Harp Okulları mezunları, Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitiren Teğmen Ebru Eroğlu önderliğinde askerlik yemininden sonra geleneksel subaylık yemini etti ve hep birlikte “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedi. Bundan rahatsız olanlar var. Atatürk’ten rahatsız olanlar, Türk olmayı kabullenemeyenlerdir.
Kimileri, bu yeminin 2016’da kaldırıldığını iddia etse de 2021 ve 2022 mezuniyet törenlerinde da aynı andın okunduğuna dair görüntüler var.
Subaylık yemini şöyle:
“Ant içeriz ki; Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk İstikbalinin evlatlarıyız! Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz! Ne mutlu Türküm diyene!”
Subaylık yemini dışında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılan her askerin ettiği yemin de şöyle:
“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim.”
***
Emekli kurmay albay Mehmet Alkanalka, kendisinin de yıllar önce Harp Okulu dönem birincisi olarak arkadaşlarına subaylık yemini ettirdiğini hatırlattıktan sonra "...laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde" sözlerinin milletvekili yemininde de bulunduğunu belirtti ve “Teğmenler yolunuz açık olsun” diye mesaj yayınladı.
Alkanalka, generallik terfi sırasında da 100 tam puanla birinci sıradaydı ama terfi ettirilmemiş, kendisiyle aynı şartlara sahip olup da generalliğe terfi ettirilen arkadaşının emrinde çalışması ihtimali üzerine emekliliğini istemişti... Terfi ettirilenlerin biri Semih Terzi, diğerlerinin çoğu da FETÖ’cüydü. YAŞ kararları aleyhine dava açılamıyor... Alkanalka bu kuralın kaldırılmasını istiyor.
***
Subaylık yemininde bulunan laiklik ve Atatürk vurgusu, milletvekili yemininde de Cumhurbaşkanı yemininde de var.
Milletvekili yemini şöyle:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Cumhurbaşkanı da göreve başlarken, TBMM’de şu şekilde yemin ediyor:
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Öyleyse subay yeminden rahatsız olanlar, bu yeminlerden da rahatsızdır.
***
Arkadaşım Akın Hacısalihoğlu ise milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı yeminleriyle ilgili olarak asıl tartışılması gereken konuyu gösterdi:
“Malumunuz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladığı’ gerekçesiyle HDP hakkında temelli kapatma davası açmış, Anayasa mahkemesi de HDP’yi kapatmıştı.
Erdoğan’ın dillendirdiği ‘milletin çeşitliliği’, ‘aynı topraklar üzerinde yaşayan farklı milletler’ demek olduğuna göre, HDP’nin kapatılma gerekçesi ile emsal teşkil ediyor. Yeni Anayasanın milletin çeşitliliğine göre yapılacağı genel başkan düzeyinde konuşulduğuna göre bu durumda AKP’ye de kapatma davası açma şartları oluşmadı mı?”
***
Elbette şartlar oluştu hatta AKP, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan mahkûm edildi, ceza da aldı ama kapatılmadı... Burada sorun şu ki AKP, 22 yıldır iktidardadır ve yüksek yargı mensuplarının üçte ikisi “milletin çeşitliliğine göre Anayasa yapacağız” diyen Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir...