İşte Türk Büro Sen Başkanı Fahrettin Yokuş kendi sosyal medya sayfasında paylaştığı yazısı
Üzüldüğünle kalıyorsun, düşmanlarını çoğaltıyorsun. Bu devran böyle gelmiş, böyle dönüyor ve böyle gider. Bu düzeni sen mi değiştireceksin? Sen tek başına ne yapabilirsin?
Daha ötesi “bütün teşkilatınla” yürüsen de yine başaramazsınız. Çünkü; hukukun ayaklar altına alındığı, despotluğun tavan yaptığı mazlumların inim inim inlediği bu korku cumhuriyetinde; korkmadığını göstermek, efelenmek, “Yel Değirmenlerine” kafa tutmak gibidir. Akan suya karşı kulaç atmak gibidir. Dahası boş hülyalara dalmaktır.
Sen ve senin gibiler değiştiremezsiniz bu zalimlerin elindeki düzeni, başaramazsınız. On yıllardır akan ırmağın yatağını değiştiremezsiniz. Ancak, savaşmayı sürdürürseniz, Karıncanın Hacca gitme meselesi gibi sonuçlanır. Karıncaların ömrü yetmez, oraya ulaşmaya… Siz de bu yolda karınca misali kaybeder, ezilir ve yok olur gidersiniz… Bırakınız bu boş hayalleri, gerçeklerle yüzleşmeyi deneyiniz.
Bir zamanlar sizin gibi niceleri bu “kahpe düzene” karşı çıktı. Ancak, hepsinin sonu hüsran oldu. Hepsi kaybetti ve unutuldu. Kendinizi düşünmeyebilirsiniz; ya çocuklarınız, ya aileniz, ya sevenleriniz… Onları da mı düşünmezsiniz? Onların sizde, sizin de onların üzerinde sorumluluklarınız olduğunu bilmez misiniz?
Şöyle etrafınıza bir bakın… Anlı şanlı iş adamları, bilim adamları, din adamları, ünlü yazar-çizerler seslerini çıkarıyorlar mı? Yanılıpta sizin gibi ortaya çıkanların başlarına neler geldiğini görmüyor musunuz? Siz hiç ders çıkarmıyor musunuz? İbret almıyor musunuz?
Bakın dün “kara” dediğine, bugün “ak” diyenler ne kadar itibar görüyor. “Bakan” falan oluyorlar. Bukalemun gibi kılık değiştirenler, köşeyi dönüyorlar. Ya multimilyoner ya da makam mevki sahibi oluyorlar.
Size ne oluyor, cürmünüz ne ki? Ateş olsanız ne kadar yer yakarsınız? İki yakası bir araya gelmeyen bordro mahkumlarısınız..! Dilinizden ve kaleminizden başka neyiniz var? İnsan biraz haddini bilir be kardeşim..! Nasihat dinler, burnunun doğrultusuna gitmez! Hakmış, hukukmuş, adaletmiş, insanlıkmış ve mazlumlara sahip çıkmakmış… Önce siz kendinizi koruyun, kendinize hayrınız yok ki, vatanı milleti kurtarasınız… Yahu hadi gidin işinize bakın… İşinizden, aşınızdan ve özgürlüğünüzden olmayın… Akıllı olun akıllı..!
Değerli dostlarım, biliyorum Şimdi söyleyeceğim sözlerle birçoğunuzu hayal kırıklığına uğratacağım. Pek çok kadim dostum ve dava büyüğüm en azından belli bir süre susmamı ısrarla istediler. “Sendikal konular dışında görüş beyan etme” dediler. Bunu “ülken için, davan için yapmalısın” öğüdünü verdiler.
Saldırı olayını pencereden gören 80 yaşındaki annemin göz yaşları içinde “sus artık oğlum, konuşma benim yüreğimi yakma” yalvarışı, 33 yıllık eşim ve çocuklarımın annesinin yakarışı, dahası menfur saldırı sonrası aile meclisimizin toplanarak, bu olayı aile meselesi olarak görmesi nedeni ile “bir müddet” SUSACAĞIM…! Bana KORKAK ve YÜREKSİZ diyebilirsiniz; Peşinen kabulümdür… SUSTUM..! Allah’a emanet olunuz…