“Allah’ım bizi kaliteli insan eyle” Amin. Bu dileğimizle kemale ermiş insan olmayı kastediyoruz.
Kaliteli İnsan(İnsan-ı kamil) olmak, insanî değerlerin bulunması, elde edilmesi sonra da onların muhafazasıyla mümkün olur. Çünkü insan, duyguları, latifeleri ve hisleriyle insandır.
Bu potansiyel değerlerimiz, bir tohumun toprağa gömülüp yeşermesi, fidan olması büyümesi ve meyve vermesi gibi, hayatlarımızın da yaratıcımız Allah’ın değer verdiği şeylerle yeşertilmesi ve sonra da bu değerlerin korunmasıyla mümkündür.
Kaliteli bir insan olmamız ancak, ihsan makamındaki kullukla mümkündür. Bu durum kuran-ı kerimde emredilmiştir:
‘Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’ (Nahl-90)
Bu ayet bütün camilerimizde imamlar tarafından her Cuma hutbesi sonunda tekrarlanmaktadır.
Yine ‘İhsan nedir?’ sualine Peygamberimiz(sav): ’Allah’ı görüyormuş gibi kulluk etmektir’ diye cevap vermiştir. Unutmayalım ki bütün hayatımız ahirette önümüze konulacak biçimde bütün ayrıntılarıyla kayıt edilmektedir.
Evet, Kaliteli insanın özellikleri; insanın Allah’a olan kulluğu ölçüsünde aranmalıdır. Efendimizin “Allah sizin cisimlerinize ve suretlerinize değil, kalplerinize ve amellerinize bakar” hadis-i şerifi bu hükme işaret eder.
Yine bir hadise göre Peygamberimizin oğlu İbrahim vefat ettiğinde kabirde küçük bir delik-açıklık görerek mezarcıya onu kapatmasını söyler. Mezarcı ise bunun ölüye ve mezara bir zarar vermeyeceğini söyleyince Peygamberimiz; ‘Sen onu kapa. Allah kullarının işini en iyi bir şekilde yapmalarını ister.’ buyurur.
Bizler de kaliteli bir insan olmak istiyorsak helal kazanç amacıyla yaptığımız işlerimizi en iyi ve en güzel şekilde yapmalıyız.
Kaliteli bir insan, belest aleminde rabbinin sorusuna cevaben verdiği ‘Evet sen bizim rabbimizsin.’ sözünü tutmuş, ve ‘…Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım…’ ayetine muhatap bir ‘İNSAN’ olmuş olur.