SAVAŞ OLMASIN AMA OLUYOR İŞTE!

Özcan PEHLİVANOĞLU

Savaş yapmayı bilip sorunları ortadan kaldırmayı başaramayan bir millet olarak yine tarih
içinde bir çok kez olduğu gibi yine savaşın eşiğindeyiz... Dün Kilis'e atılan füze, iktidarın banka kart
limitlerinden savunma sanayi fonuna 750 TL vergi talep etmesi ve Dem/ Pkk ile anlaşılmaya çalışılması
bunun işaretleri olarak yorumlanabilir.
Türk Milleti, bir kez daha emperyalistlerin saldırısına uğrayacak gibi duruyor. Yani uzun yıllardır
aba altından sopa göstermek marifeti ile yürütülen savaş bugünlerde, gün yüzüne çıkmaya başladı.
Her halde bugüne kadar Türkiye ile uğraşmaları yetmedi şimdi bunu bir de savaş sahasına taşımaya
çalışacaklar.
Türkiye'ye pkk üzerinden yürüttükleri vekalet savaşından bugüne kadar netice alamadılar
şimdi yanlarına PYD, YPG, Pkk gibi tüm yetiştirmelerini de alarak bir kez daha savaş yöntemini
deneyecekler!
Her ne kadar günümüzde savaş yöntemleri değişse de savaş özünde bildiğimiz savaştır. Yani
öleceksiniz, öldüreceksiniz ve bununla birlikte kan ve göz yaşı döküp tecavüz başta olmak üzere bir
çok insanlık dışı muamele ile karşı karşıya kalacaksınız... İşte örneği son bir yıldır Gazze'de yaşananlar!
Ama bunları bilseniz bile bazen savaşmaktan başka çareniz de kalmayabilir...
Bunları bildiğim için düşmanı savaşmaktan caydıracak veya planlarını revize etmesine sebep
olacak en önemli şey ona karşı göstereceğiniz birlik ve beraberliktir. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasından sonra "Artık Seferberlik Zamanı" diye bir yazı yazmıştım ne
kadar çok tepki gelmişti! Ancak bizim yapmamız gereken "iç cephe"de birliği sağlamak ve bize
saldırmayı düşünen düşmana bunu göstermektir. İktidara kızmak ona muhalif olmak bizim vatan
savunmasını tehlikeye atacak davranışlarda bulunmamızı gerektirmez.
Türk Milleti banka kart limitlerinden 750 TL'lik kesinti yapılarak bu paranın savunma sanayi
fonuna aktarılacak olmasına büyük tepki gösterdi. Halbuki Türk Milleti vatan savunması için varını
yoğunu verir yetmezse canını da feda eder. Demek ki, iktidara güvenmiyor! Bir savaş arifesinde
iktidarın bu hususu dikkatle düşünmesi gerekir.
Madem savaşa girmeye ramak kaldı ki bende öyle düşünüyorum öyle ise bu savaşı nasıl
yürüteceğiz? Bunu bilmemiz lazım! Bizi yönetenlerin bunu bildiğini izledikleri iç ve dış politikalar
nedeniyle zannetmiyorum.
Ülkeyi yöneten siyasiler, bürokratlar ve askerler mutlaka böyle bir savaş için yıllardır
hazırlanıyordur diye düşünmek istiyorum. Bir değil bir çok planlarının olması gerekir ama ben böyle
emareler göremiyorum. Öcalan ile kucaklaşmak veya dayatma anayasaya "evet" demek iç cepheyi
kuvvetlendirmek anlamına hiç bir zaman gelmez!
Benim bildiğim askerlik mesleğinde askerler; devamlı olarak olması muhtemel şeylere karşı
planlar yapar, yapılmış planları revize eder veya planları değiştirir. Yani askerlik sanatı savaşmak için
tedbir almak ve savaşmak zorunda kalınınca da bunu hakkıyla yerine getirmek olarak tarif edilebilir.
Kimse bu olup bitenlere "yahu bu öngörülemez" bir şeydi demesin. Bunu belki benim deme
hakkım vardır ama ülkeyi birinci düzeyde yönetenlerin böyle söyleme hakları yoktur.

Ancak öyle veya böyle yani öngörüldü veya yönetenlerin çapsızlığı ve basiretsizliği sayesinde
öngörülemedi diyelim savaşmıyacakmıyız?
Elbette savaşacağız! Çünkü biz Türk'üz... Türk tarih boyunca savaş meydanlarından kaçmamış
ve esareti kabullenmemiştir. Bu kezde öyle olacak ve düşmanın gücüne, boyuna, kilosuna bakmadan
savaşacağız! Tıpkı gerekirse Çanakkale'de, Yemen'de, Sakarya'da olduğu gibi ölüme savaşarak
koşacağız!
Vatan, din, iman, bayrak, namus yolunda ölmenin ve çocuklarımıza yaşanabilir bir dünyayı
yeniden bırakmanın ülküsü ile belki öleceğiz ama düşmanı da, dünyaya geldiğine pişman edeceğiz.
Türk Milletinin hesabı dolarla değildir. Üç kuruş para ve dünya zevki onurumuzun,
gururumuzun ve vatanımızın yanında nedir ki?
Esas önemli konumuz, bu savaşı hangi usul ve yöntemlerle yapacağımızdır. Malum biz
Türklerin de, "Savaş Sanatı" vardır.
Savaş "post modern"de olsa nihayetinde savaştır. Unutulmamalıdır ki; dünya tarihinde askeri
kültür ve harp sanatı açısından dikkat çeken milletlerin başında biz Türkler geliriz. Türk Milletinin tarih
boyunca elde etmiş olduğu siyasi ve askeri başarılar bunun en belirgin göstergesidir. Türk tarihinin ilk
dönemlerinden beri her bir Türk savaşa hazır olmuştur. Bu sebeple askerlik özel bir meslek değildir ve
Türk Milleti her türlü savaşı yapacak bir halde yaşamını sürdürmüştür. Diğer bir tarif ile bize karşı
yapılacak(!) her türlü savaşla mücadele etmeye hazır 85 milyonluk bir Türk Ordusu vardır. Türk
Dünyasını da bunun içine katarsak yüz milyonlarca insan bu savaşta kendi ordusu için yapılacak
seferberliğe katılmak için hazırdır.
Tabii bunları bilmeyenler için söylüyorum! Denemesi bedava değil elbette çok pahalıya mal
olur. Ancak Türkler tarih boyunca bu savaşları vere vere yürümektedir. Korkusu da, endişesi de yoktur.
"Sefer bizden, takdir Allah'tandır" der yürüyüşe geçeriz... Gerisini ABD mi, İngiltere mi, İsrail mi,
Evangelistler mi, Siyonistler mi vs. kim düşünürse düşünsün!
Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig'te "Kötüler kötülüklerini bırakmadıkları nispette sen de eksik
etme, elinde sopan hazır bulunsun... Kılıç ve sopa sendedir; bu kamçılar kötü içindir" denmektedir.
Ey Türk düşmanları; yüzyıllar önce bu söylenenleri biz unuttuk mu, sanırsınız?
Yine Kutadgu Bilig'te Yusuf Has Hacib bize diyor ki; "Düşmanı deneme, sen onu büyük ve
kuvvetli bil; elinde sopa olan düşmana karşı sen demir kalkan hazırla..."
Ey ABD; Türk Milleti savaşta hileyi, oyunları çok iyi bilir. İhtiyatlıdır ve uyanıktır. Sen bizimle
Kore'de savaştın... Pkk diye beslediklerine neler yaptığımızı gördün, ekonomik tuzaklarını nasıl boşa
çıkardığımızı biliyorsun, sosyo-kültürel saldırılarını nasıl def ettik anlatmamıza gerek yok. Dini
kullanarak saldırdın onu da hallettik. Bunlardan kendine hiç ders çıkartmadın mı?
Biz, bize "Ya istiklal ya ölüm" emrini veren ölümsüz lider Atatürk'ün mirasçılarıyız! Sana kim
akıl veriyor da, Türklerle bu dansı yapmaya kalkıyorsun?

Türk Savaş Sanatı'nın anlatan eserlerden biri olan Kutadgu Bilig'te yer alan şu sözler ile Türk'le
savaş etmeyi akıllarından geçirenlere uyarılarımla bitireyim "Ölüm için hiç şüphesiz ecelin gelmesi
lazımdır; eceli gelmeden hiç bir yiğit ölmez... Düşmana yalın hücum et, erkekler gibi vuruş; eceli
gelmeyince, insan katiyen ölmez... Ölümü hatırına getirmeyerek düşmanını vuran yaman ve pek
yürekli adam ne der, dinle."