Ne Kefenlendi Ne de Cenaze Namazı Kılındı

12 Eylül darbesinin idam edilen son ülkücüsü Ahmet Kerse’yi ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.

Öğretmen olmasına bir yıl kala kendini dar ağacında bulan Ahmet Kerse, 12 Eylül darbesinde idam edilen son kişiydi. Annesine, babasına ve 9 kardeşine haber verilmeden gece yarısı sessizce asılan Ahmet Kerse, ne kefenlendi ne de cenaze namazı kılındı.

Gaziantep Üniversitesi Fizik Kimya Biyoloji Bölümü son sınıfta okurken, isminin geçtiği bir olay sonrasında tutuklanan Ahmet Kerse, 12 Eylül darbesi sonrasında hafızlarda yer eden ülkücülerden.

Ahmet Kerse Gaziantep'in Oğuzeli ilçesine bağlı Hacar (Yeşildere) köyünde doğdu. Gaziantep Eğitim Enstitüsü’nde okudu. 1980 yılı Şubat ayında, polisler tarafından Kilis’te yakalanarak gözaltına alınıp bir ay süreyle işkence yapıldı. Çıkarıldığı 12 Eylül mahkemelerinde, bütün şahitlerin, aleyhine ifade vermedikleri için tutuklandıkları bir yargılamadan sonra, 8 Temmuz 1981 tarihinde idam cezasına mahkum edildi. 25 yaşındayken, tutuklu bulunduğu Gaziantep Cezaevi’nin infaz bahçesinde 31.01.1983 tarihinde sabaha karşı asılarak şehit edildi.

Çalışkan ve İyi Bir Ülkücü

Kardeşinin çok çalışkan ve iyi bir ülkücü olduğunu, ancak yasa dışı olaylara hiçbir zaman karışmadığını belirten abi Kerse, kardeşinin suçsuz yere idam edildiğini belirtti. Kerse, kardeşinin cezaevine götürülüş ve idam ediliş sürecini şöyle anlattı:

"O, vatanını seven dürüst ve çalışkan bir öğrenciydi. Ailemizde okuyan tek kişiydi. İyi bir öğretmen olmak istiyordu. Darbe sonrası üniversite kapanınca çay ocağında çalışmaya başlamıştı. Antep'te yaşanan bir olayda birileri onun ismini telaffuz etmiş. Hiçbir suçu yokken Akyol Karakolu'na götürdüler. İşkenceyle ifadesini almışlar. Daha sonra Adana'ya götürüldü. Kendisine her ulaştığımızda 'merak etmeyin, suçsuzum. Çıkacağım.' diyerek bizi sürekli teselli etti. Bir iki yıl geçmeden Antep E tipine getirildi. Buraya gelince eşyalarını falan göndererek tahliye olacağını, suçsuz olduğunu yeniledi. Ortada suçlu olduğuna dair hiç bir kanıt yoktu. Kardeşim, 2 yıl 4 ay hapishanede yattı. Bu sürede tüm arkadaşları çıktı. O zamanlar yakınımıza sahip de çıkamıyorduk. Sahip çıksan seni de tutuklayıp götürüyorlardı." diye konuştu.

Hiçbir aile ferdiyle görüştürülmeden, gecenin 02.00'sinde asılan Ahmet Kerse, kefenlenmeden ve cenaze namazı kılınmadan eşofmanlarıyla birlikte defnedilmiş. Kardeşinin toprağa verildiği yeri çok zor öğrendiğini vurgulayan abi Kerse, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

"Kardeşim asılırken bizden hiç kimseye haber vermediler. Gecenin bir yarısında kaldırıp, son bir isteği olup olmadığını sormuşlar. O da abdest alıp namaz kılmak istemiş. Daha sonra bizden kimseyi göremeyince, 'aileme haber vermediniz mi?' demiş. Astıktan sonra gecenin bir yarısı Gaziantep mezarlığına götürüp kimsesiz gibi eşofmanlarıyla gömmüşler. Bir parça kefeni çok görmüşler. Hakim Cemal Aksoy vardı. Çalıştığım yerden dolayı tanıyordum. Yanına gittim, görüştüm. Dirimizi vermediniz, ölümüzü verin dedim Nöbetçi binbaşıdan şartlı imzalı izin aldım. Cenazemizi gömdükleri yerden çıkardım. Annem bayıldı. Biz cenazeyi yıkarken alay komutanının emriyle askerler evin bahçesinde bekledi. Daha sonra kefenleyip, namazını kıldık. Şu an Oğuzeli'nde yatıyor."

Gündem Haberleri

'Esad, Rusya'da Güvende'
Suriye'ye dönüşler iki kat arttı
Baas rejimi nedir?
Teğmenlere destek veren savcı açığa alındı
Şiddette sıfır tolerans algısı boşa çıktı