Atatürk Ankara'yı Neden Başkent Seçti?

Sakin ÖNER

Atatürk 101 yıl önce bugün 27 Aralık 1919'da Ankara'ya geldi. 

Ankara Türkiye Cumhuriyetinin başkentidir. Çok iyi bir tarih okuru olan Atatürk, o tarihlerde bir Anadolu kasabası görünümündeki Ankara'yı tercih sebeplerini şöyle  açıklıyor:

“Ankara, durumu itibariyle memleketimizde yönetim merkezi olmak bakımından çekici ve GÜVENLİ BİR NOKTADADIR. Bu nedenle benim kararlarım, harekâtım ve girişimlerim üzerinde doğal olarak etkisini göstermiştir. Ben, Ankara’yı coğrafya kitaplarından çok, tarihte öğrendim; cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Gerçekten Selçuklu Yönetimi’nin sona ermesi üzerine Anadolu’da oluşan küçük hükûmetlerin adlarını okurken birtakım beylikler arasında bir de ANKARA CUMHURİYETİ’ni görmüştüm”

(Anadolu Selçuklu Devleti’nin sonunda Ankara ve çevresinde AHİ CUMHURİYETİ kurulmuş ve 1290- 1354 yılları arasında  egemen olmuştur. Ankara, Ahi Cumhuriyeti’nin başkentidir).

“Tarih sayfalarının bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk geldiğim günde gördüm ki orada geçen yüzyıllara rağmen, hâlâ cumhuriyet yeteneği devam ediyor.”

“Beni, Türkiye’ye en uygun merkez Ankara olabileceğini düşünmeye sevk eden ilk vesile çok eskidir. Genel Savaş’tan sonra girdiğimiz Mütareke günlerinde İstanbul sokaklarını dolduran yabancı süngüleri, Boğaziçi’nin sularını karartan düşman zırhlıları, bu düşüncelerimi sabit fikir durumuna getirdi. Artık, hiçbir kişiye, hiçbir düşünceye ve hiçbir programa zerre kadar iltifat etmeden bu boğucu havadan çıkmak konusundaki dünyaca bilinen kararımı verdim. Anadolu’ya geçmekteki amacım, Anadolu’nun ortasında ve Türk milletinin büyük kitlesi içinde Türk milletinin yüksek seciyesine, sarsılmaz azmine ve imanına dayanmaktı (ASD III, s. 97-99).”

Atatürk, Ankara’ya geldiği 27 Aralık 1919’dan itibaren Ankaralılardan gördüğü büyük destek ve yakınlığı şöyle anlatmıştır: 

“Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık dünyasına karşı, sonu zaferle başardığı İstiklal Harbi Tarihi’nde Ankara adı en saygın yeri koruyacaktır. Ankara’ya geldiğimden sonraki mücadele hayatımızda, hürriyet ve istiklal  aşığı kahraman Ankaralıların gösterdikleri sevgi bağlılığını ve yardımları, her zaman gönül borcuyla anarım (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s 294). 

Ankara'nın başkent seçilmesi konusunda Hasan Ali Yücel şunları söylüyor:

“Ankara, Türk yurdunun kalbidir. Bunun bir benzetme değil, bir gerçek olduğunu bilmemek için Bağımsızlık Savaşı’nı duymamış olmak gerekir. Ankara, savaş yıllarında Başkomutan karargâhı olarak tarihe geçti. Cumhuriyet, onu bu sıfatıyla aldı ve kendine merkez yaptı." ( H. Â. Yücel, Ankara ve Atatürk, EBK, s. 155)

 “Ankara, Türk milletinin hayat ilkelerini, matematiksel kurallar durumunda bize veren büyük insanın, en aziz anılarının taşına, toprağına yazılmış bir yurt anıtıdır. Ankara, tüm zafer ve devrimlerin doğduğu yerdir." ( H. A. Yücel, age. S. 155)

Peyami Safa ise Ankara'nın Türkiye için ifade ettiği anlamı  şöyle açıklamıştır:

“Yeni Türkiye Ankara’da doğdu. Ankara, Atatürk’ün gerçekleşmiş ve belirmiş en güzel düşüdür. Ankara, bir yurt, bir zafer, bir devrim özetidir. Atatürk de bir ulus, bir ortak bilinç, ulusal bir güç özetidir. Bu iki simge, şimdi tek bir cevher durumunda birleşiyor. O cevher, Türkiye’nin kalbi ve ruhudur. (Peyami Safa, Atatürk ve Ankara, EBK, s. 167)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğunun son payitahtıdır ve kozmopolit kültürüyle uluslararası bir yapıya sahiptir ve öyle kalmalıdır. Ankara ise Türkiye Cumhuriyetinin başkentidir. Atatürk'ün, İstiklal Harbimizin, yeni Türk devletinin kurtuluş ve kuruluş hikâyesinin hülasasıdır. Ankara'nın başkent oluşu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemeyecek ilk üç maddesi içinde de yer almıştır.

Ankara, Atatürk, İstiklâl Harbi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş destanının özetidir. Büyük Atatürk'ün dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Bu sebeple Ankara da ilelebet başkentimiz olarak kalacaktır.