( Bugün yine on yıl önce yazmış olduğum bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum. İnşallah bu yıl 9 Eylül'ü, Türk Ordusunun İzmir'e girdiği Belkahve'de arkadaşlarımla birlikte kutlayacağız. Bu yazıdan dolayı Türk düşmanları tarafından az saldırıya uğramadım. Olsun, Türk'ün uyumadığını bilsinler yeter. Konu sadece 6-7 Eylül olayları ile ilgili değildir. Yunan'ın ve diğer Türk düşmanlarının neler yaptığını bilmekle ilgilidir. Eğer 1927'deki Elza Niyego olayını bilmiyorsanız, 1934'te İbrahim Tali Öngören'in yazdığı Trakya raporundaki acı gerçeklerden habersizseniz, İzmir'in işgalindeki Hrisostomos kimdir tanımıyorsanız, Kıbrıs'ı unuttu iseniz ben sizin için faşist ırkçı biri olabilirim. Ancak Türk'e karşı yapılanları anlattığım için Türkler açısından sadece bir Türksever olduğumu biliyorum. Bu nedenle Türk düşmanları en azından aptal olmadığımızı bilsinler benim için yeter...)
"Bir Yunan dostu, dört yıl önce yazdığım bu yazı için aklına gelip dün Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırmış. Allah'ın işine bakın ki, dünkü gazetelerde 44 yıl önce soykırıma uğramış Kıbrıs Türklerinden bulunabilen ve kimliği tespit edilen 12 şehidin defin törenlerinin haberi vardı! Hem ben bu yazıyı yazdığımda fetö ihaneti yaşanmamış, fetöcü askerler Yunanistan'a kaçmamıştı. Fetöcü askerlerinde Yunanistan tarafından halen iade edilmediğini de, dikkatlerinize sunarım. İşgal altındaki 18 Adamız ve kayalıklar ise ayrı bir fasıl. Evvel Allah yazdıklarımın kapı gibi arkasındayım. Siz kendinizi akıllı Türk'ü aptal mı, sanırsınız"
Türkiye’de ihanetin epey mesafe aldığı ve yaratmaya çalıştığı algı ile de Türkleri mücadeleden düşürmek hedefi taşıdığı çok aşikardır.
Bunun en sonuncusu ise 6 – 7 Eylül 1955 tarihinde yaşanan olaylarla ilgilidir. 6 – 7 Eylül olayları, “Türkiyeli Medya” bile olmayı başaramayan ve bence adı “Kahpe Medya” olan oluşumlar tarafından; vahşet dolu karanlık günler olarak lanse edilmektedir.
Tıpkı Türk Milleti adına önemli görevler üstlenen ve kahramanlıklar yapan Muğlalı Mustafa Paşa, Nurettin Paşa, Engin Alan’ların akıl karıştırarak vicdanlarda mahkum edilmek istenmesi gibi... Bunlara heykel yıkma ve kışlalardan isim silmeyi de ekleyebilirsiniz.
Siz 6 – 7 Eylül’e laf söyleyenler, gelin isterseniz tarih ile bir yüzleşelim!
29 Ocak 1988’te Batı Trakya Türklerinin başına gelenleri bilmiyormusunuz? Yunanistan’da Türklerin mal ve mülklerinin bu tarihte talan edildiğinden haberiniz yok mu? Bartholomeos’un muadili ve Batı Trakya Türklerinin başındaki adam; rahmetli İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga’nın öldüresiye dövüldüğü ve aylarca Türkiye’de tedavi gördüğü arşivlerinizde yok mu? Ya Dr. Sadık Ahmet’in düzmece bir trafik kazası ile şehit edilişi kitabınız da yazmıyormu?
Yunanistan’da Türk çocuklarının okuduğu okulların kapatıldığını, Müslüman Türklere ait gayrimenkullere ve vakıf mallarına uyduruk kamulaştırma kararları ile el konulduğunu, Türklerin Yunanistan’da traktör ve bisiklet ehliyeti bile alamadığını, evlerinin akan damlarını onaramadıklarını, Müslüman Türk kadınlarının başlarına bir şey gelir korkusu ile kolay kolay sokağa yalnız başına çıkamadıklarını, Rodoplardaki Türk köylerinin 30 yıl boyunca yaşamdan tecrit edildiğini hiç duymadınız mı?
Hastaneye düşen Türklere, hipokrat yemini etmiş doktorlar tarafından “pis Türkler halen defolup gitmediniz mi? Adınızı ve dininizi değiştirmediniz mi?” diye benzer sorular sorularak işkence edildiğini işitmediniz mi?
Rodos ve İstanköy başta olmak üzere Ege’deki Türk Adalarında katledilen, kaçırtılan ve asimile edilen Türkleri duymadınız mı? Bu adalarda Lozan gereği açık olması gereken Türk okulları 1974'ten beri kapalı...
Kıbrıs’taki “Kanlı Noel” bir vahşet gecesi değil mi? Bir otobüs Türk’ün kaçırılarak öldürüldüğü yeni ortaya çıktı, dünyayı ayağa kaldıracak bu katliamı haber yaptınız mı? Ya bütün erkekleri katledilen ve dede ile torunun toplu mezarda koyun koyuna yattığı “Dullar Köyü”nü gündeme getirdiniz ve belgeseller yaptınız mı? Bulgaristan’da anasının kucağında Bulgar mermisi ile katledilen “Türkan Bebek”e içiniz hiç kahroldumu?
Van Akdamar Adası’nda Ermenilerin gönlünü almak için açtığınız kilisenin etrafında Müslüman Türk kızlarının önce namuslarının kirletilerek ve sonrasında Van Gönlüne atılarak canlarından olduğunu yazdınız mı?
Irak ve Suriye’de Türkmenlerin başına gelenleri, Azerbaycan’ın topraklarının % 20’sinin Ermeni işgali altında olduğunu, Hocalı Soykırımını, Bulgarların yaptığını, Sırpların Türk olarak gördükleri Boşnakları soykırıma tabi tutmalarını; hakkıyla ne zaman anlattınız? Sözde Ermeni soykırımını adeta destanlaştırırken Balkanlardaki Türk soykırımına neden sessiz kaldınız? Daha çok soru sorar ve olaylar yazarım.
Sizde cevapları yoktur bu soruların! Eğer siz Türkleri bu olaylarla tartarsanız, Türklerin mağduriyeti ve mazlumiyeti terazinin kefesini yerden kaldırmaz.
6 – 7 Eylül’e vahşet gecesi derseniz, yazdıklarımızdan anlaşılacağı üzere Türklerin başına gelenler nedir o zaman?
1919'da Yunan’ın Anadolu’da ne işi var? Türk devletinin tebası olan Rum’un ve Ermeni’nin ihaneti neden?
İhaneti ve işgali haklı göstermek de neyin nesi? Sen Türk’ü aptal, kendini de çok akıllı mı zannedersin?
6 – 7 Eylül olayları diyerek Türk’e her cepheden vur ama 9 Eylül’de işgali sona erdiren ve Yunan’ı, İngiliz’i, Amerika’yı kovan Türk Ordusu’ndan ve Atatürk’ten bir kelime etme! Öylemi?
Ben 9 Eylül’de İzmir’e giren Türk Ordusu’na ve onun eşsiz kumandanı Büyük Atatürk’e, unutulmaz hizmetleri olan Nurettin Paşa, Muğlalı Mustafa Paşa, Kaymakam Kemal Bey ve Engin Alan gibi değerli insanlarımıza ve 6 – 7 Eylül’de, tehcirde, Trakya'da, Kıbrıs'ta ve nihayet bölücü terörde; Türk’e yapılan düşmanlık ve ihanete, devlet olmanın gereği olarak “misliyle mukabele edenlere” de sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyor, verilen karşılıkları da, bir Türk olarak destekliyorum!