Peygamber Efendimiz (sav)’in alemleri seyreylediği bu müstesna gecede bizim de geçmişimizi bir film şeridi misali gözden geçirip, geleceğimizi yeniden yoluna sokmanın hesabını yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bunu yapacak olursak, düştüğümüz hatalardan ders çıkaracak ve bir daha aynı yanlışı yapmayacak bir olgunluğa erişiriz. İnsanlık da aynı bu düsturla yol alacak olursa, bugüne kadar yaşadığı kargaşa, kavga, kaos, materyalist düşünceden kaynaklanan bencillik ve paylaşamama hastalıklarına yol açan dehlizlere bir kez daha düşmez. Dünyayı, Hz. Adem (as) ile Havva annemizden gelen kardeşliğin kurtaracağının farkına varır! Irk, dil ve din ayrılıklarına rağmen henüz bu tercihlerini yapmamış aynı batındaki ceninler misali herkesin tek bir ulvi kaynaktan beslendiğini unutmaz; O’na teslim olur. İşte o andan itibaren de dünyada her şey yoluna girmeye başlar. Kardeş kavgaları başta olmak üzere tüm çıkar savaşları sona erer; insanlık da refaha ulaşır.
Bir hadise göre, Resulullah (sav) miraca çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Yani bizi en iyi bilen Yaratan tarafından kolaylaştırıldı. Hem bu örnekten hareketle, hem de Peygamberimiz’in bir başka hadisinde dediği gibi son sözüm şudur ki: “Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!”
Allah’a emanet olun.
Nihat ZEYBEKCİ