Türk Eğitim Sen’in (TES) 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı anketten ilginç sonuçlar çıktı.
Türk Eğitim-Sen her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarını, mesleki sorunlarını tespit edebilmek amacıyla bir anket çalışması gerçekleştirdi. Sendikamızın internet sitesi turkeğitimsen.org.tr ve 6 bağımsız internet sitesinde daha yer alan anket çalışmasına toplam 21 bin 313 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 84.8’si erkek, yüzde 15.2’si kadın. Yüzde 12.1’i bekâr, yüzde 87.9’u evli. Yüzde 79.6’sının çocuğu var, yüzde 20.4’ünün çocuğu yok. Çocuğu olanların yüzde 26.8’inin 1, yüzde 51.2’sinin 2, yüzde 17.7’sinın 3, yüzde 4.3’ünün de 4 ve üzeri çocuğu bulunmakta. Yüzde 75.4’ü öğretmen, yüzde 12.7’si müdür yardımcısı, yüzde 11.1’i müdür, yüzde 0.8’i de müdür başyardımcısı. Ankete katılan öğretmenlerin aylık gelirleri yüzde 15.3’ü 2.220-2.500 TL, yüzde 50.9’u 2.501-3.000 TL, yüzde 22.6’sı 3.001-3.500 TL, yüzde 11.2’si de 3.501 TL ve üzerinde ücret aldığını belirtti.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 79.2’Sİ SON 5 YIL İÇİNDE BANKADAN KREDİ ÇEKMİŞ
Ankete katılanların yüzde 79.3’ü son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini, yüzde 20.7’si çekmediğini ifade etti. Son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini belirtenlerin yüzde 53.6’sı bireysel, yüzde 32.3’ü konut, yüzde 8.9’u taşıt, yüzde 0.8’i eğitim kredisi çekti. Bu soruya diğer yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 4.4. “Şu anda üzerinizde kaç banka kredisi var?” sorusuna ankete katılanların yüzde 33.9’u 1, yüzde 22.8’i 2, yüzde 10.2’si 3, yüzde 4.9’u 4 ve üzeri, yüzde 28.2’si de hiç yok cevabı verdi.
Ankete katılanların yüzde 44.4’ü önümüzdeki günlerde banka kredisi çekmeyi planlıyor. Kredi kartı kullanıyor musunuz? sorusuna ankete katılanların yüzde 16.4’ü ara ara, yüzde 77.6’sı her zaman, yüzde 6’sı kullanmıyorum cevabı verdi. “Kredi kartı kullanıyorsanız aylık kart harcamanız ne kadar?” sorusuna ankete katılanların yüzde 3.6’sı 100-300 TL, yüzde 8.2’si 301-600 TL, yüzde 9.4’ü 601-800 TL, yüzde 12.2’si 801-1.000 TL, yüzde 22.6’sı 1.001-1.500 TL, yüzde 21.1’i 1.501-2.000 TL, yüzde 11,1’i 2.001-2.500 TL, yüzde 11.8’i de 2.501 TL’den fazla olduğunu söyledi. Ankete katılanların yüzde 59’u kredi kartı borcunu düzenlik olarak ve tamamını ödeyebildiğini, yüzde 41’i ise ödeyemediğini kaydetti.
YÜZDE 86.6’SININ ALIM GÜCÜNDE SON BİR YILDA AZALMA OLMUŞ
Ankete katılanların yüzde 86.6’sı son bir yıl içinde alım gücünde azalma olduğunu, yüzde 13.4’ü ise azalma olmadığını ifade etti.Alım gücünde azalma olduğunu belirtenlere “alım gücünüzdeki azalmayı oransal olarak nasıl ifade edersiniz?” diye sorduk. Buna göre yüzde 5.2’si “yüzde 10’dan az”, yüzde 35.9’u “yüzde 10-20”, yüzde 30’u “yüzde 21-30”, yüzde 16.7’si “yüzde 31-40”, yüzde 7.2’si “yüzde 41-50”, yüzde 5’i de “yüzde 51’den fazla” cevabını verdi. En büyük lüksünüz nedir? sorusuna ankete katılanların yüzde 28.4’ü tatile gitmek/seyahat etmek, yüzde 27’si dışarıda yemek yemek, yüzde 18.9’u alışveriş yapmak (giyim, kişisel bakım v.b.), yüzde 5.4’ü hobilerimle uğraşmak, yüzde 2.7’si sinemaya/tiyatroya/konsere gitmek, yüzde 2’si spor salonuna gitmek derken; yüzde 15.6’sı diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanların yüzde 27.3’ü ek iş yaptığını, yüzde 72.7’si ek iş yapmadığını ifade etti. Ek iş yapanlara ne kadar zamandır ek iş yaptıkları soruldu. Buna göre yüzde 8.9’u son 6 ay, yüzde 8.2’si 6 ay-1 yıl, yüzde 14.5’i 1-2 yıl, yüzde 17.2’si 2-4 yıl, yüzde 12.5’i 4-6 yıl, yüzde 6.6’sı 6-8 yıl, yüzde 10.7’si 8-10 yıl, yüzde 21.4’ü de 10 yıldan uzun süredir cevabını verdi. Ek iş yapanlara hangi işlerde çalıştıkları soruldu. Buna göre yüzde 32.8’i özel ders verdiğini, yüzde 21.3’ü çiftçilik yaptığını, yüzde 8.3’ü boya-badana, tamirat işleri yaptığını, yüzde 6.8’i ticaretle uğraştığını, yüzde 1.2’si taksicilik yaptığını, yüzde 1.2’si garsonluk yaptığını, yüzde 0.6’sı gece bekçiliği yaptığını, yüzde 0.4’ü aşçılık yaptığını belirtirken; yüzde 27.4’ü bu soruya diğer cevabını verdi. “Aylık gıda harcamanız ne kadar?” sorusuna ankete katılanların yüzde 8.1’i 200-400 TL, yüzde 20.6’sı 401-600 TL, yüzde 23.4’ü 601-800 TL, yüzde 23.6’sı 801-1.000 TL, yüzde 16.4’ü 1.001-1.500 TL, yüzde 5.5’i 1.501-2.000 TL, yüzde 2.4’ü de 2.001 TL ve üzeri olduğunu belirtti. “ Son bir yıl içinde yaptığınız gıda harcamalarınızı ondan önceki bir yıl ile mukayese ettiğinizde, herhangi bir değişim oldu mu?” sorusuna yüzde 70.3’ü arttı, yüzde 18.5’i azaldı, yüzde 11.2’si değişmedi cevabı verdi. Borçlarınızı kapatmak için çektiğiniz kredi karşılığı kendi evinizi ya da ailenizin evini ipotek gösterdiniz mi? sorusuna yüzde 25.7’si evet, yüzde 74.3’ü hayır cevabını verdi.
ÖĞRETMENLER ALIŞVERİŞ YAPARKEN FİYAT ARAŞTIRMASI YAPIYOR
“Alışveriş yaparken fiyat araştırması yapıyorum. Uygun etiketli ürünleri tercih ediyorum” ifadesi sizin alışveriş davranışınızı anlatıyor mu? sorusuna yüzde 93.5’i evet, yüzde 6.5’i hayır cevabını verdi. “Çocuklarınızın eğitimine ya da kendi kişisel gelişiminize/eğitiminize yaptığınız harcamanın ailenizin toplam geliri içindeki payını nasıl ifade edersiniz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 48.3’ü az, yüzde 13.8’i fazla, yüzde 37.9’u orta cevabını verdi.“Zor günlerimde kullanmak üzere yatırım/tasarruf yapıyorum” ifadesine katılıyor musunuz?” sorusuna yüzde 19.2’si kesinlikle katılıyorum, yüzde 50.4’ü kesinlikle katılmıyorum, yüzde 30.4’ü de kısmen katılıyorum cevabını verdi.
Ankete katılanların yüzde 88.7’si ek gösterge 3600’e yükseltilse ve öğretmenlere yıpranma payı verilse emekliliği hak ettiğinde emekli olacağını ifade etti. “Toplu sözleşmede 2016 yılı için yüzde 6+5, 2017 yılı için ise yüzde 3+4 oranında zam yapılması ekonomik kayıplarınızı telafi edecek mi?” sorusuna ankete katılanların yüzde 89.7’si hayır, yüzde 10.3’ü evet cevabını verdi.Bu yıl yapılan toplu sözleşmeyi ankete katılanların yüzde 74.6’sı hayal kırıklığı, yüzde 16.6’sı idare eder, yüzde 6.6’sı memnuniyet verici, yüzde 2.2’si de diğer cevabını verdi. “2013 yılında imzalanan toplu sözleşmede belirlenen enflasyon farkı hesaplama yönteminin 2015 yılında değiştirildiğini ve tüm memur ve emeklilerin aylık yüzde 1.8’lik kayba uğradığından haberdar mısınız?” sorusuna ankete katılanların yüzde 75.2’si evet, yüzde 24.8’i hayır cevabını verdi. “Yetkili konfederasyon tarafından değiştirilen 2015 yılı enflasyon hesaplama yöntemi, alınan maaşa göre memurun aylık 40 ila 160 TL arasında zararına sebep olmaktadır. Bu maddeyi imzalayan konfederasyon başkanı nasıl davranmalıdır?” sorusuna ankete katılanların yüzde 62.8’i istifa etmelidir, yüzde 27.8’i tüm memur ve emeklilerden özür dilemelidir, yüzde 9.4’ü de görevine devam etmelidir cevabını verdi.Ankete katılanların yüzde 34’ü herhangi bir psikolojik rahatsızlık yaşadığını ifade etti. Bunun nedenini sorduğumuzda yüzde 54.8’i ekonomik sorunlar, yüzde 23.2’si mesleki sorunlar, yüzde 9’u ailevi sorunlar, yüzde 6’sı sağlık sorunları cevabını verirken, yüzde 7’si de diğer seçeneğini işaretledi. Psikolojik rahatsızlık yaşayanların yüzde 36.6’sı ilaç tedavisi gördüğünü belirtti. Ankete katılanların yüzde 56.4’ü öğretmenlik mesleğinden istifa etmeyi düşündüğü zamanlar olduğunu ifade etti. Öğretmenlik mesleğinden istifa etmeyi düşündüğü zamanlar olduğunu belirtenlere bunun nedenlerini sorduk. Yüzde 45.5’i siyasi baskı, adam kayırmacılık, yandaş uygulamalar cevabı verirken; yüzde 23.5’i ekonomik olarak tatmin edici olmaması, yüzde 13.2’si öğrencilerin/velilerin olumsuz tutum ve davranışları, yüzde 6.1’i özlük haklardaki yetersizlikler, yüzde 3.5’i idarecilerle yaşadığım sorunlar, yüzde 2.4’ü tayin talebimin karşılanmaması ve bu nedenle ailemle ayrı yaşamak zorunda kalmam, yüzde 0.6’sı sınıf mevcudunun fazla olması, yüzde 0.4’ü ders yükünün fazlalığı, yüzde 0.4’ü meslektaşlarımla yaşadığım sorunlar derken; yüzde 4.4’ü diğer seçeneğini işaretledi.
ANKETE KATILANLARIN 86.4’Ü MESLEK HASTALIĞINA YAKALANDIĞINI İFADE EDİYOR
Öğretmenlerin meslek hastalığına yakalanıp, yakalanmadıklarını sorduk. Ankete katılanların yüzde 32’si ses kısıklığı, ses tellerinde ödem v.b., yüzde 14’ü bel/boyun fıtığı, yüzde 9.7’si omuz ve ayak ağrıları, yüzde 8.9’u alerji, solunum yolu hastalıkları, yüzde 7.6’sı mide rahatsızlıkları, yüzde 6.7’si varis, yüzde 2.6’sı duruş bozukluğu derken; yüzde 13.6’sı ise meslek hastalığına yakalanmadığını belirtmiş, yüzde 4.9’u da diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanlara “devlet okullarının en büyük sorunu nedir?” sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 35.7’si torpilli yapılan yönetici atamaları ve ayrımcılık, yüzde 21.6’sı siyasi/ideolojik yapılanma, yüzde 21’i okullara ayrılan ödeneklerin yetersizliği, yüzde 6.2’si öğretmen ve derslik açığı, yüzde 5.3’üokullarda hizmetli personelin yetersizliği, okulların hijyenik olmaması, yüzde 3’ü güvenliğin sağlanamaması, yüzde 7.2’si de diğer seçeneğini işaretledi.
Ankete katılanlara televizyonda en çok hangi programları izlediklerini sorduk. Buna göre yüzde 67.5’i haber-tartışma, yüzde 12.9’u belgesel, yüzde 6.2’si dizi, yüzde 4.4’ü film, yüzde 2.6’sı müzik-eğlence, yüzde 6.4’ü de diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanların yüzde 46.1’i haberleri televizyondan, yüzde 52.8’i internetten, yüzde 0.1’i radyodan takip ettiğini ifade etti. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 1. Ankete katılanlara ne kadar sıklıkla kitap okudukları sorusu yöneltildi. Ankete katılanların yüzde 27.6’sı ayda bir, yüzde 17’si haftada bir, yüzde 10.3’ü iki haftada bir, yüzde 9.7’si yılda bir, yüzde 8.6’sı iki ayda bir, yüzde 7.4’ü üç ayda bir, yüzde 6.8’i altı ayda bir, yüzde 2.4’ü dört ayda bir derken; yüzde 10.2’si hiç kitap okumadığını belirtti.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 41.4’Ü ŞİDDETE MARUZ KALMIŞ
•Ankete katılanların yüzde 41.4’ü öğrenci/veli şiddetine maruz kaldığını belirtti. Şiddete maruz kalan öğretmenlere hangi şiddet türüne maruz kaldıklarını sorduk. Buna göre yüzde 69.9’u sözlü, yüzde 19.2’si psikolojik, yüzde 10.6’sı fiziksel, yüzde 0.3’ü de cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti.
•Şiddete maruz kalan öğretmenlere darp raporu/psikolojik durum raporu v.b. alıp, almadıklarını sorduk. Buna göre yüzde 95.9’u hayır, yüzde 4.1’i evet cevabı verdi.
•Şiddete maruz kalanların yüzde 87.8’i şikayetçi olmadığını, yüzde 12.2’si şikayetçi olduğunu belirtti. •Şikayetçi olmayanlara bunun nedenlerini sorduk. Yüzde 25.6’sı öğrenci/veli özür dilediği için şikâyetçi olmadım, yüzde 11.6’sı korktuğum için şikâyetçi olmadım, yüzde 12.2’si öğrencinin siciline işlemesini istemediğim için şikâyetçi olmadım derken; yüzde 50.6’sı diğer seçeneğini işaretledi. •Ankete katılanların yüzde 96.1’i Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere şiddet konusunda yeterli tedbiri almadığını düşünüyor.
ÖĞRETMENLER SİYASETÇİLERE GÜVENMİYOR
Ankete katılanların yüzde 92’si siyasetçilere güvenmiyor. Bunun nedenleri sorulduğunda yüzde 40.9’u siyasetçileri dürüst bulmadığını, yüzde 29’u torpil, yandaşlık yaptıklarını, yüzde 10.2’si bazılarının yolsuzluk ya da suçlara bulaştığını düşündüklerini, yüzde 9.3’ü siyasetçilerin halktan kopuk olduğunu, yüzde 6.7’si siyasi baskı, siyasi tahakkümde bulunduklarını belirtirken; yüzde 3.9’u da diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanlara “Türkiye’nin geleceğine dair en büyük korkunuz nedir?” sorusu yöneltildi. Buna göre yüzde 52.1’i toplumsal kutuplaşma ve bunun doğurabileceği toplumsal çatışma ve bölünme, yüzde 15.8’i terör olayları, yüzde 12.8’i adam kayırmacılık, kadrolaşma, yüzde 8’i ekonomik darboğaz ve işsizlik, yüzde 5.9’u eğitim ve sağlık politikalarında yaşanan sorunlar, yüzde 1.3’ü yolsuzluk, yüzde 1’i dış politikada çalkantı, yüzde 3.1’i de diğer seçeneğini işaretledi.
“NE TEDBİR ALINACAK”
Genel Merkez tarafından yapılan anket sonuçlarını değerlendiren TES Denizli Şube Başkanı Turgay Demirtaş, Ülkemizde öğretmenlik mesleğinin ne kadar meşakkatli olduğunu, öğretmenlerin zor koşullarda, canla, başla görev yaptığını belirterek, “tüm öğretmenlerimizin ve eğitim çalışanlarımızın 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlarım” dedi. Öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki anlamda yığınla sorunu olduğuna dikkat çeken Demirtaş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın özellikle bazı sorunlar karşısındaki vurdumduymaz tavırlarının, çözüm yerine çözümsüzlükle sonuçlanan icraatlarının eğitim camiasında yılgınlığa neden olduğunu söyledi. Eğitim camiasında son yıllarda yaşanan baskı, adam kayırma, kadrolaşma çalışmalarının öğretmenlerin verimini, başarısını etkilediğini kaydeden Demirtaş, eğitimin dümeninde olan insanların Bakanlığın en alt birimden, en üst birimine kadar her yerde adaleti sağlaması, hakkaniyeti ön planda tutması ve eğitim çalışanları arasında ayrım yapmaması gerektiğini dile getirdi. Öğretmenlerin geçim derdinde olduğunu da kaydeden Demirtaş, “Kredi kartına bağımlı hale gelen, banka kredilerine muhtaç edilen, borçlarını kapatmak için çektiği kredi karşılığı evini ipotek gösteren öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, bizler nasıl eğitimin itici gücü, olmazsa olmazı öğretmenlerimizi mutlu ve huzurlu kılacağız? Eğitimi nasıl daha ileri taşıyacağız? Kafasında geçim derdi olan öğretmenlerle mi dünya yarışında ipi göğüsleyeceğiz” dedi. Öğretmenlere yönelik şiddete de dikkat çeken Demirtaş, kafa atılan, sopayla dövülen, gözünde yumrukla derslere giren öğretmenleri Bakanlık ne zaman görecek, ne zaman duyacak? “Öğretmene yönelik şiddeti önlemek için tedbirler ne zaman alınacak?” dedi.