Mahmut Kaptan’ın yönettiği “Kafes”, 2 Ekim’de izleyiciyle buluşacak. Filmin Şişli’deki Cevahir AVM’de gerçekleşen galasına katılan yönetmen Kaptan, Türkiye’nin gündeminin yıllar geçmesine rağmen değişmediğini savunarak, “Sürekli ülke üzerine oynanan oyunlar, siyasilerin gerçekleştirdiği değişik manevralar ve yitip giden gariban gençler… Biz aslında bunu işledik” ifadelerini kullandı.
Mahmut Kaptan, Kafes’in ilk filmi olduğunu ve çekimlerin dört haftada tamamlandığını aktararak, şunları söyledi:
“Hem anlattığımız hikaye hem de çekimler bağlamında benim için büyük tecrübe oldu. Filmimiz, bir dönem filmi. 12 Eylül’ü anlatıyor. 1980’e de biraz farklı perspektiften bakan bir film. Onun için hem zorlandık hem de büyük bir heyecan içinde çektik. Ayrıca şu zamana kadar yaptığım işler dahil en iyi anlaştığım oyuncu grubuyla çalıştım. Onlar beni anladı ve beni gerçekten çok rahatlattılar. Biz de onları rahatlattık. Çok güzel bir çekim gerçekleştirdik.”
Çekimlerin Ankara’da gerçekleştirildiğini kaydeden Kaptan, “Ulucanlar Cezaevi’nde, gerçek mekanlarda çektik. Hamamönü’nü özellikle çok kullandık. Çünkü Ankara’da tarihi dokusu olan üç beş mekan var. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi’nde çekimlerimiz oldu” diye konuştu.
Filme siyasetçiler de büyük ilgi gösterdi.
Galaya, sanat dünyasının yanı sıra, Haberhergün İmtiyaz Sahibi Asri Karaarslan Uzun , Süleyman Sazak, Habererk İmtiyaz sahibi İsmail Türk, Gazete2023 İmtiyaz Sahibi Müjdat ÖztÜrk Yeniçağ Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Çelik, Ahmet Çakar, Erdem Karakoç, Saffet Sancaklı, Azmi Karamahmutoğlu, Alparslan Uzun, Başbuğ Pınarbaşı, Servet Avcı, MHP İstanbul İl yöneticisi Oğuzhan Türk, Yavuz Ceylan, Ahmet Uzun, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve MHP’den milletvekili adayı Mehmet Aslan’ın da aralarında bulunduğu “Ülkücü” camiaya mensup çok sayıda siyasetçi katıldı.
BBP Genel Başkanı Destici, bu adımın çok önemli olduğunu belirterek, “Ben filmin yapımcısına, senaristine, hepsine şimdiden camiamız adına teşekkür ediyorum. Böyle bir çalışma, böyle bir film yapmaları dahi önemli bir hadise. Çünkü bugüne kadar 12 Eylül öncesi hadiseler hep tek taraflı anlatıldı” dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Biz mahalleleri paylaşamadık, okulları paylaşamadık, şehirleri paylaşamadık ama sonunda 2,5 metre karelik zindanları paylaştık” şeklindeki sözlerini hatırlatan Destici, filmin de gerçekçi bir bakış açısıyla çekildiğine inandığını belirterek, “Hikayeyi Lütfü Şehsuvaroğlu yazıyorsa onun hikayesini okumadan da altına imza atabiliriz. Ben kendisine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Hacıoğlu: “O dönemde düşünceler Kafes’e tıkıldı”
Filmin başrol oyuncusu İsmail Hacıoğlu, o dönemde düşüncelerin Kafes’e tıkıldığını dile getirerek, “Kafes aslında 80 Darbesini ele alan bir film ama esasında günümüzü de anlatan bir film oldu. 80 dönemine de bugüne de baktığımızda aslında çok şeyin değişmediğini görüyoruz maalesef. Biz 80 Darbesi’ni sağ taraftan bakanların gözünden anlatmaya çalıştık. Gerçek hikayelerden oluşuyor ve gerçek mekanlarda çekildi” ifadelerini kullandı.
Filmin başrol oyuncularından Nilay Duru da filmde gerçek kişilerin ızdıraplarının, aşklarının anlatıldığını belirterek, “78-80 döneminde kayıp insanları konu alan bir film. Bu kayıp insanlara başka bir taraftan bakılan bir film. İki taraftan da kayıplar var. Kazanan başka bir taraf var. Bizim filmimiz propagandayı en aza indirmiş bir film. Kimseyi suçlamıyor. Sadece kendi yaşadıklarını anlatıyor. Bence yeterince öz eleştiri yapan, objektif bir film” dedi.
Reel mekanların filmde kullanıldığına dikkati çeken Duru, o tarihte henüz doğmamış olmasına rağmen bundan oldukça etkilendiğini ve bunun seyirciyi de etkileyeceğini düşündüğünü söyledi.
Filmin yapımcısı Yasemin Nak ise bu filmden sonra bu tür hikayelere devam edilmesini temenni ederek, şöyle konuştu:
“Kafes’i Mart ayında çalışmaya başladık. Toplandığımızda, biz Milliyetçi tabandan gelmiyoruz ama yaşanmış gerçekler vardı. Lütfü Şehsuvaroğlu hikayesini anlattığı zaman bizi çok etkiledi. Bizi etkiliyorsa, yeni nesile de anlatacağı, aktaracağı mesajlar vardır diye düşündük. Artık Türkiye geniş perspektifle bakmalı her olaya. O dönemde yaşanılan birçok olayı birkaç karakter üzerine toparladık.”
Filmin provakatif olmadığının altını çizen Nak, “Hayat Güzeldir” ile “Babam ve Oğlum” gibi bir mahalle hikayesi olduğunu dile getirdi.
Yasemin Nak, filmde çok sıcak arkadaşlıkların ve aşkın olduğunu, ayrıca siyasi darbe döneminde insanların ne kadar incindiğinin anlatıldığını vurguladı.
Başrollerinde İsmail Hacıoğlu, Nilay Duru ve Fırat Şahin gibi isimlerin yer aldığı film, 12 Eylül Darbesi döneminde, cezaevinde işkencelere maruz kalan gençlerin hayatını ele alıyor. Hikayesi Lütfü Şehsuvaroğlu’na ait filmin senaryosunu ise Bektaş Topaloğlu kaleme aldı.