Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının finans ayağını oluşturdukları iddia edilen işadamlarına yönelik yargılama sürüyor. EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde kurulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 22’si firari, 43’ü tutuklu, 3’ü tutuksuz toplam 65 sanığı var. Denizli’de özellikle iş dünyası ve siyaset çevrelerinin merakla beklediği isim olan Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer az önce savunmasını tamamladı.
Bugün savunmasını yapan son sanık Necdet Özer oldu. Özer, kendi el yazısıyla hazırladığı 30 sayfalık savunmasını mahkeme heyeti huzurunda okudu. Necdet Özer, iddianamede aleyhine en fazla gizli tanık ve tanık olan sanık. Özer hakkında 14 tanık ve gizli tanık ifade vermiş. Özer’in avukatlıklarını kızı Sena Özer Tuzcuoğlu ve Halil Sarı yapıyor. Özer savunmasında sık sık tanık ve gizli tanıkların ifadelerine gönderme yaparak, DTO’da kendisini başkanlıktan düşürmek isteyenlerin amaçlarına ulaştığına vurgu yaptı. Özer’in sözlü savunması 2.5 saat sürdü. Sorgu ve avukatların savunmalarıyla bu süre 4 saate ulaştı. Özer, savunmasının son sayfasında eşinin rahatsızlığından bahsedip tutukluluk süresini anlatırken ağlayınca, Mahkeme Başkanı oturmasını tavsiye etti. Ancak Özer devam etmeyi tercih etti. Necdet Özer gizli tanıklardan bazılarını tanıdığını ima etmesine rağmen avukatları sık sık isim vermemesi konusunda uyardı. Özer tanık ve gizli tanıkların tüm iddialarına tek tek cevap verdi.
FETÖ/PDY örgütünün bölge imamı olmakla, kapatılan sivil toplum örgütlerine üye olmak ve örgüte para aktarmak suçlamalarıyla tutuklu olarak yargılanan Denizli Ticaret Odası önceki Başkanı Necdet Özer, “Üstlendiğim görevler ve ticari rakiplerimin suçlamaları sebebiyle buradayım” diyerek savunmasına başladı. Ticaret Odası’na, kendisinden önceki Başkan Mehmet Yüksel’in isteği ile yönetim kurulunda görev alarak adım attığını belirten Özer, “Yine Nihat Zeybekci’nin isteği ve talebi ile DTO başkanı oldum. RifatHisarcıklıoğlu’nun talebiyle de TOBB yönetim kurulunda görev aldım. Çok sayıda dernek ve kuruluşun üyesi ya da yöneticisiydim. Bu dernek ve kuruluşların hiç biri dosyada belirtilen terör örgütüyle bağlantılı değil. DTO başkan adayı belirlenirken bir çok belediye ve siyasetçi ile istişarede bulunulur. Amaç her kesimi kucaklamaktır. Herkesle bu konuda işbirliği yaptık. Oysa cemaatlerle seçime girenler asla başarılı olamamıştır” dedi.
Oda seçimlerinde talep ettikleri yerlere gelemeyenlerin ve rakiplerinin iftiralarına maruz kaldığını kaydeden Özer, “Başkanlığım boyunca hak ettiğim ücreti bile almadım. Bu rakam 10 yılda 600 bin TL’ye varıyor. İddianamede adı geçen otellerde bulunmadığım kayıtlardan belli olmasına rağmen oralarda sanki bir çok arkadaşımla kalmış gibi gösterilmiş. 20 yıldır aynı telefon hattını kullanırım. Sadece mail alırım. Mail atmam. Hiç bir sosyal medya hesabım yok. Bylock programı kullanmadım. Kakao Talk programını kullanmadım ve bilmem. Eğer bir tek kişi gazete aboneliği, burs, himmet gibi yardımda bulunduğumu ispat ederse savunmada bulunmaktan vazgeçip, cezama razı olurum” diye konuştu.
Savunmasında gizli tanıklardan bazılarını tanıdığını, DİAD’a üyeliğinin çarpıtıldığını Mahkeme Başkanına beyan eden Necdet Özer, savunmasına şöyle devam etti: “DİAD’da 2011 ya da 2012 yılında denetim kurulu üyesi olduğum iddiası doğru olamaz. Çünkü bu tarih DTO başkanlığım dönemiyle çakışıyor. Ayrıca Diyalog Kültür Derneği üyesi değilim. Evimde ve makamımda yapılan aramalarda 1 dolar çıkmamıştır. Ancak iddianamedeki polis ifadelerimde çıkmış gibi sorulmuştur. Gizli tanık Fatih çevreden duyduğu şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Kendisini tanırım. Köylüm olur. Ayrıca oğlunun bir partinin üst düzeyinde görev alması için yardımcı olmamı istemişti. Bu nedenle husumet beslemiş olabilir. Gizli tanık Mavi’nin 7 yıl önce DTO’ya başkan adayı olduğunu düşünüyorum. Benim tutuklanmam sebebiyle görevimin düşmesi yüzünden amacına ulaştı. İftiralarıyla seçim rövanşını da almış oldu. Kimlerle görüştüğüme dair 13 ajandayı saklamadım, polise teslim ettim. Gizli tanık Battal’ın şoförüm olduğunu düşünüyorum. Bu kişiyi ricayla işte tutuyordum. Bana yönelik mesnetsiz iddialarda bulunmuş. Sadece bu kişinin beyanlarıyla benim bu yapılanmanın başında olduğum iddia ediliyor. Ben tutuklandıktan sonra bu kişi idare amirliğine terfi ettirilmiş. Bir partinin adaylarının benim görüşlerim doğrultusunda belirlendiğini söylemiş. Bu da doğru değil. 15 Temmuz gecesi darbe karşıtı ilk açıklamayı biz yaptık. 10 bin Türk Bayrağını gelenlere dağıtıp, Çınar’a çıktık. Sabaha kadar belediye başkanının odasındaydık. Ben beraat edeceğime inanıyorum. Ve sonrasında mücadeleye devam edeceğim. Sanayici olmadığıma şükrediyorum. Zira şu an iflas etmiş olacaktım.”