Gördünüz mü Türkiye Yüzyılını?

Arslan BULUT

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş“Aile ile İlgili Güncel Meseleler Çalıştayı”nda bir konuşma yaptı ve çalıştayda “Türkiye'deki demografik değişim”in de ele alınacağını bildirdi. Böylece, Diyanet İşleri Başkanı’nın şahsında devlet, Türkiye’de artık demografik yapının değiştiğini itiraf etmiş oluyor!

Diğer haber ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan... Erdoğan“Türkiye Cumhuriyeti, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ayrımı olmadan 85 milyonun tamamının ortak yurdudur. Bu millet bizim, bu ülke hepimizin.” dedi.

Bu durumda, Türkiye yüzyılı nasıl olacak; bakalım...

***

Bilindiği gibi Anayasa’nın 66’ncı maddesinde vatandaşlık tanımı, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." diye yapılmıştır. Erdoğan’ın açıklaması, Anayasa’ya temelinden aykırıdır ama kendisinin, “Milletin çeşitliliğine dayanan Anayasa yapacağız” vaadiyle ve Malazgirt Zaferi’ne ortak çıkarmasıyla uyumludur.

***

Yıllardır bu konularda uyarılar yapıyorum. Açılımın Şifreleri adlı kitabım da tamamen bu konularla ilgilidir. Birkaç hatırlatmada bulunayım...

Avrupa Birliği, Hollandalı tarihçi Erik Zürcher'e, Türkiye'nin çok uluslu bir devlet haline gelmesi ve Türk dili ve kültürüne bağlı devlet yapısına son vermesi için bir kitap yazdırdı...

Korkut Özal, 2008 yılı Kasım ayında, Ali Kırca'nın Siyaset Meydanı programında, ağabeyi Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı iken kendisine Türkiye'nin adının "Anadolu Cumhuriyeti" olarak değiştirilmesinden söz ettiğini açıkladı!

Daha önce de Altemur KılıçTurgut Özal'ın Cumhurbaşkanı iken kendisine bir harita göstererek Türkiye ile Irak'ın kuzeyinin bir konfederasyonda birleşebileceğini söylediğini yazdı.

***

Abdullah Öcalan ise önceleri “Demokratik Cumhuriyet” diyordu... Öcalan, sonradan kavramı “demokratik özerklik” şekline dönüştürdü ve nihayet “demokratik konfederalizm” demeye başladı.

PKK adına Murat Karayılan, 2003’ün Nisan ayında, Kandil’de Türkiye’den giden gazetecilere “Şematik açıdan Demokratik Konfederalizm ile Yeni Osmanlıcılık arasında benzerlik olabilir. Sınırların hafifletilmesi, Arap, Kürt, Türk’ün birlikte yaşaması falan, bu açılardan benzerlik vardır. Ama biz Orta Doğu’da halkların demokratik bir biçimde bir arada yaşamasından yanayız” diyerek neyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Öcalan, Karayılan veya PKK’lı yazarların ortaya koyduğu bu anlayış, 22 İslâm ülkesinin haritasının değiştirilmesi demek olan ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi ile birebir örtüşmekteydi.

Diğer taraftan İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı öncesinde planladığı, Mustafa Kemal’in dehasına çarparak rafa kaldırmak zorunda kaldığı “4’lü Konfederasyon Modeli”ne göre Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Orta Asya diye dört federasyon oluşturulacak, tamamı “ılımlı bir halife” şemsiyesinde, yönetilecekti.

Orta Doğu Birleşik Devletleri Senaryosunu ise Bernard Lewis, 1996 yılında İstanbul’da kısmen açıkladı, Talabani de “Hayalim, İstanbul’un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri” dedi.

***

AKP sözcüsü Ömer Çelik ise Ümit Özdağ'ın "Erdoğan'ın Suriyelileri Türkiye'ye getirmekteki asıl amacı, Türk devletinin demografik yapısını değiştirerek ümmet kimliğine dayanan yeni bir sosyoloji yaratmak ve bu sosyoloji üzerine, amaçladığı hilafet rejimini oturtmak..." analizini doğrularcasına, “Burası tek millet olarak bizim vatanımızdır. Aynı zamanda Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların vatanıdır. Tüm etnik grupların sığınağıdır.” diye konuştu.

Oysa Anayasal olarak Türkiye'de egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milleti'ne aittir.

Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Hafize Gaye Erkan ise 2017 yılında bir gazetecinin sorularını cevaplandırırken, “Amerikan hükûmetinde önceki dönemde görev yapmış karakterlerden birisi, benim de katıldığım bir toplantıda, Orta Doğu’da Türkiye’nin konumunu çok farklı gördüklerini, sadece Türkiye için değil, Osmanlı’dan kalan civar ülkeler için Amerika’daki eyalet sistemi gibi United States of Turkey şeklinde daha geniş kapsamlı bir çözüm düşündüklerini söyledi.” diye bilgi verdi.

Yani Türkiye Birleşik Devletleri...

***

30 Temmuz 2019’da ise aynen şu ifadeleri kullandım: “Suriyeliler, ‘Türk-Arap-Kürt Federasyonu’nun alt yapısını oluşturmak üzere Türkiye'ye sürüldü veya getirildi! Suriyelilerin getirilmesi, Türkiye'nin nüfus yapısı değiştirilerek anayasa ve rejim değişikliğine gerekçe sağlamak için bir ön hazırlıktır. Bu sebeple geri gönderilmeleri savsaklanıyor!”

Bütün bu projeler, Amerikan Kongresi’nin 1896 tarihinde aldığı gizli bir kararın devamı niteliğindedir. O karara göre Türkiye, nüfus yapısı değiştirilerek nüfus çoğunluğu Hristiyanlarda olan eyaletlere bölünecek, devlet merkezi olan İstanbul’un başına getirilecek kişiyi ABD atayacaktı.

İşte zaman zaman “Yeni Osmanlı”, şimdi ise “Türkiye Yüzyılı” diye tanıttıkları, yeni devlet tasarımı böyle bir projedir. Hatırlatma niyetiyle bilgilerinize sunulur.