Okumak İstiyorum...

Her insan bir tarihtir ve tarih yazılanlardan ziyade yaşamaktır ama geçmişi bizler, bizler yazarız.

(Bence)Sen, benim okumak isteyip de okuyamadığım bütün kitaplarda gizlisin okuyamadığım için mi, okuyup da anlayamadığım için mi? bu kadar zorluk, darlık çaresizlik ve kırılganlık…

 

… Evet- evet okuyamadığım için oldu bütün bunlar ya da okumaktan ziyade okutmak istediğim için. Elim varmadı raftaki kitapları indirip sayfalarını karıştırmaya. Ben, o rafa koyacak kitap oluşturmak istedim… İşte bu yüzden yaşadım, yaşıyorum ve vazgeçmek bilmiyorum, bilmeyeceğim ta ki ölüm ‘yeter’ diyene kadar. Eğer vazgeçersem kitabım yarım kalacak yani ömür çizgim son noktayı koyacak…

 

… İki ayrı insan gördüm daha doğrusu iki farklı biten ya da bitmek üzere olan aile… Sosyal medya da gezinirken yeri geldiğinde aynı sırayı paylaştığımız okul arkadaşımın ailesinin bir trafik kazasında öldüğünü öğrendim… Söyleyecek söz yoktu, sabırdan başka. Bütün cümleler boğazda düğümlenip yumruk oluyor sonra gözyaşı olarak yanaklardan süzülüp geliyordu. Artık ne okumak istiyorum ne de yazmak işte ölüm hepsini sildi ve götürdü her şey iki karış toprağa sığındı… Arkadaşımın ailesinin fotoğraflarını görünce; onların yüzünde ki görünmeyen mutluluğu – huzuru gördüğümü hissettim sonra düşünce bu ya(!) nasıl öldüklerini düşündüm. Farkındaydım sabırdan başka elden ir şey gelmezdi. Peki, biz sabır dilemekle yetinen insanlar geri de kalanlar ne yapacaktı? Bilmiyorum…

 

Gelelim diğer insana; 20.06.2015 yani Cumartesi günü Denizli’nin Yeşilyuva pazarı-imiş. Pazar esnaflarından biri bir nenenin fotoğrafını çekip sosyal medya da paylaşmış ve açıklama olarak da “ Yeşilyuva pazarına Avşar köyü kaymakam vekili hanım teyze esnafları teftişe gelmiş” yazmış. Nene kimdi? Hiçbir bilgim yoktu ama ilgim onun üzerine yoğunlaşmıştı. Yoğunluk olduğu için mi bilmiyorum kırılmış, yüreğim inceden- inceye cız etmişti bu kırgınlık ne fotoğrafı paylaşan insana karşı ne de nene'ye karşı ben, bir kez daha haksızlığa uğrattığı için hayata kırılmıştım…

 

Ayağındaki pembe terlikten tut saçlarında ki o aklara kadar tarih kokan nenem; neler- neler gelmişti başına kim bilir?  Saçlarında bir tel bile siyah yoktu, ya o ellerinde ki nasır… Yüzünde ki derin çizgiler ve yaşı kaç olursa olsun tükenmeyen eskimeyen gözleri… Evli miydi acaba? Son nefesini yalnız vermekten korkuyor muydu? Tanışmak isterdim, bu kitabı da kaybetmeden, hayat buna bir kere daha haksızlık etmeden konuşmak- konuşturmak isterdim…

 

Galiba her zaman ki gibi en son yazmak istediğimi en başa yazıp ondan sonraki cümleleri yine öldürdüm. Ama farkındayım;  bütün cümlelerim yarım ve kifayetsiz idi tam anlatamadığım bir acı hala yüreğimi rahatsız ediyordu… Sen ya da sizler Türkiye’nin hatta Dünya’nın neresinde olursanız olun benim okumak istediğim kitaplarımsınız. O yüzden etkisinde kaldığım sadece sosyal medyadan resmini gördüğüm insan, kitabım, tarih kokan güzel anam ellerinden öper başıma taç ederim…

 

Esen kalın saygıyla sevgiyle hayatınız ile “siz” kalın…

 

 

 

Ismahan Çeribaşı

Türk Dünyası Haberleri

TÜRKEŞ : TÜRKİYE,URUMÇİ’DE KONSOLOSLUK AÇMALI !
İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ KAVUNCU, TBMM’DE DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİNİ KUTLADI
ÖZDAĞ : “DOĞU TÜRKİSTAN MUTLAKA ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ OLACAKTIR!”
TAYVAN PARLAMENTOSU: DOĞU TÜRKİSTAN, HİÇ BİR ZAMAN ÇİN TOPRAĞI OLMAMIŞTIR!
Kıpçak Belediye Başkanı Oleg Garizan Denizli'de