Türkiye, siyasi olarak karanlık günlerden geçiyor. Siyaseti içeriden ve dışarıdan dizayn etme çabaları yoğunlaşarak sürüyor.
Bu arada Akp’nin onca gayri milli icraata rağmen, neden bu kadar uzun dönem iktidar olmasını hep birlikte sorgulamalıyız. Siyasetinden memnun olmamamıza rağmen Akp’nin iktidarda kalmasını da çok iyi irdelemeliyiz.
Türkiye’de Akp iktidarının başa getirilmesinde, yaratılan sosyal ve ekonomik krizlerin rolü çok büyüktür. İktidar da kalmasında ise baskıların, tehditlerin, siyasi rüşvetlerin ve devlet erkinin kullanılmasının etkileri vardır. Bir de buna algılama ve zeka (!) konusundaki vaziyetimiz eklenince durumun vahameti daha da artıyor. Hal böyle olunca muhalefet ne yapacak?
Muhalefet partilerinin ve muhaliflerin ellerindeki imkanlar bellidir. Dış güçler, böyle bir iktidarın devamından yana ülkemizde büyük çabalar sarfetmektedir. Muhalefet, türlü imkansızlıklarla hem iktidara hemde iktidarı ayakta tutan dış güçlere karşı mücadele vermektedir.
Tayinle, ekmek parasıyla, cezayla, zindanla tehdit edilen halk çok zor durumdadır. Bu şartlara rağmen halk ve muhalefet iyi mücadele vermektedir.
Muhalefetin çalışmaları, medya eliyle de görmezden gelinmekte ve bir şekilde adeta karartılmaktadır. Bir de bunların üzerine “efsane”ler yaratmak suretiyle gerçekleştirilen psikolojik operasyonları eklemek gerekir.
Tablo budur ama bütün bunların aşılması ve Türk Milletine hak ettiği rahat ve huzurun sunulması gereklidir.
Bu nokta da 10 Ağustos’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri iyi bir fırsattır. Kanaatimce muhalefetin her zaman olduğu gibi en büyük sorunu yeterince ve gönüllü çalışan “ara siyasetçi”ye sahip olmamasıdır.
Akp; ama parayla ama iktidar baskısı ile politikalarını imam, müezzin, öğretmen, esnaf, gazeteci, sporcu, işadamı, ev kadını, üniversiteli genç gibi “ara siyasetçi” olarak niteleyebileceğimiz insanlarla halka indirebilmektedir. Sokakta yürürken karşımıza bir çok Recep Tayyip çıkmakta ve politikalar öyle savunulmaktadır ki; sanki memlekette binlerce Recep Tayyip var hissine kapılabilmektesiniz.
Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Türk Milleti için bir mihenk taşı olarak görüyorsanız, muhalefetin arayıpta bulamadığı bir“ara siyasetçi”lik görevini hemen kendi kendinize üstlenmeli ve Ekmeleddin İhsanoğlu için çalışmaya başlamalısınız.
Yani her biriniz sokakta politikalarını vede duruşunu beğendiğiniz “Genel Başkanı”nızı ve politikalarını en az onun kadar iyi anlatan bir siyasetçi rolü oynamalı ve böyle bir görevi başarmalısınız.
Muhalefetin sesinin duyulması, her ne kadar malum güçlerce engellenmeye çalışılırsa çalışılsın siz bir “ara siyasetçi” olarak ve 24 saat gönüllü olarak çalışıp bunu ortadan kaldırabilirisiniz.
Kimseden emir ve görev beklemeyiniz. Memleketin ve Türk Milletinin size ihtiyacı var. Muhalefet liderlerinin ve Ekmeleddin İhsanoğlu’nun politikalarının, toplumdaki dili ve görüntüsü olunuz.
Siz bu “ara siyasetçi” rolünü gönüllü olarak iyi oynarsanız, göreceksiniz ki; Türk toplumunun kanaati ve havası değişmeye başlayacaktır.
Yoksa bunu bile yapmaktan imtina edenlerin sızlanması, hiç de samimi olmayacaktır.