TBMM Genel Kurulu’nu yöneten Gülizar Biçer Karaca; “Meclisi tali bir yapıya dönüştürmek, demokrasinin niteliğini ortadan kaldırır. Torba yasalar, Kanun Hükmünde Kararname’ler meclisin özünün kaybına, öneminin azalmasına yol açar.”
Gülizar Biçer Karaca, TBMM Başkanvekili olarak Meclisi yönettiği ilk Genel Kurul’da; Cumhuriyetin 100’üncü yılı, Meclisin önemi ve millet iradesi, tutuklu Milletvekili Can Atalay ve kadın vurgusunun öne çıktığı konuşmasında önemli mesajlar verdi.
Konuşmasında “…mutlak haklar yerine mutlak tahakküm düşünmek; seçme-seçilme özgürlüğü; düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi haklar budanırken demokrasi yüzyılından söz edilemez.” sözlerine yer veren Biçer Karaca, “Meclis, milli egemenlik makamıdır. Meclis mevhumunda milletin iradesi mündemiçtir; bu bütünlük içinde saray iradesi yoktur. Millet iradesinin tecelli makamı Türkiye Büyük Millet Meclisidir.” İfadesiyle de milli egemenlik ve halk iradesi vurgusu yaptı.
LAİKLİK VE SOSYAL DEVLET GİBİ KURUCU İLKELERE SARILMAK GEREK
TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap eden TBMM Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca yaptığı konuşmada Cumhuriyetin 100’üncü yılının önemine değinerek; demokrasi ve aydınlanmayı, modernizm ve çağdaşlaşmayı esas alan bir anlayışla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında da hareket noktasını oluşturacak ana damar, laik devlet ve toplum yapısının güçlendirilmesi olmalıdır, dedi.
Biçer Karaca, “Cumhuriyetimiz 100 yıl önce olduğu gibi bugün de laiklik ve sosyal devlet gibi kurucu ilkelere sıkı sıkı sarılmalıdır. Bunun da yegane yolu kadının, gencin, emeğin temsilinin artırılması, siyasal düzlemin onlara göre belirlenmesi, onlarla birlikte siyaset üretilmesidir.” sözleriyle de laiklik ve sosyal devlet anlayışına dikkat çekti.
EŞİTSİZLİK VE ADALETSİZLİK KALICI OLARAK ORTADAN KALDIRILMALI
Konuşmasının önemli bir bölümünü kadınlara ayıran Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, kadınların yaşamın her alanında, eşit ve adil bir şekilde var olmalı ve bütün politikalarda temel meselelerden biri olarak görülmelidir, sözleriyle kamusal alanda kadınların görünür kılınmasının altını çizdiği konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bu konu, bireysel bir alana itilemez. Söz konusu durum bu kadar politikken, Carol Hanisch “özel olan politiktir” ifadesiyle söylersek kişisel çözümler bulmak mümkün değildir. Var olan ve giderek derinleştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok kadınlar zarar görüyorken, kadınlar kutsal sayılan kavram ve kurumlar üzerinden tanımlanıyorken, TBMM de kadınları, tüm canlıları kapsayan, eşitsizlik ve adaletsizliği kalıcı olarak ortadan kaldıracak politikaların hedeflenmesi; daha etkin, daha verimli, daha eşitlikçi yasama faaliyetlerinin yapılması gerekmektedir.”
CAN ATALAY’IN TUTUKLULUĞUNA TEPKİ
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hukuka aykırı tutukluluk haline de tepki gösteren Gülizar Biçer Karaca, “özgür iradesiyle oy vermiş on binlerce yurttaşın temsilcisi olan bir milletvekilinin bugün parlamentoda bulunması gerekirken, keyfi tutum ve irade gaspıyla aramızda olmaması cumhuriyetimizi ve demokrasimizi nakıs kılmaktadır.” Sözleriyle milli irade vurgusu yaptı. Gülizar Biçer Karaca’nın bu sözleri Genel Kurul’da alkışlarla karşılık buldu.
"28’İNCİ DÖNEMDE KUCAKLAYICI VE ŞİDDETSİZ BİR MECLİS MÜMKÜN"
28’inci dönemin 10’uncu bileşiminde yaptığı konuşmasının sonunda 28’inci dönemin halkın çıkarları için çalışılacak bir Meclis olarak anılmasını isteyen Karaca sözlerine şöyle son verdi: “Ülkemizin karşı karşıya kaldığı terörden, ekonomik krize, derin yoksulluktan sığınmacı sorununa, demokratik, çağdaş bir anayasa için yürüteceğimiz yasama faaliyetleriyle tarihe not düşerek, kutuplaştırıcı değil; kucaklayıcı, şiddetsiz bir meclis, siz kıymetli milletvekilleriyle mümkün olacaktır.”