FETİH İLE FATİH
Allah diye çağlarken gözlerden sel
Boş çevrilmez duaya açılan el
Yeter ki istesin yüce yaradan
Peş peşe yürür gemiler karadan
Günlerce hisarı dolaştı, gezdi
Önce tasarladı sonra da çizdi
Hazırlıklar yaptı vermeden emir
Döktürdü topları eritip demir
Bin dört yüz elli üç mayıs sabahı
Son bulacaktı mazlumların ahı
Nur yüzüyle Akşemseddin secdede
Sabahlara kadar alnı yerlerde
"Ya Rab! Onca sahabeler aşkına
Dağıtıp çevirme bizi şaşkına
Üçler, beşler, kırklar, yediler için
Yardım et ki; düşmesin, yerlere din...
Bir yol göster milletime ne olur
Parçalansın Bizans'ı koruyan sur
Ya Rab! Sevinç doğdur mahzun yüzlere
Ya Rab! Nasip et zaferi bizlere..."
Göğsüne hançer saplandı Bizans'ın
Halkına zulmeden kim varsa yansın
İlay-ı Kelimetullah yönünde
Açıldı kapılar fethin önünde
Şehitlik için ön safta koşarak
Diktiler bayrağı surlar aşarak
"O; ne güzel er, ne güzel komutan"
Kıldı İstanbul'u bizlere vatan
Peygamber sözünü doğrular fetih
Sultan Mehmetken oluverdi Fatih