Kaynama

Mefkûre istikbalin hâlikidir. Ancak ülküyü, düşünce ve eğitimle birleştirirseniz… İşte o zaman hidrojen bombasından etkili bir güç ortaya çıkıyor. Bu enerji Türk dünyasında kaynamaya dönüşüyor.

Bugün 17 Mayıs. Eşim Emine Işınsu Öksüz’ün doğum günü. Onu 5 Mayıs 2021’de kaybetmiştim. Anısına bir roman ödülü koyduk ve ilk ödülü 17 Mayıs 2022’de ilan ettik. 17 Mayıs 2023’te ödül sahibini buldu. Ülkü Demiray’ın Cümbezin Kızı, 141 eser arasından seçildi. 2023 sonunda basıldı ve 5 ayda 5 baskı yaptı. Şimdi darısı yeni Emine Işınsu Ödülü’nün başına diyorum ve yazarlarımıza 2025 Emine Işınsu Roman Ödülü’nü hatırlatıyorum. Eserlerin son teslim tarihine 9 ay kaldı. Eserinizi lütfen 1 Mart 2025 gece yarısına kadar gönderin. Konu serbesttir. Ödülün şartları http://emineisinsu.com sitesindedir. 

* * *

64 yıllık dostum Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Türk edebiyatını, Türk edebiyatının geçmişini ve bugününü şüphesiz en iyi bilenlerimizden biridir, muhtemelen en iyi bilendir. Onun bütün Türk dünyasını kapsayan bir tahmini var. Ama bu spekülasyon değil, öğrenilmiş tahmin denilen, birinci elden bilgiye dayanan bilgece bir öngörü. Bican’a göre Türkiye’de de Türk Dünyası’nın bütününde de bir kaynama var. Milletlerin kriz noktalarında, tarihlerinin ve talihlerinin dönüm noktalarında görülen cinsten bir kaynama bu. Türklük ve Türk milliyetçiliği büyük bir atılımın eşiğinde. “Bunu biz gerçekleştirmeyeceğiz. Bizim dışımızdaki insanlar yapacak.” diyor. Kaynama kitabına bir göz atın. (Ötüken, 2023).  

Her yerde, her yerden

İşte bu ayın 3’ünde, 3 Mayıs Türkçüler gününde o kaynama geldi ve Prof. Ahmet Bican Ercilasun’u yakaladı. Konya’da, Ahde Vefa Turan Birliği Derneği, onun için bir saygı gecesi düzenledi. Dostum A. Yağmur Tunalı’nın bu konudaki yazısını Karar’da bulabilirsiniz.

İşte o atılımı gerçekleştirmeye bir aday, Ahde Vefa Turan Birliği’dir. On yıllık derneğin davetiyle Konya’da binler hareket ediyor. İki hafta önce sevgili dostum, rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör’ü andılar. Oradaydım. 3 Mayıs’ta Ercilasun’u. Gıda ve Tarım Üniversitesi’nin çift amfisi her iki toplantıda da tıklım tıklım doluydu. Ancak kaynama Konya ile sınırlı değildi. Bican Hoca’nın saygı gecesine Kazakistan’dan, Azerbaycan’dan gelmişlerdi. Rüstem Behrudi meşhur şiiri, “Selam Darağacı”nı okudu. Azerbaycanlı yazar Namıq Almammadov, Hollanda’dan Şair Şerife Bozoğlan da oradaydı. İdealist Kadınlar Derneği, el yapımı Türk mavisi ve Selçuklu Yıldızı muhtevalı bir çini tablo hediye etti. Ahde Vefa Turan Derneği mensubu gençler, Elif gibi dik durduğu için hocalarına özel yapım hat sanatı bir tablo armağan etti. Çumra Kültür Sanat Merkezi, çini üzerine resmedilmiş bir Atatürk portresi verdi. Irak ve Suriyeli Türkmen gençler Türkmen Bayrağı, Özbek öğrenciler Güney Türkistan Bayrağı sundu. Sevenlerinin, öğrencilerinin, dostlarının yazılarından oluşan armağan kitabı 1250 adet basılmıştı. Tamamı misafirlere dağıtıldı. 

Altın madalyalar

Kazakistan Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yerden Kazhybek (Erden Kajıbek), ona ve devre arkadaşı meslektaşı Prof. Dr. Saim Sakoğlu’na, Kazakistan Dil Kurumu Altın Madalyasını taktı. Kazhybek, “Bu madalya çapan giyilerek takılır.” dedi ve her iki hocamıza da hilatın Kazakçası çapanlarını giydirdi. Bican’ınki beyazdı. Beyaz, hakanın rengiymiş. 

Anadolu’nun ortasında doğup büyük şehirlerdeki derneklerin gıptayla bakacağı ölçüde büyüyen Ahde Vefa Turan Birliği’nin faaliyetleri bu anmalardan ibaret değil. Türkmeneli bölgesi Çobanbey’de, 195 yetim Türkmen çocuğun himaye edilerek eğitilip yetiştirildiği Umay Ana Yetim Kültür Merkezleri var. İhtiyaç sahibi Türkmenlere aynî yardımlarda bulunuyor. Öğrenci bursu programı çerçevesinde 186 öğrenciye burs desteği sağlıyor. Güney Türkistan’da içme suyu kuyuları açıyor. 

Nihayet her yıl, kurban bağış kampanyası düzenliyor. Kurbanlar sadece Türkiye’de değil,  Irak Türkmeneli’nde, Makedonya’da, Kırgızistan’da, Güney Türkistan’da ve Karabağ’da da bağışlanıyor. Katılmak isterseniz bu adrese bir göz atın.

Mefkûre istikbalin hâlikidir

Kaynama gerçi Bican Hoca’yı Konya’da buldu ama Konya ile sınırlı değil. Birkaç gün önce Ankara’da ODTÜ ve Bilkent’li gençlerin İfade-Fikir topluluğunun milliyetçi dergiler konusunda paneli vardı. Gençler, dergilerimizin tarihini bilimin ışığında inceliyor, internette açık arşivde biriktiriyor. Hemen arkasından Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin Kitap Bankosu topluluğunda “Dilsiz Milliyetçilik” başlıklı panel vardı. Konu, dil – millet ilişkisiydi. Ondan birkaç gün sonra da Aytöre grubu Emine Işınsu’yu andı. Bu toplantıların hepsinde Yeni Ufuk – Mefkûre Mektebi – Töre-Devlet gençleri vardı. 

Bu yoğunluk, bu yaygınlık, bu seviye! Seviye yalnız konuşmacılarda değil, dinleyenlerin sorularında da gözleniyordu. Düşünce ve eğitim öyle bir kuvvettir ki yarınlara hâkim olur. Karşımda Töre-Devlet’in, Ziya Gökalp yılı dolayısıyla hazırladığı büyük boy bir Gökalp portresi var. Altında onun sözü yazıyor: Mefkûre istikbalin hâlikidir – Ülkü geleceğin yaratıcısıdır. Ancak ülküyü, düşünce ve eğitimle birleştirirseniz… İşte o zaman hidrojen bombasından etkili bir güç ortaya çıkıyor. Bu enerji Türk dünyasında kaynamaya dönüşüyor.  İskender ksüz / Milli Düşünce Merkezi

Medya Haberleri

İnsanın üç içgüdüsü
Yoğun İş Hayatında Zamanı Verimli Kullanmanın 8 Pratik Yolu
PAÜ'de Bir Kayıt Skandalı Daha
Sözde Ermeni Soykırımı
Herkes her şeyi biliyor