Sevgili Dostlar,
Sosyal medyada bir fotoğraf paylaşılmış.
Fotoğrafta bir keser, bir rende ve bir testere resmi var.
Keserin yanında “Hayatta keser gibi olma, hep bana, hep bana..” yazıyor.
Rendenin yanında “Hayatta rende gibi de olma, hep sana, hep sana..” yazıyor
Rendenin yanında ise “Olacaksan testere ol, bir bana bir sana..” yazıyor
O güne kadar çoğumuz bu araçları görmüş ve kullanmışızdır ama bunu bu tanımlarda olduğu gibi düşünmemişizdir.
Bu sözleri okuyunca aklıma bir deyim geldi.
Deyim şöyle: “Nalıncı keseri gibi kendine yontmak”
Bu deyim genelde “Tüm hareketlerinde devamlı olarak kendi çıkarlarını gözetecek şekilde davranmak.” Diye açıklanır.
Burada yeri gelmişken ‘nalın’ ne demek onu da açıklayalım.
Yaşı benim yaşta olanlar çok iyi bilseler de yeni nesil bunları pek bilmezler.
Nalın: Hamam gibi tabanı ıslak olan yerlerde giyilen, üstü tasmalı, tabanı dört beş parmak yüksekliğinde ağaçtan yapılmış bir çeşit terlik. Daha alçak olan ve altı yüksekçe ökçeli ayakkabıya benzeyenine de takunya denir.
Bu kadar ön bilgiden sonra gelelim esas anlatacaklarıma. Hepimizin hayatında böyle kendi menfaatini ön planda tutan, yapılan işte hep aslan payını kendine ayıran kişiler olmuş ya da olanları görmüşüzdür.
Sevgili Dostlar,
Ben de kendi hayatımda gördüğüm böyle kişiler için uzun uzadıya yazmaktansa bir şiir ile seslenmek istedim. Rahmetli Abdurrahim Karakoç üstadın “Mektup yazdım Hasan’a, ha Hasan’a ha sana” deyişi gibi; bir şiir yazdım sözde, aslında anlayana özde diyerek sizi şiirle baş başa bırakıyorum.
VUR KESERİ YONT KENDİNE
Sabah akşam hiç durmadan
Vur keseri yont kendine
Selam verip geç sormadan
Vur keseri yont kendine
Batır bize budakları
Al kendine çardakları
Sağlam tutup yardakları!
Vur keseri yont kendine
Kış girmeden bitti otlar
Yılkıdadır bizde atlar
Çoğalsın istersen yatlar
Vur keseri yont kendine
Senin evlat can parçası
Uşakların gözde hası
Boşalacakken kasası
Vur keseri yont kendine
Halil, razı ol payına
Güvenme emmi, dayına
Hakkı yerleştir yayına
Vur keseri yont kendine
HALİL MANUŞ