Atatürk Orman Çiftliği arazisinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne 29 seneliğine ücretsiz devri ve bu araziye Melih Gökçek döneminde kurulan, hesap kitap yapılmaksızın kamu zararına sebep olan ucube parkın şimdi de kiraya vermek için çıkarılan yasa, tam anlamı ile Atatürk’ün mirasına ihanettir. İktidar bu ihaneti ortaklaşa yaptı.
RANT İLE RÖVANŞ AOÇ’DE İÇ İÇE GEÇMİŞTİR
Bu kanun Atatürk ve Cumhuriyet’ten alınmak istenen siyasi rövanş ile ekonomik rantın iç içe geçmesidir. Bugüne dek hesapsız bir şekilde harcama yapılan böyle bir alanı ve içerisindeki yerleri kiralayacak işletme, giriş ücretini ve kullanılacak malzemeleri kesinlikle ucuz tutamaz. Ankaralı halkının giriş parasını denkleştiremeyeceği bir park yeri, acaba AKP’nin köprü, otoyol, hastane modeli gibi “müşteri garantili” bir şekilde mi işletilecek? Onun hazırlığı mı yapılmakta? Hangi özel şirket bayramlar günlerinde müşterisini bedava ağırlar? Şirketin zararı acaba yine Hazine’den mi karşılanacak? Adrese teslim bu yasa ile ihya edilmek istenen şirket hangisi?
Milyarlar harcanarak bir ucube yapıya şimdi de müşteri garantili formüller gelir ise, firmaya “sen merak etme, bilet parasının, yenilen içilenin bir kısmı da belediyeden, Hazine’den” denir ise hiç şaşmayın.
Atatürk’ün tarım/hayvancılık yapılan, yeşil ile barışık, kuşakları birleştiren mesire yeri AOÇ, siyasi rövanşla ticari rantın akraba olduğu bir yasa ile katledilip parça parça yok ediliyor.
AOÇ, CUMHURİYETİN TARIM VE MODERNLEŞME MODELİDİR
Cumhuriyetin tarım, hayvancılık ve modern hayat anlayışını çökertmek isteyen kişiler, daha evvel 3 defa Meclise getirilerek geri çekilen tasarıyı bu kez yeni belediye başkanı eli ile geçirmeye kalktı. AOÇ arazisinde Kaçak Saray ile başlayan hesaplaşma süreci, bugün ucube park ile sürüyor. Sabit 3 bin personel talep eden, milyarlarca TL’lik kaynağı boşa harcayan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin her yeni macerası Türkiye ekonomisine büyük yük getirmekte.
Atatürk’ün bıraktığı mirasa göz dikenler, Kaçak Saray ile çoraklaştırdıkları AOÇ arazisine şimdi de tamamen zarar ziyan bir proje için saldırdı. Ülkede tarımı bitirenler, yerli ve modern tarımın adresi AOÇ’yi taş yığınına çevirmeye uğraşıyorlar. Buna müsaade edilmeyecektir.
Yeni Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Gökçek döneminin yanlışlarından bir tanesi olan, ölü doğan bu israf projesi için yabancı kiracı arayışında, bu noktada AOÇ özel yasasına takılmıştı. Şimdi açık bir şekilde hukuka aykırı çıkarılan bu torba yasa ile ihanet tescillenmekte.
AOÇ’YE BAKIN, AKP’NİN SİYASET-TİCARET SİCİLİNİ GÖRECEKSİNİZ
Yalnızca son senelerde AOÇ arazisinde yapılan şeylere bakın, bu iktidarın tarıma, hayvancılığa, başkent mimarisine, siyasete, ekonomiye nasıl yaklaştığını oradan görebilirsiniz.
Evvela tapusu bile olmayan bir Kaçak Saray ile Atatürk’ün tarım yapılan arazilerini, ormanlık alanlarını katlettiler, Selanik’te kendi doğduğu evin AOÇ’deki örneğini bile kuşa çevirdiler. Ardından, başkentin nefes alma mekanı olan çiftliği lüks ve israf ile taş ve beton ile değiştiler. Ormanlık alanları Orman Genel Müdürlüğü’ne bina yapmak için katledenlerden ne beklenir!
AOÇ’YE YAPILANLAR, TEK ADAM REJİMİNİN ÖZETİDİR
Cumhuriyetin kurulduğu Ulus-Kızılay-Çankaya Köşkü hattına düşman olanlar, bugün Eskişehir Yolu-Saray-Parti Genel Merkezi üçgeninde tek adamlık rejimini kurmaya, siyasi rövanşı başkent mimarisini değiştirip almaya kalkıyorlar.
Şimdi de sırf rejimi değiştirmek için devlet binalarını evvela Eskişehir Yolu’na taşıyarak, devleti iş merkezlerinde kiracı yaptılar. Daha sonra yeni Bakanlıklar semti olan Eskişehir Yolu ve Söğütözü’ne kuş bakışı bakacak, yargıyı, yürütmeyi kendi çevresinde toplayacak Saray’ı hukuksuz bir şekilde kondurdular.
BAŞKENT İŞGAL ALTINDADIR
Atatürk Orman Çiftliği ve başkent işgal altında. Cumhuriyet ile hesaplaşma derdindekiler ile 24 Haziran sabahı verilecek mücadele Ankara ilinin geri kazanma, Çankaya Köşkü’ne geri dönme mücadelesi.
Cumhuriyetin kurulduğu hat, Ankara ilinde tekrardan itibar kazanacak. Ulus’ta 1. Mecliste başlatılan kampanya, 24 Haziran’dan sonra aynı yol üzerindeki Meclisin güçlenmesi için, bakanlıkların kendi binalarına dönmesi ve bürokraside liyakatın geri gelmesi için. Bizlerin mücadelesi, Cumhuriyetin kurulduğu Ulus-Kızılay-Çankaya Köşkü hattının tekrardan kuvvetlenmesi mücadelesidir. Bunu hep beraber yapacağız.