ABD'nin yeni küresel savaşta Truva atı yöntemini kullandığına dair açıklamalar var! Cahit Armağan Dilek'in, Yeniçağ'da Rusya'nın konu ile ilgili değerlendirmelerini de içeren bir yazısı çıktı.
Konu, ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Goldfein'in, "Pentagon, Rusya ve Çin'e karşı yeni bir savaş stratejisi geliştirdi. Bu, düşmanın topraklarına derinlemesine girerek zayıf noktalarını vuran 'gizli istila'dır" demesiyle başladı.
Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov da Pentagon'un "Truva atı" adı verilen yeni savaş stratejisini geliştirmeye başladığını belirtti.
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov de nedense "Bulgaristan, Rusya'nın NATO'daki 'Truva atı' değildir" diye bir açıklama yaptı!
Benim, "İslam'ın Truvası" adlı bir kitabım var. 2010 yılında, Bilgeoğuz Yayınları arasında çıkmıştı. Kitabın üzerine oturduğu eksen, 11 Haziran 2003 tarihli, "Küresel Truva atı!" ve 16 Temmuz 2007 tarihli, "AKP, İslâm'a karşı bir Truva atıdır!" başlıklı yazılarımdı.
İlk yazıda Truva savaşı hakkında bilgiler verdikten sonra konuyu şöyle incelemiştim:
"Truva atı yöntemi, bugün küreselleşme demektir!
Osmanlı devleti, çok daha büyük ve çok daha sistemli bir şekilde, fakat yine Truva atı yöntemi ile içerden yıkılmıştı. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk Milleti'nin içine yuvalanmış, kozalarını kurmuş Truva atları var.
Sadece siyasi partilere ve medyaya değil, Türkçe'ye de Truva atları yerleştirdiler ki çok kimse olan bitenleri anlamak istemiyor! Çözüm, önce beynimizden, sonra derneğimizden, partimizden, medyamızdan, iş dünyamızdan, devletimizden Truva atlarını söküp atmak ve kendi programımızı uygulamaktır..."
İkinci yazıda ise şu bilgileri vermiştim:
The Economist dergisinin 24 Ocak 2004 tarihli sayısında, şu ifadeler kullanılıyordu:
"Sorun, 11 Eylül'den bu yana ABD'nin çıkarlarının değişmiş olması. Soğuk Savaş sırasında, Türkiye'nin rolü Sovyetler Birliği'ni kontrol altında tutmaktı. Bugün ise, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman'a göre 'İslâm dünyasında reform, ABD'nin en önemli stratejik girişimi' ve Türkiye'nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir."
Peki İslâm dünyasındaki reformun uygulayıcıları kimdi?
Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanları değil mi?
Projenin mimarı, tarihçi Bernard Lewis'tir. Hedefleri, bu coğrafyadaki bütün millî kimliklerin çözülerek, bütün halkların Orta Doğu kimliğinde birleştirilmesi ve Talabani'nin de yıllar önce ifade ettiği gibi "İstanbul'dan yönetilen bir Orta Doğu Birleşik Devletleri" kurulmasıdır.
Erdoğan, konuyu izah ederken, "Türkiye'nin dışında bir ülkenin yaklaşımı, bölgede karşı tepki alacaktır. Bu, ABD için değerlendirmeye değer bir zenginliktir'' diyordu.
"Medeniyetler Çatışması" diye İslâm'ı birinci tehdit olarak kabul etmiş olan küresel belâ, İslâm Dünyası içinde başlatmak istediği sözde reformun uygulayıcısı olarak AKP'yi ve dolayısıyla Türkiye'yi kullanmak istiyordu.
Aradan yıllar geçti. ABD, AKP iktidarına her dediğini yaptırdı, bu arada Türkiye'yi güneyden ve Balkanlar'dan kuşattı. AKP iktidarı, ABD projesi ile Libya ve Suriye'yi iç savaşa sürükledi. Türkiye'yi de "çözüm süreci" diye çözeceklerdi ki bu politikaların iktidarı kaybettireceği anlaşılınca, içerde terörle mücadele başlatıldı, Suriye'de ise Rusya ve İran ile iş birliği yapıldı.
Fakat Truva atlarından biri de FETÖ idi, 15 Temmuz, iktidara "Allah'ın lütfu" gibi geldi ve rejimi değiştirmek için önce yönetim sistemini değiştirme fırsatını buldular! Anayasal olarak da rejim değişikliği için uygun zamanı bekliyorlar ama halk, 31 Mart seçimlerinde AKP'yi uyarırsa, bir çıkış yolu bulunur! Yalnız ABD ve İngiltere'nin Truva atları sadece iktidarın değil muhalefetin içinde de örgütlüdür!