Malazgirt Zaferi: Anadolu'nun Tapusu

Türklere Anadolu'nun kapılarını açan 1071 Malazgirt Zaferi'nin 948. yılı etkinliklerle kutlanıyor.

Bitlis'in Ahlat ile Muş'un Malazgirt ilçelerinde Malazgirt Zaferi'nin 948. yılı kutlama etkinliklerinin düzenleneceği alanlarda çalışmalar titizlikle yürütülüyor.

Urartulardan Osmanlı'ya birçok medeniyetin izlerini taşıyan, Türklerin Anadolu'ya girişinin kapısı ve "Anadolu'nun tapusu" olarak nitelendirilen Ahlat'ta, Malazgirt Zaferi kutlamaları için son hazırlıklar yapılıyor.

Çarho mevkisindeki "1071 Sultan Alparslan Ahlat Otağı" ve yaklaşık 30 kıl çadırın kurulacağı 400 dönümlük alanda, yağlı ve karakucak güreşleri, okçuluk yarışmaları ve atlı okçuluk faaliyetlerinin yapılacağı bölümler oluşturuluyor.

Dünyadaki üç "Kubbet-ül İslam"dan biri olan Ahlat, Malazgirt ruhunun yeniden yaşatılması için 3 gün boyunca birbirinden güzel etkinliklere ev sahipliği yapacak.

MALAZGİRT ZAFERİ NEDİR? 

26 Ağustos 1071 tarihinde Selçuklu Sultanı Alp Arslan çadırından çıktı ve Malazgirt ovasında ordugahına yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki düşman birliklerini tespit etti.

Bizans İmparatoruna savaşı önlemek için elçiler gönderildi ancak Bizans İmparatoru bu hareketi bir korkaklık olarak algıladı ve gelen elçilerin ellerine birer haç tutuşturarak geri gönderdi.

Düşman ordu birliklerinin kendi ordusundan daha fazla olduğunu fark eden Sultan Alp Arslan, savaştan sağ çıkma olasılığının düşük olmasını da göz önünde bulundurarak Türk-İslam adeti olarak kefene benzeyen beyaz kıyafetler giydi ve atının kuyruğunu bağlattı.

Şehit olduğu takdirde vurulduğu yere gömülmek isteyen Alp Arslan, böylece askerlerine savaştan asla kaçmayacağını anlatmış oldu ve askerini cesaretlendirdi.

Cuma namazına imamlık ettikten sonra atına binip ordusunun karşısına çıktı ve moral yükseltici, maneviyat arttırıcı ve cesaret verici kısa ve etkili bir konuşma yaptı. Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyan Alp Arslan, şehitlik ve gazilik makamının da öneminden bahsetti.

Ardından da tamamı Müslüman olan Selçuklu ordusu, savaş pozisyonuna geçerek bekleyişe başladı. Bu esnada Bizans ordusunda da aynı şekilde dinsel ayinler yapıldı ve İmparator Romen Diyojen de en ihtişamlı zırhını giyerek beyaz atına bindi.

Bizans'ın bu savaşı kazanması durumunda Tanrı tarafından şeref, şan, onur ve kutsal savaş sevapları verileceğini ordusuna anlattı. Selçuklu Sultanı Alp Arslan, savaşı kaybetmesi durumunda devletini kaybedeceğini çok iyi biliyordu. Aynı şekilde İmparator Diyojen de Bizans'ın kaybetmesi durumunda da çok büyük güç ve toprak kaybedeceğini biliyordu.

Öğle saatlerinde Türk atlıları toplu ok saldırıları yaparak savaşı başlattı. Türk ordusunda sayısı oldukça fazla olan atlı okçular, Bizans ordusunun bu saldırıda büyük kayıplar vermesine yol açtı. Atlı okçuların saldırısına rağmen savaş düzenini bozmayan Bizans ordusu, saflarını bozmadı.

SAVAŞI KAZANDIRAN TAKTİK: HİLAL TAKTİĞİ

Ordusuna yanıltıcı bir geri çekilme emri veren Sultan Alp Arslan, arkalarda gizlemiş olduğu küçük birliklerinin yanına doğru çekildi ve Türk ordusunun arka saflarında bir Hilal şeklinde pozisyon aldı.

Türklerin çekildiğini gören İmparator Dijoyen ve ordusu, tuzağa düştü ve Türklerin saldırı gücünü yitirdiğini ve korkarak kaçtıklarını düşündü. Bunun üzerine kaçan Türk ordusunu yakalamak için ordusuna "Saldır" emrini verdi.

Yan geçitlerde pusu kuran Türk okçuları, Bizans zırhlı birliklerini vurmaya başladı. Kayıplar veriliyordu ancak Bizans ordusu hız kesmeden Türk ordusunun peşinden gitmeye devam etti. Ağır zırhlara sahip olan Bizans ordusu, yavaş kaldığı için Türk ordularını yakalayamadı ve askerler üzerlerindeki zırhın ağırlığından dolayı çok fazla yoruldu ve hızları durma noktasına kadar geldi.

Türk ordusunu yakalama hırsı dinmeyen Diyojen, ordusunun yorulduğunu fark etmedi ve takibe devam etti. Ancak mevzisinden çok ileride olduğunu ve yan saflardaki Türk okçularının askerlerini birer birer vurduğunu çok geç fark eden Diyojen, geri çekilme emri için düşünüyordu.

Tam da bu ikilemdeyken geri çekilen Türk süvarilerinin yönlerini tam Bizans ordusu üzerine geçip hücuma kalkmaları ve geri çekilme yollarının da Türkler tarafından kapatıldığını gören Diyojen, büyük bir panikle ordusuna geri çekilmesi için emir verdi. Fakat çevresini saran Türk ordusu, Bizans askerlerini avcunun içine almış durumdaydı.

Durumu fark eden ve kaçmaya çalışan generalleri gören Bizans askerleri, daha da paniğe kapıldı ve zırhlarını alarak kaçmak için çabaladı. Kaçmak isteyen Bizans askerlerini ustaca kılıç kullanan Türk askerleri karşıladı ve hepsini kılıçtan geçirdi.

Sivas'ta soydaşlarına yaptıklarının acısını çıkartmak isteyen Ermeni askerleri, her şeylerini bırakıp savaş alanından kaçınca Bizans ordusu için durumun vahameti arttı ve ordusunu kontrol altına alamayan Diyojen, birlikleriyle kaçmaya çalışsa da bu mümkün değildi.

Ardından tam bir mağlubiyet havasına giren Bizans ordusunun çok büyük bölümü, akşam hava kararmadan yok edildi. Savaşta kaçamayan askerler de teslim oldu ve Diyojen omzundan yaralı bir şekilde ele geçirildi.

Tüm dünya tarihi için büyük bir dönüm noktası niteliğinde olan Malazgirt Savaşı, zafer kazanan komutan Alp Arslan'ın yenik İmparator Romen Diyojen'le antlaşma yapmasıyla son buldu. İmparatoru bağışlayan ve ona iyi davranan Sultan antlaşmaya göre İmparatoru serbest bıraktı.

Antlaşmaya göre imparator kendi fidyesi için 1.500.000 denarius, vergi olarak da her yıl 360.000 denarius ödeyecek; ayrıca Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt'i de Selçukluya bırakacaktı.

Romen Diyojen ise geri dönmekte iken Anadolu'ya dağılmış ordunun kalanlarından derme çatma bir ordu düzenlemiş ve kendisini tahttan indirenlerin ordularına karşı iki çatışma yapmıştır. Her iki muharebede yenilerek Kilikya'da bir küçük bir kaleye çekildi. Orada teslim oldu; keşiş yapıldı; katır üzerinde Anadolu'dan geçirildi; gözlerine mil çekildi; Proti (Kinalıada)'daki manastıra kapatıldı ve orada birkaç gün içinde yaraları ve enfeksiyon nedeni ile öldü.

Gündem Haberleri

'Esad, Rusya'da Güvende'
Suriye'ye dönüşler iki kat arttı
Baas rejimi nedir?
Teğmenlere destek veren savcı açığa alındı
Şiddette sıfır tolerans algısı boşa çıktı