Haberiniz var mı bilmiyorum; Merkezefendi Belediyesi şehrin eski ve sembol noktalarından biri olan Meserret sokağı yenilemek, uğradığı tarihi ve kültürel deformasyonu gidermek amacıyla ulusal ölçekte bir proje yarışması düzenledi. 54 projenin katıldığı yarışma Meserret sokakta yapılacak düzenlemenin temelini oluşturacak. Öncelikle ifade etmek isterim ki bu çalışmayı yerinde bir karar olarak görüyor, üstelik bu projede ifade edilen ‘ortak akıl’ vurgusunun beklentilerimizi yükselttiğini de belirtmek istiyorum.
Zaman değişiyor, şehirler de öyle. Denizli değişimden nasibini fazlasıyla alan bir şehir hatta diyebiliriz ki sanayisi, tarımı ve turizmiyle değişimin baş döndürücü bir hızla gerçekleştiği öncü şehirlerden. Kent merkezlerindeki gelişimin geleneklerinden kopmadan çağa ayak uyduran, insana saygılı ve doğayla barışık bir değişim anlamına geldiğine şüphe yok. Bu manada Meserret sokakta ki gelişim için yapılacak projede yukarıdaki kriteri arayacaksak ilave edilmesi gereken veya şehrin kültürünü ve dokusunu günümüze aktaranlar adına gözden kaçırılmaması gereken noktalar olduğunu düşünüyorum.
Proje yarışması için oluşturulan seçici kurulun, danışmanların ve raportörlerin tamamına yakını alanlarında öne çıkan birbirinden değerli mimar ve şehir planlamacılarından oluşmaktadır. Tam burada heyettekilere ilaveten şehir kültürüne ve tarihine hakim kişilerin de katkılarına başvurulması olası bir eksikliğin erkenden giderilmesi açısından oldukça önemli yer teşkil edecektir.
Meserret kelimesi “neşe, sevinç, gülüş” anlamına gelse de şehrin kültüründe Meserret sokak (hatta buna yıkılan Meserret otelini de dahil edelim) ağırlığı ciddiyeti olan, aydınların ve ekabirin toplandığı şehrin fikir ve siyasi hayatının nabzının attığı önemli bir merkezdir. Bildiğimiz gibi 15 Mayıs 1915 de İzmir düşman işgaline uğrayınca Bayramyeri meydanında Müftü Ahmet Hulusi Efendi önderliğinde bir miting düzenlenmişti. İzmir için yapılan ilk miting olma özelliği taşıyan Denizli mitingine katılmak için şehrin üç noktasında insanlar toplanıp Bayramyerine yürümüşlerdi ve bu üç başlangıç noktasında biri Meserret sokaktı. Yapılacak düzenlemede bu hadisenin mutlaka vurgulanması, geçmiş gelecek arasındaki olmazsa olmaz bağı kuvvetlendirecektir. Ayrıca 100. Yılını idrak ettiğimiz Mili Mücadelemize ve başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımıza olan vefa borcumuzun bir nebze olsun ödenmesi anlamına gelecektir. Yine bu doğrultuda Meserret Sokağı kesen veya ona çıkan yolların rakamlarla numaralandırılması yerine Denizli’de Milli Mücadeleye önderlik etmiş kişilerin mesela Heyeti Milliye üyelerinin adlarıyla isimlendirilmeleri şehir kültürüne katkıda bulunacaktır.
Şehir kültürüne başka bir örnek vermek gerekirse Cengiz Bektaş’ın hazırladığı bir önceki düzenlemede vurgulanan “su” figürünün Denizli kültüründeki yerinden bahsetmek istiyorum. Eski Denizli’de şehrin her yanında çokça su var, arıklardan temiz sular akar bahçeden bahçeye geçer küçük havuzlar oluşturulup yapılan yemekler burada soğuk tutulurmuş. Yeni projede su vurgusunun geliştirilerek korunması önemli. Yine şehir hafızasında yer etmiş su değirmenlerinin ve yakın zamanda alt yapı çalışmalarında kaybolan “Aynalı Kavak” ve benzeri figürlerin de değerlendirilebileceği bir çalışmanın varlığı da anlamlı olacaktır.
Meserret sokağında yapılacak yenilemenin kent mobilyalarının yenilenmesi, döşemenin değişmesi sıva ve boyadan ibaret olmaması gerektiği konusundaki beklentimiz, Sayın Şeniz Doğan’ın “Ortak Akıl” vurgusundan ilham almaktadır. Meserret Sokağın, Denizli’nin geleneğini yansıtan, kültür ve sanatla iç içe canlı bir kamusal yaşam alanına dönüşümünü sağlama çalışmasına destek olmak kent yaşamını paylaştığımız herkesin ortak gayesidir.
Meserret sokağında yapılacak yenilemenin Denizli’ye yakışan, tarihimize, şehir kültürümüze, milli değerlerimize sahip çıkan, örnek ve kalıcı bir gelişim sağlaması temennisi ile…
Baki selamlar.