" dedi.
30 NİSAN'DA BAŞLIYOR
Demir, uygulamaya 30 Nisan 2016'da yapılacak sınavla başlanacağını ve zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacağını belirtti.
Bu uygulamayla sınavdaki testlerin tek kitapçık halinde adaylara verileceğini söyleyen Demir, şöyle devam etti:
"Her bir sorunun altında cevap alanı olacak, o cevap alanına aynen optik okuyuculu cevap kağıdını işaretler gibi kişiler işaretleme yapacak. Sınav kitapçığındaki bütün sorular yine çoktan seçmeli olacak, her soru için beş farklı seçenek yer alacak. Cevaplar, her sorunun bitiminde yer alan cevap alanlarına işaretlenecek. Kitapçıkların tüm sayfaları, ÖSYM'de taranacak, sayfa görüntüleri üzerinden görüntü işleme yöntemleriyle adayların işaretleri belirlenecek ve bilgisayar ortamında değerlendirilecek."
"İŞLEM TASARRUFU SAĞLANACAK"
Yeni uygulama ile adayların cevap kağıdında cevapları kaydırma riskinin de tamamen ortadan kalkacağını belirten Demir, "Adayların cevap kağıtlarına dolduracakları alanları soru kitapçığına işaretlemeleri yeterli olacak. Adaylar, soruları ayrı bir cevap kağıdına geçirmek ile zaman kaybetmeyerek sorunun cevabını hemen sorunun altına, sayfa çevirmeden süre kaybetmeksizin yanıtlayabilecekler. Bu itibarla, soru başına düşen sürede işlem tasarrufu sağlanacak" dedi.
Uygulamayı küçük çaplı bir sınavla başlatacaklarını söyleyen Demir, "Uygulamaya ilk olarak 30 Nisan 2016 tarihinde uygulanacak olan 2016 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı (2016-İSG) ile geçilecek olup bu uygulama zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacak" diye konuştu.
"10 OKULDA DENEME YAPILDI"
Ankara'da 10'un üzerinde okulda lise öğrencileri üzerinde uygulamayı denediklerini bildiren Demir, sistemin sorunsuz çalıştığını söyledi.
Prof. Dr. Ömer Demir, sistemin iş yükünü arttıracağını, bu kapsamda sadece cevap kağıdının değil, soru kağıdının tümünün okunacağını, soru ve cevapların bir arada bulunmasının da adaylara büyük kolaylık sağlayacağını vurguladı.
AÇIK UÇLU SORULARA ÖN HAZIRLIK
Cevap kağıdına son verecek çalışmanın aynı zamanda açık uçlu soruların sınavlarda sorulabilmesi için bir ön hazırlık olduğunu vurgulayan Demir, açık uçlu soruları daha önce Kaymakam Adaylığı Sınavlarında 10 bin adaya uyguladıklarını anlattı.
Adaylardan sınav öncesi soru kitapçığının ön kapağında yer alan sayfada, alfabenin bütün harflerini ve rakamları yazmalarını gerektiren yeni bir uygulamaya daha geçeceklerini belirten Demir, "ÖSYM olarak el yazısıyla örneğin 'a' harfinin adaylar tarafından ne kadar farklılıkla yazılabildiğinin bir arşivini oluşturacağız. Böylece Türkiye'ye özgü, adaylarımızın yazı çeşitliliğini stoklayacak zengin bir alfabe el yazısı arşivimiz olacak. Soru ve cevap kağıdını birleştiren bu çalışmamızla birlikte bu uygulamamızı da İSG ile başlatacağız" diye konuştu.
"ADAYLARIN KONULARI BİLİP BİLMEDİĞİNİ ÖĞRENMEK İÇİN ÖNEMLİ"
Açık uçlu sorular kapsamında kısa cevaplı bir sorunun sorulması sistemine kolayca geçebileceklerini belirten Demir, "Sınavları bilgiden ziyade strateji oyununa dönüştürmekten de uzaklaştırmamız için açık uçlu sorulara geçmek gerekiyor. Adayların gerçekten konuları bilip bilmediğini öğrenmek için açık uçlu sorulara geçmek önemli" değerlendirmesini yaptı.
Açık uçlu soruların, sadece ÖSYM sınavlarında değil, orta öğretimdeki sınavlarda da sorulması için diğer kurumlarla da işbirliği yapmak gerektiğinin altını çizen Demir, teknolojide bir sıkıntı olmadığını, sadece kamuoyunun oluşturulması ve adayların hazırlanması gerektiğini söyledi.
Şu an için bir sınavda açık uçlu soru soracağız diye bir karar vermiş değiliz. Ama daha çok ilk denemeleri çok geniş kitlelerin katıldığı sınavlarda değil de aday kitlesi daha küçük olan sınavlarda yapmak arzusundayız. O yüzden böyle bir deneme yaparsak bile küçük gruplardan başlayarak bunu genişletmek düşüncesindeyiz" dedi.
Açık uçlu soru olduğu zaman yanlışın doğruyu götürmeyeceğini, böylece şans faktörünün de ortadan kalkacağını belirten Demir, "Böylece, adaylar ne kadar doğru yaparsa o sayılacak, yanlışlarıyla ilgili netlerinden bir düşme yapılmayacak. Bu da bir doğruyu bilen adaylar için avantaj olacak" die konuştu.