Hani, ABD'nin "Rusya'dan aldığınız S-400'leri kullanmayın" baskısına karşı, Türkiye, "Yunanistan, Rusya'dan S-300 alınca neden aynı tepkiyi göstermediniz?" tarzında itiraz edince bu defa Amerikalılar, "S-400 Sistemi, S-300'den daha büyük tehdit" demeye başladı! Üstelik bunu, Amerika'nın Sesi'ne konuşturdukları askerlere söylettiler...
Pentagon sözcülerinden Yarbay Thomas Campbell, ABD'nin Patriot satışı için sunduğu tekliflerin her birinin Türkiye tarafından reddedildiğini de iddia etti.
Haberde şu bilgilere de yer verildi:
"Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ise Türkiye'nin son 10 yılda Patriot alımı konusunda fırsatı olmasına rağmen S-400 almayı seçtiği yönündeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söylemiş ve '10 yıl boyunca ABD tarafına sunulan tekliflerimizde vurguladığımız, teknolojik iş birliği, erken teslimat ve uygun fiyat beklentilerimize yeterli ve uygun cevaplar alınamamıştır. Problemlerin çözümü için muhataplarımıza yazdığımız mektuba da henüz cevap verilmemiştir' demişti.
Akar ayrıca, 'NATO üyesi bazı ülkelerde Rus menşeili sistemler; S-300 nasıl kullanılıyorsa, biz de S-400'ü aynı şekilde kullanabiliriz' diye konuşmuştu."
Pentagon sözcüsü Campbell ise Amerika'nın Sesi muhabiri Mehmet Toroğlu'nun sorularını cevaplandırırken, S-300 ve S-400 kıyaslaması konusunda, "Bunlar hiçbir şekilde aynı durum değil. S-400, NATO ve ABD'ye karşı oluşturduğu risk bakımından eski sistemlerden daha büyük bir tehdit." ifadesini kullandı.
***
Bu sözlerden ne anlaşılıyor? ABD, Yunanistan'ın Rus füzelerine sahip olmasını, kendisi açısından tehdit olarak görmüyor ama aynı şeyi Türkiye yapınca buna "daha büyük bir risk" diyor!
Neden acaba? Türkiye'nin günün birinde S-400'leri ABD'ye veya NATO ülkelerine karşı kullanacağından mı endişe ediyorlar?
Böyle bir endişe yoksa "Millennium Challenge 2002" tatbikatında oynadıkları gibi Türkiye'yi işgal etmeye kalkışırlarsa, S-400'lerin bunun önünde ciddi bir engel oluşturacağını mı düşünüyorlar?
ABD, Türkiye'nin tamamen kendi hava ve deniz sahasını savunmaya dönük bir girişiminden neden rahatsızdır? Bunu açıkça sormak gerekiyor? Ben bir gazeteci olarak soruyorum da asıl Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sorması gerekmez mi?
***
Diğer taraftan, Sputnik'te Ceyda Karan'ın sorularını cevaplandıran emekli Tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu, "ABD Dedeağaç'a yerleşerek Boğazlar ve Rusya'yı kontrol ve Karadeniz'e sıçrama tahtası yapmak istiyor" dedi.
Dedeağaç'ta bir deniz ve hava üssü kurulmasının söz konusu olduğunu söyleyen Babüroğlu, Lozan Barış Antlaşması'nda iki ülke sınırlarından belli mesafelere kadar askersizleştirilme gereğinin bulunduğunu da hatırlattı.
Dr. Babüroğlu, "ABD'nin diğer stratejik amacı da Çin'in Kuşak Ve Yol Projesi'nin Avrupa'ya giriş kapısı olan Dedeağaç bölgesini tutmak." dedi.
Babüroğlu, "ABD, Girit üzerinden de Doğu Akdeniz ve Ege'yi kontrol etmek istiyor. Yunanistan ile Türkiye arasında da bir ABD üssü var edilerek bir tampon bölge oluşturuluyor.
Tatbikata ABD'nin 145 helikopteri, 1800 zırhlı araç ve 20 bin askeri katılıyor. ABD'nin tarihinde en büyük çaplı tatbikattır. ABD önceden Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlarda denge gözetirdi, artık Yunanistan'ı tercih ediyor. Türkiye dengeyi sağlamak için İsrail ve Mısır ile iş birliğine girişmeli, Karadeniz'de Rusya ile iş birliğini artırmalı. Türkiye, ABD ile Karadeniz'de tatbikat dahi yapmamalıdır." dedi.
***
Durum böyleyken, Türkiye'yi yöneten siyasi kadroya, hem Halkbank davasıyla hem de şu anda askıda tutulan mal varlığı soruşturması ile şantaj yapılması, artık bir millî güvenlik sorunudur.