1 Yaşında Sürgünü Tatmak!

Dursun BERKOK

Ai Weiwei Çin hükümetlerini demokrasi ve insan hakları konularında duruşlarını her daim açık bir dille eleştiren bir sanatçı. Babası da sanatçı, şair. Ai Weiwei 1 yaşındayken babası ve annesi görüşlerinden dolayı Xinjiang işçi kampına gönderilir. Elbette Ai Weiwei’de onlarla birlikte sürgüne gider, 16 yaşına kadar çalışma kampında kalır, büyür…

 

Ai Weiwei modern sanatçıdır. Heykel, enstelasyon, kurotörlük, fotoğraf ve film alanlarında aktiftir ayrıca siyasi ve kültürel bir eleştirmendir…

 

Eserlerinde komünizmin özgürlüklere vurduğu prangalara dikkat çeker… Bir röportajında; “Özgürlük her devrin en büyük değeridir. Bizim zamanımızda özgürlüğün yeni bir tanıma ihtiyacı var. Her seferinde özgürlüğe yeni bir tanım getiririz. Berlin’de özgürlük, Çin’de veya Hindistan’da olduğundan çok farklı bir anlama gelir. Birbirinden çok farklı bağlamlar söz konusu. İnsan olarak özgürlüğün en değerli arzumuz olduğunu düşünüyorum. Mücadele olmadan özgürlük gelmez.”, diyor…

 

Ortadoğu’nun kan içindeki ölüm hali, ilticalar, iltica yolunda yaşanan ölümlere bakışı da, savaşın kurgulayıcılarına eserleriyle dikkat çeker. “Aylan bebek” konulu seramik çalışması en önemli eserlerinden birisi olarak dikkat çekiyor…

 

Birçok eserinde geçmişten referans veren Ai Weiwei; "Başlangıçta geleneksel olana karşıydım. Ancak bizi biz yapan geçmişimizdir. Kültür bir doğum izi gibidir. Eserlerimde o yüzden geçmişe referanslar vardır. Benim estetik anlayışım bu geçmişle oluştu. Ortak değerler bizi birbirimize bağlıyor. Ben bu değerleri yeniden yorumluyorum.", diyor. Onun bu yorumundan hareketle, Rahmetli Mümtaz Turhan’ın, “Kültür Değişmeleri” hemen akla geliyor… Turhan’ın, kültürün değişmesinin müdahalelerle değil, kendiliğinden oluşacak bir süreçle olması gerektiği vurgusu hatırlanıyor.

 

Asi Dahi Ai Weiwei, bir olguyu da tersine çevirdi… Aktivistlerin sokağın dikkatini olumsuzluklara çekmek için sokakta olan eylem geleneğini sanatıyla değiştirdi. Sokaktakilerin beynini, onları sergi salonlarına çekerek doldurmayı, düşündürmeyi başarıyor…

 

Neden bu yazının konusu Ai Weiwei ki! Sorusu akıllara gelecektir… Çünkü O 1 yaşında sürgünü tatmış asi dahi, eserleriyle yanlış yapan siyasileri yanlışlarından döndürebiliyor. Eleştirileri dünyanın entelektüel çevrelerini sarsıyor, özgürlükleri kısıtlananlara ilham kaynağı olabiliyor… İstanbul’dan sevdiğim bir dostum aradı. Daha önce bir sohbetimize konu olan Ai Weiwei’nin sergisinin İstanbul’da, Sabancı Müzesinde olduğunu, gezdiğini söyledi. “Senin de görmeni isterdim.” sözleriyle de beni hayıflandırdı…

 

Keşke bizim de, geçtim, birkaç tane Ai Weiwei düzeyinde sanatçılarımız olmasını, 1 tane olsaydı… Veya o düzeyde sanatçı yetiştirilebilecek iklimi oluşturabilseydik…